Daha çook üzüleceksiniz!
İlk hafta maçları oynandı...
Galatasaray ve Beşiktaş yenildi, Trabzonspor berabere kaldı,Fenerbahçe zor yendi...
Çok bilmişlerin yorumları da hemen başladı...
“Fatih Terim’le bu iş olmaz. Galatasaray bu sistemle şampiyon hiç olamaz...
“Beşiktaş’ın bu kafayla sıkıntısı bitmez. Portekizliler de yıldız falan değil. Bu takım sevenlerini daha çok üzer...
“Trabzon havasında değil. Takımda uyum yok. Geçen sezonu mumla
ararlar...
“Fenerbahçe’nin hiç tadı yok. Lugano’nun yeri dolmadı.Yeniler göz
doldurmadı...
Yahu hele bir nefes alın...
Futbolumuzda bir deprem yaşanmış, ligler bir ay gecikmiş,yaralar sarılmaya çalışılıyormuş, bunlar kimsenin umurunda değil...
Söylenenlerin en komiği de ne biliyor musunuz?
Ligimizin kalitesi düşmüş...
Gönül verdikleri takımlar puanlar kaybetti veya zor kazandıya, oynanan futboldan hiçbir şey anlamamışlar...
İstanbul B.Belediyespor’un,Eskişehirspor’un, Bursaspor’un oynadığı sanki çelik çomak...
Orduspor 17 yeni transfer yapmış, yeniden yapılanmaya çalışırken takım gibi takım görüntüsünde Kadıköy’de boy salmış gören yok...
Ha kezâ Samsunspor ve Mersin İd.
Yurdu...
Karabükspor, Antalyaspor kaldığı yerden devam ediyor...
Ama olmaz, onlar zaten bu ligin takımı değil ki...
Hepsi figüran...
Varsa yoksa büyük takımların başarısı...
Ligin ilk haftasında takır takır futbol oynandı beyler...
Hem de en lezizinden...
Biraz da diğer gözle izleyin maçları...
Ne diyorduk, “Anadolu uyandı, artık önünde durmak zor...
Daha çook sizi üzen güzellikler göreceksiniz merak etmeyin...
Dikkat ettiniz mi!
Büyüklerin puan kaybına rağmen hakemlerimiz pek konuşulmadıbu hafta. Sevindirici bir durum. Ayrıca hepsini pek otoriter buldum. Doğrusu bu tavırları çok da yakışmıştı kendilerine. Güvenleri artmış gibiydi sanki. Kimsenin de pek itirazı olmadı. Hiç düşündünüz mü neden acaba? Şike operasyonunda bir tek hakemimizin adı sanı duyulmadı da ondan. Hani neredeyse tüm maçlarda koro halinde ağzımızdan lağımlar akıttığımız hakemlerimiz, tertemiz çıkmanın haklı gururunu yansıttılar sanki sahaya. Federasyon ve kulüp yöneticilerinin, teknik direktörlerin, futbolcuların, gazetecilerin hatta tribündeki taraftarların sorgulandığı süreçte sadece onlara dokunulmadı ve büyük bir keyifle yaşadılar bu onuru. Hepsine selam olsun...
Ben olsam eğer!
Örneğin futbolcuysam ve müthiş bir sezonun sonunda takımım ben ve arkadaşlarımın alın teriyle şampiyon olmuşsa...
Taraftarsam eğer, yağmur çamur demeden tribünleri doldurmuş,sahada 12. Adam gibi mücadele etmiş, kulübüme her anlamda katkı yapmışsam...
Ancak başkan ve yöneticileri şikeye bulaştı iddiası ile cezaevine konulmuş, bu yüzden güzelim şampiyonluk elimden alınmaya çalışılmışsa...
Maça çıkarken, o başkanın fotoğrafının basıldığı tişortu giymem, gol atınca formamı çıkarıp ona armağan etmem...
Onlar için yürümem, protestolara katılmam...
En azından yargı süreci bitene kadar...
Haa; yargılama biter ve suçsuz bulunurlarsa hepsini Metris’ten Kadıköy’e kadar omuzlarımda taşırım o da ayrı...
Bilmem anlatabildim mi?
Ne kadar ayıp!
Futbol kamuoyunca çok okunan bir internet sitesinde önceki gün bir haber gördüm. Bir gazete kaynak gösterilerek, Galatasaray’ın genç kalecisi Ufuk Ceylan’ın bir restoranda kız arkadaşına laf atıldığı için kavga çıkardığı, hatta bu kavgada yediği yumruk nedeniyle kaşının yarıldığı iddia ediliyordu. Ufuk bunu Galatasaray’ın resmi sitesinden yalanladı. Ancak değinmek istediğim bu değil. İnternet sitesi bu olayı haber yaparken, bir de resim kullanmış. Ufuk’un burnu ile dudakları arasında sargı bezi sarılı bir fotoğraftıbu. Resme bakınca gerçekten bir olay çıktığını zannediyorsunuz. Halbuki fotoğrafta Ufuk’un üzerinde kaleci forması, arka planda da tribünler var. Belli ki bir maçta aldığı darbe üzerine yapılan tedavi sonrası çekilmiş bir resim. Kavgada kaşının yarıldığı iddia ediliyor, sahada mücadele ederken aldığı darbe sonrası yapılan tedavinin görüntüsü kullanılıyor. Ne kadar ayıp...