İHA’nın haberine göre; Uzm. Dr. Murat Keklikoğlu, D vitamini ve bu vitaminin eksikliği durumunda yaşananlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Keklikoğlu, D vitamini eksikliğinin dünyada en sık görülen sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekerek dünya çapında yaklaşık 3 milyar in sanda bu önemli vitaminde eksiklik olduğunu ifade etmesi dikkat çekti.
“SENDROMLAR D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN NEDENLERİ ARASINDA GÖSTERİLİR”
Keklikoğlu, “Birçok kronik hastalıkla ilişkili olan D vitamini eksikliği; kardiyovasküler hastalıklar, kanser, diyabet, osteoporoz (kemik erimesi) ve diğer birçok rahatsızlıkta rol oynadığı bildirilmiştir. Optimal yani en uygun D vitamini seviyelerine sahip olmak, genel sağlık ve iyilik hali için kritik öneme sahiptir. Yetersiz güneş ışığına maruz kalma, D vitamini içeren gıdaların yetersiz alımı, Crohn ve çölyak hastalığı gibi emilim bozukluğuyla ilgili sendromlar D vitamini eksikliğinin nedenleri arasında gösterilir. D vitamininin en iyi besinsel kaynakları; yumurta sarısı, yağlı balıklar, karaciğer, mantar, otla beslenen hayvanlardan elde edilen peynir ve tereyağıdır” ifadelerini kullandı.
KANSERE KARŞI KORUR
Keklikoğlu, D vitamininin kansere karşı koruyucu özellikleri olduğu ifade ederek şunları belirtti:
“Bu özellikler arasında apoptoz olarak adlandırılan programlanmış hücre ölümünü tetikleme, kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurmak ve metastazı azaltmak yer alır. D3 vitamini, otofajinin önemli bir hormonal indükleyicisidir. Otofaji, vücudumuzun atık ve kalıntıları temizlediği ve hasarlı hücre bileşenlerini geri dönüştürdüğü hücre içi geri dönüşüm sistemidir. Bu geri dönüşüm sistemi, hücrelerin yenilenmesini ve onarılmasını sağlar. Hücreler; biyolojik fonksiyonu, homeostazı (iç dengenin düzenlenmesi), hücre içeriğinin kalite kontrolünü sürdürmek, yıpranmış proteinleri ve hasarlı lipitleri ve organelleri ortadan kaldırmak için otofajiyi kullanırlar. Otofaji, hücreleri rahatsız eden patojenler gibi iç ve dış stresörlerden de kurtulunmasını sağlar”
D VİTAMİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Keklikoğlu, D vitaminin genel sağlık durumunda çok önemli bir rol oynadığını kaydederek D vitamininin kemik sağlığını ve sağlıklı kalsiyum metabolizmasını teşvik ettiğini ancak araştırmalar sonucunda D vitamininin vücudun tüm sistemleri için kritik olduğunu dile getirdi.
Keklikoğlu, D vitamininin bağışıklık sisteminde, kas fonksiyonunda, kardiyovasküler fonksiyonda, solunum sisteminde ve beyin gelişiminde büyük bir rol oynağını söyleyerek, “Aktive edildikten sonra, D vitamini kanınızdaki, kemiklerinizdeki ve bağırsağınızdaki kalsiyumu yöneterek çalışır. Ayrıca vücudun her yerindeki hücrelerin düzgün iletişim kurmasına yardımcı olur. Bağışıklık sistemini düzenler. D vitamini hem doğuştan gelen hem de adaptif (sonradan kazanılmış) bağışıklık yanıtlarında önemli bir rol oynar. D vitamininin aktif formu, bağışıklık dengesinin korunmasında önemlidir” ifadelerini kullandı.
BİLİŞSEL GERİLEMEYİ ÖNLER
Keklikoğlu, D vitamininin bilişsel gerilemeyi de önlediğini ifade ederek, “Demans (bunama), genellikle kronik ve ilerleyici hafıza ve diğer bilişsel işlevlerin kaybıyla ilişkili bir sendromdur (semptomlar grubudur). Bilinç eksikliği olmadan düşünmeyi, yönelimi, anlamayı, hesaplamayı, öğrenme kapasitesini, dili, yargılamayı, davranışı ve hafızayı etkileyen farklı beyin hastalıklarından kaynaklanır. Çok sayıda çalışma, D vitamininin bilişsel gerileme riskini azaltabileceğini göstermiştir. Araştırmacılar D vitamini eksikliğinin tüm nedenlere bağlı demans ve Alzheimer riskinin önemli ölçüde artmasıyla ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Şiddetli D vitamini eksikliği olan bireylerde (10 ng / mL''den az) demans riski yüzde 100’den fazla; ılımlı D vitamini eksikliği olan bireylerde ise (20 ng / mL''den az) yüzde 50 civarında artmaktadır. D3 vitamini, Alzheimerlı hastaların beynindeki amiloid plakların temizlenmesi dâhil olmak üzere nöroprotektif etkilere sahiptir” söyledi.
KEMİK SAĞLIĞINI DESTEKLER
D3 ve K2 vitaminlerinin, kemik sağlığını geliştirmek ve kırık insidansını azaltmak için sinerjik etkisi olduğunu belirten Keklikoğlu, şunları söyledi:
“D vitamini, kemik dokusuna kalsiyum alımında önemli bir rol oynar. Bu durum kemiklerin zayıflaması ve mineralleri kaybıyla karakterize olan osteoporoz ve osteopeninin önlenmesine yardımcı olabilir. Anksiyete ve depresyon, en yaygın ruh sağlığı sorunları arasındadır. Genellikle, anksiyetesi olan kişilerin yüzde 40-60''ında depresyon belirtileri vardır. Beyin, D vitamini reseptörlerinin en yoğun olduğu organlardan biridir. D vitamini, anksiyete ve depresyonun önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir faktördür. D vitaminiyle birlikte, optimal beyin fonksiyonu ve zihin sağlığı için önemli mikrobesinler; magnezyum, omega-3 yağ asitleri, C vitamini, demir, selenyum, iyot, çinko, B vitaminleri ve amino asitlerdir. Bu besinlerin eksikliklerini düzeltmek, semptomlarınızı iyileştirebilir veya hatta ortadan kaldırabilir”
KRONİK YORGUNLUĞU İYİLEŞTİRİR
Kronik yorgunluğu olan kişilerin D vitamini düzeylerinin genellikle düşük olduğunu bildiren Keklikoğlu şu değerlendirmeleri yaptı:
“Kronik yorgunluk, çoğu zaman tükenmişlik sendromuyla birlikte olabilir. Bu derin yorgunluk, tipik olarak zamanla gelişir ve ilk ne zaman başladığını belirlemek zor olabilir. Fiziksel, duygusal ve psikolojik iyilik halini olumsuz etkiler. D vitamini seviyesinin normale gelmesi kronik yorgunluğu azaltabilir”
EKLEM AĞRISINI AZALTIR
Keklikoğlu, D vitamininin ayrıca, eklem sağlığı için önem taşıdığını söyleyerek, " Eklem ağrısı, eklemin herhangi bir yerinde rahatsızlık, ağrı veya iltihaplanma ile ilişkilidir. Eklem ağrısının altında yatan neden inflamasyondur (iltihaplama) ve D vitamini inflamasyona karşı önemli bir bağışıklık düzenleyicisidir. Düşük D vitamini seviyeleri tıkayıcı uyku apnesi ile bağlantılıdır. Uyku apnesi, kişinin uykusu sırasında nefesinin kesildiği veya durakladığı bir durumdur. Uyku apnesi erkeklerde ve yaşlılarda sık görülür. Bu durum obezite, kalp hastalığı, felç, diyabet, depresyon ve diğer sağlık koşullarıyla bağlantılıdır. Düşük D vitamini seviyeleri, uyku apnesinin glikoz metabolizması üzerindeki etkisine katkıda bulunabilir ve kötüleştirebilir. Anormal glukoz metabolizması, uyku apnesiyle ilişkili sağlık sorunlarından biridir. D vitamini takviyesinin, uyku apnesi olan kişilerde anormal glikoz metabolizmasını ve inflamasyonu iyileştirdiği gösterilmiştir" diye konuştu.
"CİLT TONUNA BAĞLI OLARAK AŞAĞIDAKİ ÖNERİLERE GÖRE HAFTADA EN AZ ÜÇ KEZ GÜNEŞLENİLMELİDİR"
D vitamini eksikliği nedenlerine yönelik bilgiler aktaran Keklikoğlu," D vitamini eksikliğinin başlıca risk faktörleri Yetersiz güneş ışığına maruz kalma, D vitamini içeren gıdaların yetersiz alımı, Crohn hastalığı ve Çölyak hastalığı gibi emilim bozukluğuyla ilgili sendromlar D vitamini eksikliğinin nedenleri arasında gösterilir. Güneş en iyi D vitamini kaynağıdır. Yeterli UVB maruziyetinin olduğu bölgelerde, ne kadar güneşe maruz kalmanın uygun olduğunu belirlemede göz önünde bulundurulması gereken birkaç faktör vardır. Bu faktörler; cildin güneşe maruz kalan kısmını, cilt rengini ve UV ışınlarının gücünü içerir. Vücudun yüzde 60''ı güneşe maruz kalırsa, 10.000 ila 20.000 IU D3 vitamini alınabilir. Cilt tonuna bağlı olarak aşağıdaki önerilere göre haftada en az üç kez güneşlenilmelidir. Açık ten rengi; günde 15-20 dakika Orta ten rengi; günde 25-30 dakika, koyu ten rengi; günde 40-45 dakika" ifadelerini kullandı.
ENDOMETRİOZİS VE POLİKİSTİK OVER SENDROMU
Düşük D vitamini düzeylerinin endometriozis ve polikistik over sendromu ile ilişkilendirildiği bilgisini de paylaşan Keklikoğlu, "Endometriozis, normalde rahimin içini kaplayan dokunun rahim boşluğunun dışında çoğaldığı ağrılı bir durumdur. Endometriozis, üreme çağındaki tüm kadınların yaklaşık yüzde 10''unu etkileyen kronik bir hastalıktır. Polikistik Over Sendromu (PKOS) kadınları etkileyen bir hormon dengesizliği bozukluğudur. PKOS çocuk sahibi olma yeteneği ve fiziksel görünüm üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. PKOS''lu kadınların yaklaşık yüzde 70-80''inde D vitamini eksikliği vardır. Düşük D vitamini seviyeleri, PKOS''lu kadınlarda insülin direnci ile anlamlı olarak ilişkilidir" dedi.