Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Cumhuriyet

Cumhuriyet, batıya doğru akan Türk tarihinin son mucizesidir. Tarihe yüzyıllarca yön vermiş olan Türklerin macerası mucizelerle doludur ve Cumhuriyet bu mucizelerin en görkemlilerinden biridir.
Milattan önce 200 yılı civarında, yay çeken bütün boyları bir araya toplayan Hun hükümdarı Motun (Mete), demir bir disiplinle kurup eğittiği muhteşem ordu ile ilk mucizeyi yaratmıştır. Türkler, kurucu hükümdarları Motun’u, Oğuz Kağan adıyla destanlaştırmışlar ve bu destanla mucizenin belgesini ortaya koymuşlardır.
Amca yeğen Köktürk kağanları İstemi ile Mukan, Büyük Okyanus’tan Kırım’a uzanan topraklara hükmederek dönemlerinin en büyük coğrafyasına sahip olmuşlardır. Milletimize Türk adını armağan eden Köktürk kağanlarından biri olan İstemi, İnal Sır Yabgu adıyla Oğuzname’de ölümsüzleşmiştir. Onların torunları Bilge Kağan, Köl Tigin ve Tonyukuk, bengü taşlara yazdırdıkları efsanevi tarihle, Türk dilinin mucizevi gücünün ve hayranlık uyandıran güzelliğinin ilk örneklerini vermişlerdir.
Karahanlı hakanı Satuk Buğra bir siyaset dehasıdır. Müslüman olarak ve dönemindeki Türklerin büyük çoğunluğunu Müslüman yaparak Selçuklu ve Osmanlı zirvelerinin temelini atmıştır. Din değiştirip Müslüman olmak, Türk tarihinin en büyük devrimidir.
Tuğrul Beğ, Çağrı Beğ, Alparslan, Melikşah... Türk’ü, Azerbaycan ve Anadolu’ya taşıyan altın zincir. Malazgirt, bin küsur yıllık Roma’nın belini kıran ve Anadolu’yu Türk’e açan mucize. Kılıç Arslanlar, Mes’utlar ve Dânişment Gaziler... Anadolu’yu Haçlı’ya dar eden, Türk’ü Anadolu’ya çakan kahramanlar.
Osman Gazi’den Muhteşem Süleyman’a uzanan dehalar zinciri. Anadolu ve Balkanlara Türk mührünü vuran, Türk devletini 300 yılı aşkın süre boyunca dünyanın en büyük gücü hâline getiren yüce Osmanlı hânedanı. Fatih Sultan Mehmet, mucizeler içinde ayrı bir zirve, ayrı bir mucize. Devlet yönetimine merkezî yapıyı getirerek ikinci büyük devrimi gerçekleştiren hükümdar.
Türk devlet geleneğinde hükümdarlar başarısız olursa “kut” u gitmiş kabul edilir ve değiştirilir. Son Osmanlı hükümdarının da “kut” u gitmişti, değişmesi gerekliydi. Düşman ayaklarımızı, kollarımızı kesmiş ve bizi Orta Anadolu bozkırlarına atmıştı. Bir bozkurt gerekiyordu; Samsun’dan göründü sarışın önder. Bozkurt kılavuzluğundaki Millî Mücadele yeni bir mucize, bir Ergenekon oldu. “Kut” u giden hükümdarın elinden iktidar alındı ve millete verildi. Bu Türk tarihinin üçüncü büyük devrimiydi ve adı Cumhuriyet idi.
Cumhuriyet bugün doksan yaşında. Onun kurucusu Türk’ün son atası. Hunlar da, Köktürkler de ilk atalarını kutsarlar ve mezarlarını ziyaret ederlerdi. Cumhuriyet Türkleri de 10 Kasımlarda, 29 Ekimlerde atalarını ziyaret ediyorlar. Lenin, Stalin, Hitler ve Mussolini’nin kurduğu rejimler tarih oldu; Cumhuriyet yaşamaya devam ediyor. Türk çocukları “Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl” diyerek alnı ak, başı dik yürüyor. Cumhuriyet’in bayrağını en yükseklere dikmek emeliyle.
Atatürk’ü ve onun yaptıklarını hafife alanlar, Cumhuriyet’i değiştirip içlerinde sakladıkları rejimi getirebileceklerini hayal edenler, Türkiye’yi bölebilecekleri ve ülkemiz içinden başka bir devlet çıkarabilecekleri rüyasını görenler, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla, Türklük için çalışanlardan intikam aldıklarını düşünenler, bu satırları kirleten, gelip geçici asalaklardan ibarettir. Ülkenin ve Cumhuriyet’in geleceğini asalaklar değil, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım...”  diyen genç nesiller belirleyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları