Cumhuriyetimizin 88. yılını kutlarken...
19 ve 23 Ekim 2011 günleri hiç unutulmayacak!..
19 Ekim’de, Hakkâri-Çukurca’da 8 ayrı noktaya aynı anda ve beklenmez bir zamanda 200’ü aşkın eli kanlı saldırgan teröristle, kahramanca çarpışırken 24 askerimizin şehit oluşu, tüm ülkemizi acılarda bırakmış, Ordumuz da kısa sürede, yok edici harekete başlamıştı... Sınır içi ve sınır dışında, üst kadroları dahil terör sürülerinin bir iki günde belini kırıp çoğunu yok ederken, tüm şehitlerimizin kanı da yerde kalmıyordu... Sınır dışında şaşkına dönüp canını kurtarmak için kaçan teröristlerin dinlenen telsiz konuşmalarında, “Çok yaralımız var, bunları ne yapalım?” taleplerine, üstlerinden “Onların kafalarına sıkın, siz de kaçın köylere: kaçın!..” talimatlarıyla acımasızca yaralı arkadaşlarını öldürme emirleri, bu terör örgütünün ne olduğunu bir daha dünya kamuoyuna ibretle sergiletmiştir... Siyasal iradenin de kesin kararlılığıyla, Ordumuzca bu terör belasının tarihe gömüleceği günler de uzak olmasa gerek!
Bu olaydan beş gün sonra 23 Ekim Pazar 13,30 civarında bu defa da 7.2 şiddetindeki depremle, Van-Erciş ve civar köyleri büyük bir felaket yaşıyordu... Kayıplar arttıkça acı üstüne yaşanan acılar da milletimizi derinden sarstı...
Kahraman askerlerimiz ve tüm şehitlerimizle, depremde kaybettiğimiz tüm insanlarımıza, Tanrıdan bir daha rahmetler diliyoruz... Milletimizin başı sağ olsun... Yaralılarımıza da en içten şifa duaları ve iyilik dileklerimizle...
***
Cumhuriyetimizin, 88. yıl dönümünü kutlamağa bir hafta kala acılar veren bu durumlarla karşılaşmak, gerçekten büyük şanssızlık!
Aslında, bugünkü yazı planımızda Cumhuriyetimizin, geçen 88 yılda, kültürel alandaki “muasır medeniyet” atılım ve kazanımlarını sergilemeye çalışacaktık!
Ancak, beklenmez durum ve görüntülerle öyle bir noktaya gelindi ki, kısaca sunulan ve hepimizin yaşadığı acı durumlar, gündemin baş konusu oldu!
***
Ancak, bu kahreden acıların ötesinde öyle müthiş ulusal bir tablo ortaya çıktı ki, tüm acılara ilaç olacak milli birlik ve beraberlik görüntüsü tüm halkımızı, inanılmaz boyutlarda sardı sarmaladı...
Ankara’nın batı ve doğusundaki en uç noktalara kadar insanlarımız Ordumuzun hem teröristlere verdiği dersi alkışlıyor, hem de acılar duyduğumuz Van-Erciş deprem felaketi karşısında “Ne yardımda bulunabilirim” içten çabaları, inanıyoruz ki millet sevgisinin görüntüsüdür.
Yabancı ajansların, bu müthiş görüntüleri konu ettikleri de göz ardı edilmemeli.
Hiçbir ayırım olmaksızın tüm halkımızın, İstanbul, Edirne gibi en uç yerlerden dahi Van-Erciş’e, TIR ve kamyonlarla cömertçe her tür yardımı yapmalarına çok yakından tanık olmaktayız....
***
Ordumuz, komando ve uzman 22 tabur, ayrıca F-16 ve helikopterle, teröristlerin hem sınır içinde ve hem de sınır dışında belini kırarken, diğer taraftan da, deprem kurtarma uzman taburlarını acilen Van-Erciş’e göndermesi, Türk Ordusu’nun ne olduğunu dost ve düşmana bu vesileyle bir daha göstermiş olmalı... Ordumuz, Türk Milleti’nin bir özü ve gerçeğidir...
Ayrıca, iktidar ve muhalefet siyaset kadrolarımızla tüm halkımızın bir kalp gibi müşterek hisler içinde, bu beklenmez iki olay karşısında maddi ve manevi varlığıyla yoğunlaşması, bizce 88. yılını kutlamağa birkaç gün kala, Cumhuriyetimizin en anlamlı ve büyük vatan kazanımıdır...
Aziz Atatürk’ümüzün dedikleri gibi, “konu vatan olunca, üst tarafı teferruattır...”
Vatan sağ olsun...