Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşü basın mensuplarıyla uçakta yaptığı söyleşide "ABD ve Rusya sözünü tutmadı. Barış Pınarı Harekatı devam edecek." açıklamasında bulundu.
"Son terörist bölgeyi terk etmedikten sonra biz bu işi bırakmayız" diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
Bu işin bir boyutu. İkinci olarak, diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. Biz Suriye'nin birliğine, beraberliğine ve bütünlüğüne taraftarız. Asla parçalanmasını da istemeyiz. Eğer diğer ülkeler de buna taraftarlar ise kendilerinin de bunu ispat etmeleri lazım. Onlar ispat edecekler ki bizden de bunun ispatını istesinler. Bunların hiçbirinin burada sınırı yok ama bizim burada sınırımız var. En batıdan aldığımız zaman en doğuya kadar sadece 911 kilometre Suriye sınırı var. Oysa burada ne Rusya'nın ne ABD'nin ne de İran'ın sınırı var. Sadece Irak'ın biraz sınırı var. Bizim Adana Mutabakatı gibi bir belgemiz var. Bu terör örgütleri temizlenmedikçe, Adana Mutabakatı'nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz.
"MEKTUBU TRUMP'A TAKDİM EDECEĞİM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Trump'ın kriz yaratan mektubuyla ilgili "Elimizde malum mektup var. Bu mektubu ben Sayın Trump'a takdim edeceğim" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
''TERÖR ÖRGÜTÜ RAHAT DURMUYOR”
Malum şu anda Rusya, rejim güçleri ile beraber hareket ediyor. Rejim güçleri ile hareket ederken de belli yerlerde terör örgütü PKK-PYD-YPG ile bağlantısı var. Bu bağlantı şu anda da aynı hızla devam ediyor. Mesela daha başından beri ABD'nin bize verdiği söz vardı; "Münbiç'ten terör örgütlerini çıkartacağız" dediler. Ne kadar zamanda? 90 günde. 1,5-2 sene oldu, hala terör örgütü orada. Şu anda da çıkmış değil. Biz ne olup bittiğini tüm istihbaratımızla biliyoruz. Aynı şey Ayn el-Arab'da da var. Burası Obama döneminden beri terör örgütlerinin cirit attığı ve bu haliyle Obama yönetiminin kutsadığı bir yerdi. Ayn el-Arab'ın ismi sonra Kobani'ye çevrildi. Buranın halkından yaklaşık 350 bin kişi terör örgütünden kaçıp ülkemize sığındı. Ağırlıklı olarak da bizim Suruç'a yakın bölgedeler. Ayn el-Arab'dan gelen Kürtlere de biz bakıyoruz. Barınmadan yeme-içmeye ve sağlığa kadar her ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu gerçeğe rağmen bazıları hala "Türkiye Kürtlere karşı" diye yalan yayıyorlar. Kürtlerin temsilcisi olduklarını söyleyenlerin hiçbirinin bunlara vermiş olduğu herhangi bir destek asla söz konusu değil. Biz veriyoruz.
ABD ASKERLERİNİN PETROL ALANLARINI KORUMASI
Ben ağırlıklı olarak açıklamalarımda Sayın Trump'ın ifadelerine dayalı olarak konuşuyorum. Sayın Trump'ınaltındaki emir-komuta zinciri içerisinde, yani memursıfatında olanların ağzına bakmıyorum. Trump'ın ağzına bakarak konuştuğum zaman Trump çekilecekler veya çekiliyoruz dediği için değerlendirmemizi böyle yaptık. Ama ondan sonra yaptığım iki telefon görüşmesinde de tüm bu gelişmeleri kendisi ile paylaştım. Kendileri de bu konunun üzerine eğileceğini söyledi. En sonunda Penceve Pompeo'yu buraya gönderdi. Şu anda bizim heyetlerimiz Ruslarla da görüşüyor. Yine devam ediyoruz. Önceki akşam Trump ile görüştüm. Cumartesi de Sayın Putin ile telefon görüşmemiz olacak. Oradan da görüşmelerde bilgilerimizi alalım ki, ayın 13'ündeyapacağımız görüşmelerin altyapısını oluşturmuş olalım.
KALIN: "HEDEFLERE BÜYÜK ORANDA ULAŞILDI"
Öte yandan güvenli bölgeye ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Harekâtın 2 temel hedefini, "Türkiye sınırının terör unsurlarından temizlenmesi" ve "mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde geri dönüşünü sağlayacak zemini oluşturmak" olarak ortaya koyarak şöyle konuştu:
"Bu hedeflere büyük oranda ulaştık, ulaşmaya da devam ediyoruz. Sahada durum hassasiyetini korumaya devam ediyor. Bununla da ilgili tedbirlerimizi aldık, bunu da müttefiklerimizle paylaştık. Daha geniş bir zaviyeden bakıldığı zaman Suriye'deki büyük fotoğrafı da göz ardı etmemek gerekiyor. Bundan sonraki siyasi sürecin nasıl işleyeceği, bugün konuştuğumuz bu sıcak konularla ilgili de önemli ipuçları ihtiva ediyor. Özellikle anayasa komitesinin çalışmalarını tamamlaması ve Suriye'yi yeni, demokratik, kuşatıcı, şeffaf, meşruiyeti olan bir yönetime kavuşturacak adımların atılması son derece önemli. Suriye'de bütün bu süreci sonlandıracak seçimlerin yapılması Suriye halkının özgürce iradesini sandıkta yansıtması konusu. Bu iki başlığı da detaylı bir şekilde ele alma imkânımız oldu."