TBMM'de bugün Saadet ve Gelecek Partisi grubu toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda iki partinin genel başkanları Temel Karamolloğlu ve Ahmet Davutoğlu dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, dün Memleket Partisi'nin "Kimse Mehmetçiğimizin Gazze’ye gitmesini isteyemez. Savaşmak istiyorsa bilet masrafını karşılarız" sözlerini hatırlattı ve "Bu bir insani ve milli meseledir. İnsani meseledir çünkü; ortaya çıkan tablolar hepimizin vicdanını yok ediyor. Birisi dün "Davutoğlu çok istiyorsa Gazze'ye kendi gitsin" demiş. Bak bakalım kayıtlara; sen dün rahat döşeğinde otururken ben bombalar altında Gazze'deydim. Hattı siyaset yoktur, sattı siyaset vardır. O satıh bütün vatandır." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun konuşmasından bazı detaylar:
"Bu hafta hem bir onur hem de hüzün haftası. Onur haftası; çünkü cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Herhangi bir yıl değil, 100 yıllık bir geçmişi hep beraber muhasebe etme dönemindeyiz. Hüzün haftası; çünkü hala Filistin'de Gazze'de her hanede yanan bir yangın var.
'İKTİDARIN HERHANGİ BİR HAZIRLIĞI VAR MI? NE YAPIYOR CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI İÇİN'
Cumhuriyetimizin 100. yılına giriyoruz. İktidarın herhangi bir hazırlığı var mı? Ne yapıyor cumhuriyetimizin 100. yılı için. İktidarın propaganda makinası, Türkiye'nin gündemini belirlemeye çalışırken gündemde 100 yılın muhasebesi yok. Türkiye Yüzyılı üzerinden bir hayal üretme çabası var. Şimdi tam da vaktiydi; Cumhuriyetimizin gelecek yüzyılı ancak geçmiş yüzyılını anlayarak inşa edilebilirdi. Hafızasını kaybetmiş bir milletin geleceğini kuramayacağının farkında değiller. Birileri cumhuriyet öncesi geçmişi hafızalardan silmeye çalışırken diğerleri de maalesef bu sürekliliği yok etmeye çalışıyor.
'BİLSİNLER Kİ SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR'
Basit bir Anadolu denklemiyle anlatayım; Komşuda yangın var, 2 bina ötede ve binalar ahşap. O yangının size geleceği belli. Bir grup diyor ki; "Banane bu yangından, bırakalım yansın komşunun evi. Zaten o komşuda geçmişte bize ihanet etmişti." Günlerdir bana ve Karamollaoğlu'na hakaret edenler bu güruhtan. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden gittiğini söyleyenlere ama bugün İsrail'in yanında duranlara bilsinler ki söyleyecek çok sözümüz var.
'BİZ YAPARIZ ÇÜNKÜ TOPLUMDA BİR FARKINDALIK OLUŞTURUYORUZ'
"İktidar icraat yapar, miting yapmaz" dedi Karamollaoğlu. Çok doğru. Biz de miting yaptık, biz yaparız çünkü toplumda bir farkındalık oluşturuyoruz. Ve biz miting yaptığımızda 600 milletvekiline de davet gitti, 14 parti il başkanları davet edildi İstanbul'dan. Ayrım yapılmadı. İktidar miting yapıyor; hem de cumhuriyetin kuruluşunun 1 gün öncesinde. Tebrik ederiz, toplumsal bilinç yaratacaksınız. Peki 3 hafta neden beklediniz? Niye bu 3 haftada kan ve gözyaşını sadece seyrettiniz? Gazze ile ilgili 12 adımlık bir eylem planı yayımladık. Hiçbiri uygulanmadı. Çok basit 2 tanesi vardı, hemen devreye girecek olan; birisi ulusal yas ilan edilsin. Şükür ettiler. Çünkü en kolay olan ulusal yas ilan etmek. İkinci olarak ilk haftadan dedik ki; TBMM bir araştırma komisyonu kursun ve derhal Gazze'ye göndersin. Cevap olarak dediler ki; "Böyle bir teamül yok, araştırma komisyonu ülke dışındaki olaylar için kurulamaz." Halbuki daha önce birçok kez kuruldu. Şimdi güzel bir karar almışlar İnsan Hakları Komisyonu kurarak. Ama çok geç. 12 bin 500 bina yıkıldı, yüz binlerce konut hasarlı hale geldi. 206 okul yıkıldı, 23 ambulans vuruldu. Daha yeni gönderiliyor Türkiye'den.
'O SATIH BÜTÜN VATANDIR'
Bu bir insani ve milli meseledir. İnsani meseledir çünkü; ortaya çıkan tablolar hepimizin vicdanını yok ediyor. Birisi dün "Davutoğlu çok istiyorsa Gazze'ye kendi gitsin" demiş. Bak bakalım kayıtlara; sen dün rahat döşeğinde otururken ben bombalar altında Gazze'deydim. Hattı siyaset yoktur, sattı siyaset vardır. O satıh bütün vatandır."