Davutoğlu niçin Kerkük’e gitti!

Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Irak’ın Kuzeyine gitmişken Kerkük’ü ani olarak ziyaretinin aslında sansasyondan başka bir işe yaramadığı şimdiden anlaşılıyor.
Gerçekten de, 2003’ten beri yani “çuval geçirme” olayı ile birlikte, bir zamanlar kırmızı hatlarımızdan biri olan Kerkük’ün, şimdi iç politika malzemesi yapılarak hatırlanması gülünç oluyor. Zira, Ramazan Bayramı’nda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kerkük’e gideceğini açıklaması iktidarı güç durumda bırakmış bulunuyor.
Kerkük dolayısıyla soydaşlarımız yeniden dile getiriliyorken, bölgenin trajik bir şekilde nasıl yitirildiğinin öyküsünü, başta Nefi Demirci olmak üzere diğer soydaşlarımızın yazılarından derleyerek gözler önüne
sermek icap ediyor.
Osmanlı, 1. Dünya Savaşı’ndan önce 1990 yılına kadar adı Irak olan bu toprakları, Basra, Bağdat ve Musul olarak üç bölge şeklinde idare ediyordu.
Türkler (Türkmenler) Telafer’den Mendeli’ye kadar uzanan topraklarda Sümerler ve Akatlar’dan beri
yaşıyordu.
400 bin Nüfus’lu Telafer, Musul’un çevresinde bulunan onlarca yerleşim yeri, köyler kasabalar, Erbil, Kerkük ve çevresinde bulunan kasabalar, 3 milyon Türkün yaşadığı topraklardı.
1913 yılında Mahmut Şevket Paşa Sadrazamdır, durup dururken o zaman küçük bir emirlik olan ve daha henüz petrol yatakları işletilmemiş iken, Kuveyt’i karşılıksız olarak İngilizlere veriyor.
Sonra Basra Körfezi’nde ve Umman Denizi’nde bulunan İngiliz donanması bu limana yerleşecek ve
1. Dünya Harbi’nde Irak’ın işgal girişimini oradan başlatacaktır.
İngilizler Kuveyt’te yerleştikten, hazırlıklarını yaptıktan bir yıl sonra 1. Dünya Savaşı başlar, tarih 1. Ağustos 1914. 5 Kasım 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu savaşa girer.
Hiçbir mukavemetle karşılaşmayan İngiliz kuvvetleri 22 Kasım’da Basra’ya bağlı FAV Kasabasının KURNA limanını işgal ediyor ve oradan Irak’ın içlerine ilerliyor.
19 Mayıs 2 Haziran 1924. Haliç Konferansı toplantısında İngilizlerle Musul konusunda bir antlaşmaya varılamaz, İngilizler ısrarla Musul’u vermemekte direniyor.
Konferans dağılır ve konu İngilizler tarafından BM’ye götürülür, isyanlar kışkırtmalar devam ederken Musul’a gidecek tahkikat komisyonu kuruluyor.
7. Ağustos 1924’de Kürtlerin de içinde bulundukları Nesturi isyanı başlıyor. Ne tesadüftür ki aynı tarihlerde Kerkük’te de ilk Türk katliamı vuku buluyor.
Ve arkasından 5. Şubat 1925’te Musul’un kaybına sebep olan Şeyh Sait isyanı başlıyor.
Amaç; Kürt devleti kurmak ve sınırda hazırlık yapan Türk askerinin Musul’a girmesine mani olmaktı.
Şeyh Sait isyanı Musul’un kaybının en önemli nedenlerinden başlıcası sayılıyor.
Anavatan o günden sonra Türkmenlerden istemeyerek uzak kalıyor.
(Devamı yarın)

Yazarın Diğer Yazıları