Daha kaç defa aldanacaksınız?
Mevlana'dan sevgi mesajları... Herkesi kucaklama mesajları... Barış, hoşgörü, birlik mesajları... Havada uçuşan pırıltılar, ışıltılar...
Ve aman Allah'ım! Koca koca kalemlerin sahiplerinde, anlı şanlı yorumcularda bir gevşeme, bir iyimserlik, bir ümit...
Ey yazarlar, ey yorumcular! Kaç defa aldanmanız gerekiyor? Evet, iki ileri adımdan sonra bir geri adım atıyorlar ama çok da fazla zaman geçmeden iki ileri adım daha atıyorlar. Ve artık hedeflerinin ne olduğu, nereye doğru gitmek istedikleri çok açık.
Atatürk'ün, toplumu bir arada tutmak için çıkardığı tevhid-i tedrisat (öğretimin birliği) kanununu fiilen ortadan kaldırdılar; bu yolla "dindar ve kindar" nesiller yetiştirmeye devam ediyorlar. Bu durum size bir şey ifade etmiyor mu?
Cami çıkışlarında, cami önlerinde siyaset yapıyorlar; bu sizi rahatsız etmiyor mu?
Siyasi konuşmaları bazen, âdeta bir vaizin duasına dönüşüyor; bundan rahatsız olmuyor musunuz?
Kutsal din duygularını kullandıklarını, kutsal kavramlar üzerinde âdeta tepindiklerini fark etmiyor musunuz? Dinimiz adına dahi bunlara dur denilmesi gerektiğini düşünmüyor musunuz?
Selefî düşüncelere sahip İhvancılarla dostluklarının, yakınlıklarının farkında değil misiniz?
Müebbet hapse mahkûm Öcalan'ı "sayın" hâline getirdiklerini, onu devletin muhatabı kabul ettiklerini görmüyor musunuz?
Oslo muhabbetlerini işitmediniz mi? Habur rezaletini unuttunuz mu? Şimdi posta koydukları PYD'ye yardıma gitsin diye peşmergeyi Türk topraklarından geçirdiklerini hatırlamıyor musunuz?
Anayasa'dan Türk'ü silme girişimleri gözler önünde cereyan etmiyor mu? Bazı resmî kurumlar T.C. ibaresini kaldırmadı mı? "Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan andımızı okullardan kovmadılar mı? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözünden rahatsızlıklarını sık sık dile getirmiyorlar mı? Bütün bunlar devletimizin "Türk Devleti" olmaktan çıkarılması hedefinin adımları değil mi?
Türk olmayacaksınız, sadece Müslüman olacaksınız. "Tek bayrak" diyeceksiniz, ama bu bayrağın Türk bayrağı olduğunu unutup Türk sözünü ortadan kaldırmaya çalışacaksınız. "Fert laik olmaz" diyeceksiniz ve laik olmayacaksınız. "Özerklik, öz yönetim, öz savunma gücü" diyenlerle müzakere edeceksiniz ama olsun, yine de "tek devlet, tek vatan" diyeceksiniz. TRT'ye ve devletin diğer resmî organlarına Türkçeden başka bir dili sokacaksınız ama "tek dil" diyeceksiniz.
Bugün filan gazeteye vergi memurlarını gönderip milyarlarca liralık para cezasına çarptıracaksınız; yarın filan gazeteye TMSF marifetiyle el koyacaksınız, öbür gün kayyum marifetiyle ekranları karartacaksınız. Sonra da "sevgi, hoşgörü, barış" diyeceksiniz. Ve bu defaatle tekrarlanacak.
Onlar bunu kim bilir kaç defa yapacaklar. Ve fakat aman Allah'ım! Koca koca kalemlerin sahiplerinde, anlı şanlı yorumcularda bir gevşeme, bir iyimserlik, bir ümit... Sormak gerekmiyor mu? "Daha kaç defa aldanacaksınız?"