Yüksek rakımlı yerlere çıkıldıkça oksijen seviyesi azalır ve soğuk havanın da etkisiyle kalp olumsuz etkilenir. Peki, Dağ Hastalığı nedir, nasıl önlenir? İşte yanıtı…
Kalp hastalığı olanlar veya kalp hastalığı gelişimi açısından risk grubu olanlarda dağ hastalığı kalbe ciddi zararlar verebilir. Akciğer ve kalp yetersizliği gelişebilir. Zira yüksek rakıma çıkarken vücudu zorlayacak iki önemli durum meydana gelir. İlki; yükseğe çıktıkça düşen atmosfer basıncı ve buna bağlı olarak solunan havadaki oksijen miktarının azalmasıdır. İkincisi ise soğuk havanın doğrudan kalp üzerine olan olumsuz etkisidir. Yükseğe çıktıkça solunan havadaki oksijen azlığına bağlı olarak kalp daha çok çalışmaya başlar, çarpıntı oluşur ve tansiyon değerlerinde artış olur.
Oksijen azlığından ilk etkilenen mekanizma kalbin gevşemesinin yavaşlamasıdır. Bu da nefes darlığında artışa sebep olur. Özellikle kalp damarlarında darlık olan, kalp yetersizliği olan kişilerde göğüs ağrıları, ritim bozuklukları gelişebilir. Özellikle kalp yetersizliği tanısı konulmuş hastalarda gelişecek nefes darlığı kişileri hastanelik edebilir.
NASIL HAVA KALBİN YÜKÜNÜ ARTIRIR?
Yüksek rakımın etkilerinin yanı sıra soğuk hava da kalbin üzerindeki yükü artırır. Dağ hastalığında solunan soğuk hava ile birlikte hava yollarında daralma ve nefes darlığı oluşur. Soğuk karşısında kalp vücut ısısını korumak için daha çok çalışır, el ve ayak damarlarında büzüşme gelişir. Sonuç olarak kan basıncı ve nabızda artış olur.
TEDBİRLER NELER?
'Dağ hastalığı' yüksek rakıma çıkan kişileri özellikle kayak severleri tehdit eden bir hastalık olarak bilinir. Dağ hastalığı, aniden gelişir ve kalbi olumsuz etkiler. Çarpıntı ve nefes darlığı şikayetleri ön plana çıkarken hızlı tırmanışlarda ve 2 bin 500 metre üzerinde gelişme riski belirgin olarak artar.
NE YAPMAK GEREKİR?
Kış sporları için yüksek rakım ve soğuk havalara çıkan kişilerde mümkünse ilk 1-2 gün iklime uyum açısından hafif ve kısa süreli spor yapılmalıdır.
Soğuktan koruyacak giyim tarzı seçilmelidir. Çok kalın giyinmek sık yapılan hatalardan biri olup, erken dönemde terleme, soğuma ve üşüme ile sonlanır. Kat kat giyinmek önemli bir noktadır. Terletmeyen sentetik içlik üzerine ısıyı koruyacak yünlü bir elbise ve en dışa su geçirmez kaban, önerilen giyinme şeklidir. Pamuklu iç giyim teri emeceğinden önerilmez. Isı kaybının yüzde 50’si baş boyun bölgesinden gerçekleştiğinden mutlaka şapka, bere ve boyunluk kullanılmalıdır. Çok soğuk havalarda kar maskesi ile ağız ve burunun kapatılması solunacak havayı nemlendirecek ve fayda sağlar.
Ne kadar eğlenceli olursa olsun dışarıda uzun süre durulmamalıdır. Hissedilen hava sıcaklığına göre planlama yapılmalıdır. Özellikle rüzgarlı ve yağışlı havalarda hissedilen sıcaklık daha düşük olur. Eksi 15 derecenin altındaki sıcaklıklarda risk belirgin artacağından dışarda çok durulmamalıdır.
Özellikle kalp hastaları ve kalp hastalığının gelişimi açısından risk grubunda olanlar ile erkeklerde 40, kadınlarda 50 yaşın üzerindekiler yüksek rakımlı yerlere çıkmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalıdır. Kullanılan ilaçlar aksatılmamalıdır. Ani tansiyon artışlarına yönelik dilaltı bulundurulmalıdır. Astım hastalarının da ilaçlarını mutlaka yanlarına almaları gerekir.