Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun

Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun

Cumhuriyetimizin 101. yılında bu anlamlı günü büyük bir coşku ve gururla kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi olarak, milletimizin bağımsızlık ve birlik ruhunu yansıtan en değerli milli bayramlarımızdandır. 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde ilan edilen Cumhuriyet, modern Türkiye'nin temel taşlarını oluşturarak halk egemenliğini esas alan tarihi bir dönüm noktasıdır.

Her yıl büyük bir coşku ve gururla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı, ülkenin dört bir yanında düzenlenen törenler ve etkinliklerle Cumhuriyetimizin değerlerini yeniden hatırlatmaktadır. Türk milletinin özgürlük tutkusu, bayraklarla süslenen meydanlarda, kortej yürüyüşleri ve fener alayları ile heyecanla ifade edilir. Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan bu etkinlikler, Cumhuriyetin taşıdığı anlamı bir kez daha gözler önüne serer.

16130034-atatuerk-20120714-1492461784.jpg

İlk resmi Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra, 1925 yılında yapılmış ve o günden itibaren her yıl artan bir coşkuyla kutlanarak 29 Ekim, milletimizin Cumhuriyete olan bağlılığının simgesi olmuştur. 1933’te Cumhuriyet’in 10. yıl dönümü, Atatürk'ün okuduğu “Onuncu Yıl Nutku” ile tarihe kazınan “Ne mutlu Türk'üm diyene” ifadesiyle, milletimizin Cumhuriyet'e olan inancının bir ifadesi haline gelmiştir.

maxresdefault.jpg

CUMHURİYETİN İLANI TARİHÇESİ

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi sırasında, zafer kazanıldığında yönetim şeklinin cumhuriyet olacağını belirtiyordu. 23 Nisan 1920'den itibaren Türkiye'yi yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, milli egemenlik temeline dayanıyordu. Bu yönetim, adı konulmamış bir cumhuriyet sistemiydi. 20 Ocak 1921 Anayasası'nda "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ifadesi yer alıyordu ve bu durum yeni rejimin cumhuriyet olduğunu işaret ediyordu.

Cumhuriyetin ilanının önündeki en büyük engel ise saltanattı. Saltanatın 1 Kasım 1922'de kaldırılmasıyla bu engel ortadan kalktı.

ataturk-001.jpg

Milli Mücadele'de önemli rol oynayan birinci dönem TBMM üyeleri, seçim kararı alarak dağıldılar (1 Nisan 1923). Seçimlerin ardından ikinci dönem TBMM çalışmaya başladı ve yeni meclis Lozan Antlaşması'nı onaylayarak milli bağımsızlığı tam anlamıyla sağladı.

23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında yeni devletin adı henüz belirlenmemişti. Yönetim, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti olarak anılıyordu ve meclis başkanı aynı zamanda hükümetin başkanıydı. Bu yapıda devlet başkanlığı eksik kalıyordu. Artık mevcut siyasi rejime uygun bir devlet yapısını belirlemek zorunlu hale gelmişti. Olağanüstü koşullarda işleyen meclis hükümeti sistemi de işlevini yitirmişti. Bu sistemde, her bakan için ayrı oylama yapılıyor ve hükümetin kurulması zorlaşıyordu.

ataturk.jpg

25 Ekim 1923'te hükümetin istifasıyla bir kriz yaşandı. Bu durum Mustafa Kemal Paşa için cumhuriyeti ilan etme fırsatını doğurdu. 28 Ekim akşamına kadar hükümet kurulamayınca, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü'nde arkadaşlarına "Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek kararını açıkladı. O gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası'nda bazı değişiklikler içeren bir yasa tasarısı hazırladı. "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli cumhuriyettir." maddesini içeren bu tasarı TBMM'de görüşüldü ve kabul edilerek cumhuriyet ilan edildi (29 Ekim 1923).

ataturk-vasiyetinde-hangi-ulkeyi-isaret-etti-iste-o-ulke-ve-vasiyetteki-buyuk-sir-ataturkun-vasiyetinde-neler-var-y7ah.webp

Cumhuriyet ilan edildikten sonra cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin oyuyla Gazi Mustafa Kemal Paşa, yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Kürsüye gelen Mustafa Kemal, konuşmasını "Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve zaferlerle dolu olacaktır." sözleriyle tamamladı. Böylece devletin adı ve yönetim şekli konusunda tartışmalar sona erdi. Devlet başkanlığı konusu çözüldü ve hükümetin kuruluş şekli düzenlendi. Buna göre cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak; başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu yeni sistemle, meclis hükümeti sistemi yerine parlamenter rejime geçiş sağlanmış oldu. İlk hükümeti kurma görevi İsmet Paşa'ya verildi. Böylece Türk milletinin tarihinde yeni bir dönem başlamış oldu.