Başbakan Erdoğan TSK’nın bu günlerde gerçekleştirdiği 2010 Kış Tatbikatı’na katılmıyor!
Yandaş medyaya bakarsanız Tayyip Bey’in bu tutumu, protesto imiş!
Kimi ve neyi mi protesto ediyormuş?
3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in Erzurum’daki Ergenekon iddianamesinde bir numaralı sanık olmasını!
Durun bir dakika, Saldıray Paşa’nın o davanın hazırlık soruşturmasında bile ifadesi yok!
İfade şu bu yok ama meçhul gizli tanıklar varmış ve oradan hareketle Paşa sanık yapılmış!
Peki Erzincan’da cemaatlerle ilgili malum araştırmalar başlatılmasaydı, Saldıray Paşa yine sanık olacak mıydı?
Orası belli değil ama bugün sanık!
Peki sanık olması suçlu olması anlamına mı geliyor?
Bu sorunun cevabını Başbakan Erdoğan’a verdirelim.
Almanya’da Deniz Feneri ile ilgili yargılamalar başlayınca ve Hürriyet gazetesi bunu haber yapınca hatırlayın, Tayyip Bey partisinin il kongrelerinde feveran ediyordu:
“-Dava devam ederken o insanları (Zahit Akman ve Zekeriye Karaman) hedefe oturtmak yargısız infaz ve hatta ahlaksızlıktır. Hangi hakla bunu yapıyorsun? Sen hukuk musun, mahkeme misin?”
Evet Başbakan, Zahit Akman’la Kanal 7’nin patronu Zekeriya Karaman’ı canlı yayınlarda aynen böyle savunmuştu!
Tam bu noktada soralım; Zahit Akman’ı ve hısımı Zekeriya Karaman’ı bu şekilde savunan Başbakan, konu bu ülkenin 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’e geldiğinde niçin susuyor ve “Durun, yargı henüz kararını vermedi, peşin hükümle infaz yapmayın” demiyor?
Ne yani koskoca ordu komutanı Saldıray Paşa, Zahit Akman’dan daha mı değersiz?
Tayyip Erdoğan’ın takındığı tutuma bakarsanız demek ki öyle imiş!
Öyle olmasa, Erdoğan başka bir programı olsa bile -ki önemli bir programı yok- sırf yanlış anlaşılma olmasın diye çok önemli olan bu tatbikata giderdi. Tayyip Bey gitmek bir yana, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ü bile göndermemiştir. Gönül’ün Star TV’den Murat Çelik’e yaptığı açıklamalar bunu doğrulamaktadır...
Bunun anlamı ihsas-ı rey ve açık olarak tutum almak değil midir?
Oysa hatırlayın, aynı Tayyip Bey, Zahit Akman’a bağımsız yargı dokunmasın diye hemen onu yasal bir korumaya almış ve hakkında yapılacak adli takibata kendi izni şartını getirmişti... Dahası, Zahit Akman bugün de Almanya’ya giremez durumda ve Türkiye’de de hakkında takibatlar yapılmaktadır. Bitmedi, Akman 2.5 yıl mahkemeden ceza almasına rağmen hâlâ koruma altında, yani RTÜK üyeliğine devam etmektedir.
Şimdi böyle bir tablo karşısında, yani iki isme konan iki farklı tavır ve çifte standartlı tutum sonrasında birileri çıksa ve Saldıray Paşa, Atatürk Ordusunun, Zahit Akman ise Tayyip zihniyetinin generali, farklı tutumlar onun için dese ne cevap verilecek?
KÖŞESİNDE...
Ahmet Necdet Sezer, hafızasını mı kaybetti?
Türkiye’de 2003 ve akabindeki süreç sonrasında tabir yerinde ise kıyametler koparken bir ismin esamesi bile okunmuyor. O kişi Ahmet Necdet Sezer’dir. Oysa o isim, o günlerin en önemli tanığı, zira en tepedeki isimdir. Hal bu iken ne o konuşuyor ne de birileri ona sen bu işe ne dersin diyor? Yok yok yandaş medyanın onu unuttuğunu düşünmeyin, göreceksiniz günü geldiğinde yine bir çuval sözde belge bir yerlere bırakılarak ve dinleme kayıtları sızdırılarak Sezer bir anda gündemin merkezine oturtulacaktır. Öyle çünkü yandaş güruh kincidir ve zamanı geldiğinde intikam alır. Yandaşların bugünkü tutumu, AKP derin devletinin yaptığı planlamanın gereğidir. Tekrar ederek buraya not düşüyorum, göreceksiniz Sezer’in defterini de açacaklar. Hal bu iken Ahmet Necdet Bey’in “Aman ben bu işe bulaşmayayım” diye kenara çekilmesi ve korkuyor gibi bir görüntü vermesi hiç doğru değil... Ortaya çıkın Ahmet Necdet Bey ve dik durarak Cumhuriyeti sahiplenin!
TEPEDEN İNME...
Kıvrıkoğlu’nun Aytaç Yalman’ı!
Hilmi Özkök öncesinin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun pek çok özelliğini ve engin vatanseverliğini asla tartışmam. TSK onun döneminde gerçekten şanına uygun bir imaj ve görüntüdeydi ancak hal bu iken Kıvrıkoğlu Paşa bile hatalar yapabilmiştir. Hangi hatalar mı? Mesela Hilmi Özkök’ün önünü açmak için 2009 depreminde olağanüstü şartlara rağmen, olağanüstü hal ilan ettirmedi. Ettirseydi Hilmi Özkök o gün emekliydi... Tamam o ortamda Çevik Bir’in anlaşılmaz hırsı ve tutumları belirleyici olmuştur lakin hata yine hatadır. Nitekim aynı Kıvrıkoğlu bu olaydan iki sene sonra Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olmasın diye Sezer ve Ecevit nezdinde büyük gayretler sarfetmişti... Keza Kıvrıkoğlu Paşa hatırlayın, Aytaç Yalman’ı tepeden inme yani teamül dışı Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirdi ve Edip Paşayı harcadı. Geçen süre içinde görülmüştür ki Edip Başer, yirmi tane Aytaç Yalman eder... Bakın son TSK’ya operasyon sürecinde herkes hedefte, Aytaç Yalman ise özel hobileri ile vakit öldürüyor.
