USTA gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ses getiren programı Ceviz Kabuğu’na konuk olan Yaşar Okuyan, “Evren ucuz kabadayılık yapmasın, apoletleri sökülmeli” derken, Kamer Genç de “Olayları önleyemiyorsa istifa etmeliydi” diye konuştu.
CEVİZ KABUĞU’NDA 12 EYLÜL DARBESİNİN LİDERİ EVREN’İN YARGILANMA KONUSU TARTIŞILDI
Apoletleri sökülmeli!..
Kenan Evren’in “Kardeş kavgası vardı onun için ihtilal yaptık” sözlerini inandırıcı bulmadığını söyleyen Yaşar Okuyan: Madem kavga vardı neden bir sene beklediniz? Ne tesadüfse darbe ve ara rejimlerden hep Amerika kazançlı çıkıyor
* Neslihan Gürsoy
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 12 Eylül 1980 darbesini yapanlara yargı yolunu gösterecek teklifi farklı kesimlerden değişik tepkilerle karşılandı. Konuyu masaya yatıran Ceviz Kabuğu, yine gündeme oturdu. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun ART’de hazırladığı Ceviz Kabuğu programında, 12 Eylül darbesi neden oldu? Nasıl yapıldı? 30 yıl sonra bu darbeyi yapanlar yargı karşısında hesap mı verecek? sorularına cevap arandı. Bu yayın döneminin son programına 12 Eylül’de idamla yargılanan MHP eski Genel Sekreter Yardımcısı Yaşar Okuyan, dönemin Danışma Meclisi üyesi şimdiki Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç konuk oldu.
İntihar edebilir...
Yaşar Okuyan, 12 Eylül’ün ve Kenan Evren’in kesinlikle yargılanması gerektiğini söyledi. Kenan Evren’in “Halk yargılansın derse intihar ederim” sözlerine sert biçimde karşı çıkan Okuyan, “Sayın Baykal’ı bu tartışmayı gündeme getirdiği için kutluyorum. Federasyonu, eyaleti tartışmaya açanların kimler olduğu belli. Kenan Evren’i gidip içeri tıkmanın alemi yok... Evren intihar edebilir. Kendi bileceği iştir... Evren’e tavsiyem ucuz kabadayılık yapmasın. Allah ona daha uzun ömürler versin. ’İntihar ederim’falan demesin ama onun apoletlerinin sökülmesi lazım. O apoletler
sökülmeli” dedi.
Ülkeyi eyaletlere böldü
Yaşar Okuyan, 12 Eylül sonrası Tümgeneral olan Mahmut Boğuşlu’nun bir dergide açıkladığı belgeyi gündeme taşıdı. Okuyan’ın bu belgesi 12 Eylül’ün yargılanması ile ilgili tartışmalara yeni bir boyut getirecek. Yaşar Okuyan, belgede yer alan bilgileri şöyle aktardı: “Ankara’ya güven sarsıldı... Ülke tek merkezden idare edilemez. Yasama, yürütme, yargı ile illerde millet meclisleri kurulsun... Yunanistan’la federasyon kurulmalı, diyor. Tekliflere bakın! Türkiye bölünüyor diye yönetime el koyanlar neler öneriyor... Şimdi bunu başka biri yapsa bölücülükten içeri girer... Evren’in ülkeyi ayrıca 8 eyalete ayırma talimatı var. Bu talimat Milli Güvenlik Kurulu’nda da onaylandı. Eyalet uygulamasına Özal’ın engel olduğunu açıkladı Evren daha sonra. Kurumsal olarak Silahlı kuvvetlere karşı olmak cehalettir ama askerin içinde yanlış yapıyorsa bunların karşısında durmak lazım.”
İstifa etmeliydi
Kamer Genç ise, Evren’in ’intihar ederim açıklaması hakkında “kurumların başındaki kişiler görevlerinde başarılı olamıyorlarsa istifa etmeliler. İhtilali kimse savunmuyor ama politikacıların da hatası çok. Suçu varsa yargılansın efendim. Geçici 15. madde Anayasa’da bir kara leke gibi durmaktadır. Genelkurmay Başkanı olarak Kenan Evren olayları önleyemiyorsa istifa etmeli ve makamı başkalarına bırakmalıydı. Eğer Türkiye’de bu yapılsaydı bütün bunlar yaşanmazdı. Batıda demokrasinin gelişmesinin en büyük nedeni bu tavırdır” şeklinde değerlendirdi. Kamer Genç, 12 Eylül’ün yargılanması konusu ile Deniz Baykal’ın gündemi değiştirmeyi amaçladığını ama bu sayede Anayasa’nın geçici 15. maddesinin de tartışmaya açılmasının faydalı olduğunu söyledi.
Özür dilesin
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç da, Kenan Evren’in açıklamasını çok sert değerlendirdi: “Hangi konu olursa olsun toplumun tartışmasından korkulmamalı. Bu konu Baykal ya da kim olursa olsun gündeme getiriliyorsa dikkate alınmalıdır. Maksadını aşmış bir söz olsun bu umuyorum. Demesi gereken şey, ’halk evet derse, çıkar hesabını veririm’olmalıydı. Yoksa ’intihar ederim’demek toplumun psikolojisini etkiler. Bu sözü o makamda birine çok görürüm. Dilerim maksadını aşmış bir söz olsun ve Evren özür dilesin.”
Anketten çıkan sonuç
Ceviz Kabuğu’nda bir de anket düzenlendi. Kısa mesaj yöntemiyle düzenlenen ankette izleyicilere, “Sizce 12 Eylülcüler yargılansın mı, yargılanmasın mı?” sorusu soruldu. 7 saatlik programın sonucunda katılımcıların yüzde 48,1’i “evet, 12 Eylül yargılansın” derken yüzde 51,9’u “hayır,” yargılanmasın “ dedi.
Ceviz Kabuğu’nda bu hafta da 12 Eylül darbesi tartışıldı. Programın konukları Okuyan, Genç ve Malkoç, çok önemli açıklamalarda bulundu.
İki çelişkiyle yargılanıyorduk
Kenan Evren’in ihtilal yaparken, “burada kardeş kavgası vardı onun için yaptık” sözlerini inandırıcı bulmadığını kaydeden Yaşar Okuyan, “Türkiye’de madem kardeş kavgası vardı neden bir sene darbe yapmak için beklediniz?” diye sordu. Evren’in “darbe ortamının oluşmasını bir sene bekledik” şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Okuyan, “O zaman 67 il var ve terörle mücadele nedeniyle hepsi sıkıyönetim altındaydı. Sadece 12 Eylül değil her türlü antidemokratik harekete bütünüyle karşıyım. Biz sıkıyönetime karşı çıktığımız için ve darbe girişimi yaptığımız için iki çelişkiyle yargılanıyorduk... Darbelerden ve ara rejimlerden sonra ne tesadüfse Amerika çok büyük kazanımlar elde ediyor” ifadesini kullandı. Okuyan, şunları ifade etti: “27 Mayıs’ta Lübnan’daki iç savaş nedeniyle insani yardım adı altında uçaklar gidiyordu oraya. Müslümanlara yardım götürüyoruz sanıyordu uçaktaki subaylar ama aslında Hıristiyanlara silah gidiyordu. Bu Amerika’nın isteğiyle oluyor. 12 Eylül’den önce toplumsal cinnet var. Herkes birbirini öldürüyor. Evren, biz bir sene bekledik şartların olgunlaşmasını darbe yapmak için. O insanların dörtte üçü bu son bir yılda öldü. Türkiye madem kardeş kavgasında neden bir sene beklediniz?“ Kenan Evren’in Demirel’e, Ecevit’e ve Erbakan’a darbe bildirisini okuduğunu ancak Türkeş’in darbe olacağını haber alarak saklandığını ifade eden Okuyan, ”Kendisini ben kaçırıp bir arkadaşımın evinde sakladım“ dedi.
Barış Gönüllüleri gençleri dağa çıkardı
Kamer Genç, Türkiye’yi yok etmek isteyenlerin her türlü oyunu oynayabileceğini söyledi ve kendi yaşadığı bir örneği anlattı: ”Mesela bizim Tunceli’ye o zamanlar Barış Gönüllüleri geldi. Gençlere ’okumayın, okuyup ne yapacaksınız? Öğretmen, doktor olup burjuvanın kölesi olacaksınız. Okumayın, dağa çıkın’dediler. “Şeref Malkoç da, Kamer Genç’in bu değerlendirmelerine benzer şekilde, Türkiye’de sürekli olarak çeşitli çatışmalar yaratarak ülkenin güçsüzleştirildiğini söyledi. Milli Türk Talebe Birliği olarak kendilerinin eylemlerde çok fazla yer almamalarına rağmen sağın ve solun zaman zaman hışmına uğradıklarını dile getiren Malkoç şöyle devam etti: ” Dünya kurulduğundan beri bu topraklar çok önemli olmuştur. İlk savaş, ilk barış, ilk medeniyet bu bölgede kurulmuştur. Bütün peygamberler bu coğrafyaya gelmiştir... Dünya da söz sahibi olmak istenler bu coğrafya etrafında mücadele vermişlerdir. Amerikalılar istiyor ki Türkiye’deki yönetimler kendi sözünden çıkmasın. Bilerek ya da bilmeyerek yönetimler de bunun askeri, ekonomik tesir altında kalıyor. Türkiye içinde güç sahibi olanları birbiri ile savaştırıp güçsüz bıraktırıyor ve istediğini yaptırıyor.
MHP içindeki MİT ajanını yakaladım
Yaşar Okuyan 80 öncesi olayların altında istihbarat örgütlerinin olduğunu kaydetti. Bizim istihbaratçıların büyük kısmının da bunlardan eğitim ve emir aldığını belirten Okuyan, bir MİT ajanını deşifre ettiğini ve bu ajanın evinde bulunan belgelerin kendine mal edildiğini açıkladı:
Öğrendim ki...
“O yıllarda komünizmle mücadele dernekleri vardı. Toplantılar konferanslar yapılırdı buralarda. Bu sırada enteresan sivil toplum hareketler oluyordu. Mesela bir gazete ’bu sabah namazını Fatih Camii’nde kılacağız’ diye duyuru yapıyordu. 10 bin kişi gidiyordu. Ben de gittim birkaçına. Bu olayların arkasında istihbarat örgütlerinin parmağı var. Mesela MHP’nin Beşiktaş ilçe sekreteri vardı. Ben yakaladım bunun ajan olduğunu. Takip ettik ve birtakım şifreli belgelere ulaştık. Sonra öğrendik ki bu kişinin MİT’le bağlantısı var.” Yaşar Okuyan, darbe döneminde MHP ile ilgili iddianamenin 60 sayfasının bu belgelerle ilgili olduğunu söyledi. Belgelerin bir bölümünün kendi üzerine monte edildiğini belirten Okuyan, dönemin askeri savcısının bu iddiayı ortaya koyduğunu kaydetti.
Nazım’a haksızlık etmişiz
Yaşar Okuyan o yıllarda gençliğin aynı kavramları farklı şeylermiş gibi savunduğunu ifade etti. “Biz ‘milliyetçi Türkiye’diye yazıyorduk solcu arkadaşlar da ’bağımsız Türkiye’ yazıyordu. Ama bağımsızın milliyetçi, milliyetçinin bağımsız olduğunu anlamadık” diyen Okuyan, ülkeden kaçmak için iki gün bir Bulgar kuru yük gemisinde beklediğini de açıkladı. Yaşar Okuyan, bu bekleyiş sırasında ‘kaçtı’ diye vatan haini ilan ettikleri Şair Nazım Hikmet’e büyük haksızlık ettiklerini anladığını itiraf etti.
Teröristler ortalıkta cirit atıyordu
Yaşar Okuyan, 80 öncesi olaylara çok fazla katılmadıklarını söyleyen Malkoç’a MTTB’nin Kanlı Pazar olayında etkili olduğunu hatırlattı. Bu uyarıya Malkoç’un karşılığı şöyle oldu: “MTTB, içindeki etkili kişiler gerçeği görünce arkadaşlarımızı bu olaylardan çektiler. Kötü bir şeydi bu gerçekten... Memlekette askerin polisin istihbaratı var ama teröristler ortalıkta cirit atıyordu. Sabah sağcıyı vuran silah akşam solcuyu vuruyordu. Bu olaylardan o dönem etkin güç sahibi olanların haberinin olmaması mümkün mü? Şimdi de Türk-Kürt diye bölüyorlar. Avrupa aynı dinden olmasına rağmen yüzyıllar boyunca mezhep savaşı verdi ama biz hoşgörü sahibi bir milletiz. Bunu üzerinde oynayamayınca sağ-sol ya da Türk-Kürt diye bölmeye çalıştılar. Kim bunları, kavgayı tahrik ediyorsa o ya gaflet içindedir ya da başkalarının oyuncağıdır.”
Asimetrik savaş neden simetrik olamıyor?
Hulki Cevizoğlu, Şeref Malkoç ve Kamer Genç’in gençlerin uyanık olması gerektiği önerisi üzerine, “Biz de politikacılar neden hep aynı hataları yapıyor? Neden hep aynı karpuz kabuğuna basıp düşüp duruyoruz?” diye sordu. Usta Gazeteci şöyle konuştu: “Temel yolda giderken karpuz kabuğuna basıp düşmüş. Sonra bir daha karpuz kabuğu görmüş ’gene düşeceğim’ demiş. Basmazsan düşmezsin... Bu milleti yönetenler de sürekli aynı karpuz kabuğuna basıp düşüyor. Osmanlı’da nasıl bölündüğümüzü biliyoruz. Sonrasını biliyoruz. Politikacılar her şeyi görecek, duyacak ve önlem alacak... Gençler uyanık ve dikkatli olsun ama bazen büyükler de gerçekleri görseler de önlem alamıyorlar. Genelkurmay Başkanı bugün ne dedi? ’Asimetrik bir psikolojik savaşla karşı karşıyayız.’Sayın Başbuğ kızmasın ama neden bu simetrik hale getirilemiyor?
İzleyici görüşleri
Programa telefonla bağlanan izleyiciler de konu hakkında çok farklı bilgi ve görüşlerini paylaştılar
Ülkücülere karşı yapıldı
Sami Coşkun:
Mustafa Kemal Atatürk parti kurucusu değil, Türk devletinin kurucusudur. CHP’lilere sesleniyorum buradan. İhtilalden yana değilim. En kötü
demokrasi en iyi ihtilalden iyidir. Ama Kenan Evren ve o günkü grup haksızlık yapmıştır. İhtilal ülkücülere ve MHP’ye karşı yapılmıştır. Bence 12 Eylülcüler yargılanmalıdır. Milliyetçi ve ülkücü bir hareket geliyordu, Kenan
Evren bunu engellemek istedi.
Asker geldi huzur geldi
Emekli İsmail Kökey:
Kenan Evren’den Allah razı olsun. Zil takıp oynayacaktık neredeyse. Askeriye geldi huzur geldi. CHP belki samimi belki değil. Ama ben vatandaş olarak 12 Eylül’ün yargılanmasına karşıyım. Son seçimde CHP’ye ondan önce AKP’ye oy vermiş biri olarak.
Siyasiler de suçlu
Diş Hekimi Aybars Turan: Türkiye de politikacılar kendilerini hiç suçlu görmüyorlar. Milleti kaosa sürüklüyorlar hep. Evim sol kurtarılmış bölgede, muayenehanem sağ kurtarılmış bölgedeydi. Gözaltına alındığımda parmaklarımın arasına jilet koydular. Yumruk yedikçe yüzüm parçalanıyordu.
Çok sıkıntılı günlerdi
Trabzonspor Başkan Yardımcısı Sıtkı Hacısalihoğlu:
O günler geçti ama biz o günleri ayakta alkışlayarak karşıladık. Fevkalade sıkıntılıydı ama alkışladık o günleri. Ortada Türk gençliğine tarihini öğretemeyen, asgari müştereklerde buluşan bir gençlik yaratamayan bir milli eğitim görüyorum.
Kadife eldivenle
Emekli Albay Tekin Özcan: “Dünyada bütün ihtilaller kanlı olmuştur ama Türkiye’de kadife eldivenle olmuştur. Ve hiçbir zaman yönetimde kalma arzusu olmamıştır. DP tek parti sultası olarak gelmişti ama Celal Bayar sultası olmuştur...”
Keşke siviller iyi yönetseydi
Emekli Tümgeneral Ali Ergun Gören: Keşke siviller bu ülkeyi iyi yönetse de halkımız askere gel demeseydi. 27 Mayıs ihtiyaçtan doğmuştur. 12 Eylül yüzde yüz haklı yapılmıştır. Amerika’nın hiçbir dahli olmadığını düşünüyorum. ‘Bizim çocuklar yaptı’ lafını komünistler yapmadı anlamında yorumluyorum. Halk isterse ordu göreve gelir.