Darbeleri Okuma Kılavuzu (15 Kasım 2018)
Bir buçuk yıl önce çıkacaktı; bir takım yol kazalarına uğradı. Bu kazazede kitabı alıp, sarıp sarmaladığı ve daha fazla geciktirmeden sizinle buluşturduğu için herkesten önce Galeati Yayıncılık ve V. Murat Tulga'ya teşekkür ediyorum...
İlk kitabımın ön sözünü yazı idolüm Necdet Sevinç yazmıştı. İkincisini Cemal Şener yazacaktı; ani kaybı dolayısıyla yazamadı; kitap ona ithaftı. Üçüncüsününkini, Engin Alan demir parmaklıklar arkasında yazdı. Dördüncüsünün zaten her sayfası bir imzaydı. Ve son kitap, Darbeleri Okuma Kılavuzu da, her biri alanının en tepesindeki gazeteciler, araştırmacılar, akademisyenlerin sunumuyla çıktı.
Medyanın en rezil devrine rastladığımız için hak ettiklerimizin çok uzağında, minicik kurtartılmış adalarımızın Robinsonlarıyız biz!
İmkânsızlıklar içinde ve yalnızız.
Bu sebeple,"usta"ların, "üstat"ların, "duayen"lerin, "yaptırım"ları tanımayıp, bize, bizim gibi gazetecilere, yazarlara, araştırmacılara karşı ambargoları delerek verdiği moral desteği var ya; o işte bizim madalyamız!
Hepsine teşekkür ediyorum.
***
Önümüzdeki hafta sonu, 17-18 Kasım'da, TÜYAP 4. Salon'da, 4235 No'lu Galeati Standındaki imza gününde buluşmadan önce onlar tanıtsın, anlatsın istedim size kitabı. İşte kitabın arka kapağına yazdıkları yazılardan kısacık alıntılarla Darbeleri Okuma Kılavuzu:
"Oya gibi işlenmiş, belgeler, bilgiler incecik bir süzgeçten geçmiş ve Selcan Taşçı gazeteciliğin en güzel örneklerini kitabına taşımış. Uluslararası ilişkiler ve siyasi tarih derslerinin mecburi okuması olacak kadar net."
Ahu Özyurt
***
"İki darbe görmüş, diğerlerini yakın tarihi anlatan çalışmalardan öğrenmeye çalışan biri olarak kendi adıma önemsiyorum. Almanak gibi bir kitap, darbe külliyatı. Esasında yazılanları okuyunca darbe(ler), Türkiye'de sözlük anlamının ötesine geçiyor... Bu sarsıcı, yok edici ''darp''lar toplumu bitmeyen travmalara sürüklüyor... Bu toplumsal travmaların ister kurbanları, ister baş rolündeki aktörleri olsun topyekun bu toplum ne geleceğini, ne de bu iyileşmeyen travmalarla demokrasiyi inşaa edemez, sürdüremez... Darbeleri Okuma Kılavuzu, adı üstünde bir rehber bizim için... Farkındalığımıza sağladığın katkı ve emeğin için teşekkürler Selcan Taşçı, yolun açık olsun. Değerini bilen okurlarla buluştursun bu kitap seni..."
Şengül Hablemitoğlu
***
"Darbelere giden yollarda neler oldu, neden ikide bir darbelendik?
Selcan Taşçı sebepleri incelerken sonucu da net ifadelerle özetliyor:
"Ne askerî, ne siyasi, ne hukuki, ne ekonomik, ne kültürel; hiçbir darbe demokratikleştirmez, hiçbir darbe özgürleştirmez, hiçbir darbe adilleştirmez ülkemizi."
Darbelerden fayda ummak boş ve tehlikeli bir beklentidir. İyice öğrenmemiz gereken budur."
Melih Aşık
***
"Yaşadığımız coğrafyada 947 yıldır (Sultan Alpaslan döneminden beri) darbelerin bin bir çeşidi yaşandı.
Genç kuşağın etkili yazarlarından Selcan Taşçı'nın hazırladığı bu kitabın adı bile merak uyandırıcı:
"DARBELERİ OKUMA KILAVUZU"
Türkiye'de darbeler Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne devrolan bir hastalıktır.
Darbelerle hiçbir yere varılmadığını, bir milimetre bile ilerlemediğiniz gibi çok daha geriye düştüğümüzü yaşayarak gördük.
Selcan Taşçı, zor bir işi başarmış bulunuyor.
Piyasada çok sayıda darbe kitabı var ama Selcan Hanım'ınki farklı. Bu kitapta sapla saman birbirine karıştırılmamış..."
Rahmi Turan
***
"Türkiye'nin yakın tarihini doğru anlamak için Sadece Atatürk Türkiye'sini iyi bilmek yetmez, Atatürk'ten sonraki Türkiye tarihinin de belli başlı duraklarını iyi bilmek gerekir. İşte Selcan Taşçı, "Darbeleri Okuma Kılavuzu" adlı kitabıyla bize bu imkanı sağlıyor... Aslında sadece darbeleri değil, aynı zamanda Türkiye'yi anlama kılavuzu... "
Sinan Meydan
***
"Atatürk sonrası Cumhuriyet döneminin darbeler üzerinden okumak, demokrasimizde kırılmalara, siyasi hayatımızda yön değiştirmelere neden olan olayların göbeğine CIA'nın nasıl yerleştiğini görüyorsunuz. 68 ve benim de mensup olduğum 78 kuşağından 5 bini aşkın gencin öldüğü, o çalkantılı dönemlerde, Türkiye'nin darbelere nasıl hazırlandığını okudukça, içiniz burkuluyor.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz kalkışmasının ortak noktalarından biri ABD...
Selcan Taşçı, bu "ortak payda"yı tarih sahnesine çıkarmış ve üzerine projektörleri çevirmiş. Yağmurlu havalarda, el feneriyle bıldırcın yakalar gibi yakalamış failleri...
Mutlaka okunması ve mutlaka ders alınması gereken bir kitap olmuş..."
Fikret Bila
***
17-18 Kasım'da TÜYAP'ta buluşmak ümidiyle...