DHA''nın haberine göre; Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin 2021-2022 Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Törende Kalın’a onursal doktora unvanı verildi. Kalın’a cübbesini Rektör Prof. Dr. Erol Parlak giydirdi. Kalın, daha sonra kendisine Rektör Parlak tarafından hediye edilen bağlama ile ''Kar Yağar Kar Üstüne'' ve ''Derde Düştüm'' türkülerini çalıp söyledi.
''S-400 KENDİ MECRASINDA''
Üniversitede kurulan serginin açılışını da yapan Kalın, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. S-400’lerin İncirlik Üssü’ne kurulduğu yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine Kalın, "Dün Milli Savunma Bakanlığımız da bu iddiaları yalanladı. Böyle bir şey yok. S-400 kendi mecrasında süreç olarak devam ediyor. Teknik boyutu var, güvenlik boyutu var. O konular Milli Savunma Bakanlığımız tarafından sevk ve idare ediliyor. O konuyla ilgili yeni bir durum yok. İncirlik’e taşındığı iddiaları da doğru değil. Bunların aslı astarı yok. Ama ara ara bu tür böyle spekülasyonlar, yalan haberler ortaya atılarak, birtakım sahte gündemlere Türkiye çekilmek isteniyor. Bunlara karşı teyakkuz halinde olmakta fayda var. Lütfen vatandaşlarımız da, uzmanlar, gazeteciler de sadece yapılan resmi açıklamalara itibar etsinler" dedi.
‘MEKANİZMA KURULMASI KONUSUNDA ANLAŞMAYA VARILDI’
Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G-20 zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme hatırlatılarak F-35 ve F-16 konusunda nasıl bir yol izleneceğinin sorulması üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Biden ile çok verimli, güzel, yapıcı bir görüşmesi oldu orada. Hem sadece süre olarak uzun değil, içerik olarak da muhteva olarak da son derece güçlüydü. İki lider Türk-Amerikan ilişkilerini doğru bir stratejik çerçeveye oturtma konusunda da mutabık kaldılar. Bu çerçeveyi takip edecek, bunu bölgesel, ikili konulara yansıtacak şekilde de bir mekanizmanın kurulması konusunda anlaşmaya varıldı ve bizlere de talimat verildi. Bununla ilgili Dışişleri Bakanlığımızın koordinasyonunda bu mekanizma en kısa zamanda kurulacak. Muhataplarımızla bunu görüşeceğiz, liderlerimize arz edeceğiz ve Türk-Amerikan ilişkilerinin olması gereken yerde bulunması için de bize verilen talimatlar çerçevesinde biz çalışmamızı sürdüreceğiz" diye konuştu.
‘ÇALIŞMALAR ŞU ANDA SÜRÜYOR’
Türk-Amerikan ilişkilerinin çok eski, uzun bir tarihi olduğunu söyleyen Kalın, "Günümüzün jeopolitik konjonktürü içerisinde de bu ilişkinin önemi herhalde izahtan varestedir. Özellikle bölgesel konularda, Afganistan olsun, Suriye olsun, Kafkaslar olsun, Libya olsun, Doğu Akdeniz olsun, bütün bu alanlarda biz Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçevede, herkesle dostluk kurarak, dostları çoğaltarak bir dış politika izliyoruz ve bizim dış politika perspektifimiz sadece bir bloğun, bir grubun üyesi olarak başka bloklara karşı tavır alma şeklinde değil, tam tersine bu çok boyutlu, çok aktörlü dış politika dünyasında ülkemizin menfaatlerini, çıkarlarını öne alarak herkes ile iyi ilişkiler içerisinde bulunmak" dedi.
''F-16''LAR ÜZERİNDEN TELAFİ YOLUNA GİDEBİLİRİZ''
Biden’le Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği Afganistan, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, F-16, savunma sistemleri ve diğer bütün konularla ilgili çok verimli bir görüşme olduğunu söyleyen Kalın, "F-35 programı sorunu şu anda çözülemiyorsa, o zaman bizim vakit kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Bunu F-16’lar üzerinden telafi etme yoluna gidebiliriz. Amerikan yönetimi de şu ana kadar buna olumlu bir tutum sergiledi, olumlu bir yaklaşım içerisinde. Şu anda tabii teknik olarak çalışılması gereken konular var. Sayın Biden’ın da o görüşmede Cumhurbaşkanımızın bu konuyu açması üzerine söylediği bir önemli nokta var. İhtiyaçlarınızın neler olduğunu tam tespit edelim. F-16’ların alımı, modernizasyonu ve diğer teknik konularla ilgili neler yapabiliriz, bununla ilgili çalışmalar şu anda sürüyor" ifadelerini kullandı.
‘BİZİM BİRİNCİ TERCİHİMİZ F-35 PROGRAMI’
Teknik heyetlerin görüşmelerinin devam ettiğini söyleyen Kalın, "Milli Savunma Bakanlığımız çatısı altında, Dışişleri Bakanlığımız, Cumhurbaşkanımız hep birlikte bunu koordine edeceğiz. Tabii bizim birinci tercihimiz F-35 programı içerisinde bulunmaktır. Yani Caatsa yaptırımlarından dolayı Türkiye’nin F-35 programının dışına çıkartılmış olması haksız, hukuksuz bir uygulamadır. Nitekim şimdi Amerikan Kongresi’nde biliyorsunuz S-400 alan Hindistan ve Avustralya’ya bir istisna getirilmesiyle ilgili bir yasa tasarısı gündemde. Bu konuşuluyor. Burada eğer mesele sadece tek taraflı olarak Rusya’dan ağır silah alan yahut yüklü miktarda silah alan ülkelerin yaptırıma tabii tutulması idiyse, bu ülkelere neden istisna yapılıyor? Böyle bir kural yok idiyse, Türkiye’ye neden bu yaptırım uygulanıyor? Bunu sormak da bizim en doğal hakkımız. Ama yönetimin bu konudaki olumlu tavrı bizce de not edildi. Biz bu çerçevede mesafe almayı arzu ediyoruz. Bizim önceliğimiz savunma sanayi alanında Türkiye’nin ihtiyaçlarını en uygun şekilde temin etmek, karşılamaktır. Türkiye bu alanlarda alternatifsiz değildir. Hamdolsun son yıllarda yine Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu güçlü liderlik sayesinde artık biz kendi SİHA’larımızı, TİHA’larımızı yapar hale geldik. Savunma sanayi alanında çok önemli teknolojilere imza atar ve üretir hale geldik. Dolayısıyla bu yolda biz yürümeye devam edeceğiz. Ama işbirliği imkanının olduğu ortamlarda da tabi ki dost ve müttefik ülkelerle bu alanlarda işbirliği yapmaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYESİZ BİR HESAP YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye’ye silah satışıyla ilgili ABD’nin kendi içinde bir süreç başlattığı iddialarının ve bu konuda Biden’in açıklamalarının anımsatılması ve "Kongrede karşı duruş bekliyor musunuz?" sorusu üzerine, "Umarım olmaz. Yani o Kongrede ilgili senatörler, komite üyeleri, komisyon üyeleri de Türkiye’nin önemini en kısa zamanda kavrarlar. Şu anda dünya siyasetini doğrudan etkileyen 4-5 tane jeopolitik konuyu sıralayacak olsak, Afganistan gibi, Doğu Akdeniz gibi, Suriye gibi, Kafkaslar gibi, Libya gibi hepsinde Türkiye var. Bunların her birinde Türkiyesiz bir hesap yapmak, bir politika geliştirmek mümkün değil. Bu çerçevede umarım Kongre üyeleri de, oradaki politika yapıcılar da, milletvekilleri de Türkiye’nin önemini hak ettiği şekilde görürler. Biz bu konuda tezlerimizi anlatmaya devam edeceğiz. Yönetimle de yakın bir işbirliği içerisinde bu sorunların aşılması için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız" diye konuştu.
‘HİÇBİR TEHDİTTEN ASLA GÖZÜMÜZÜ SAKINMAYIZ’
Suriye’ye yeni operasyon sinyallerinin sorulması üzerine Kalın, "Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz hep söylüyor; ''Bir gece ansızın gelebiliriz.’ İhtiyaçlar çerçevesinde bunun hesapları yapılır. Biz zaten Suriye’de sahadayız, yani sahanın dışında değiliz. Orada bulunmamızın sebebi de, biliyorsunuz geçenlerde bununla ilgili tezkere yenilendi Meclis’te. Temel sebebi bizim kendi sınır güvenliğimizi sınırın ötesinde inşa etmektir. Türkiye-Suriye sınır hattını da düşünürseniz, 911 kilometrelik uzun bir sınırdan bahsediyoruz, buranın güvence altına alınması bizim önceliğimizdir. Buradan ülkemize gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı, kimden olursa olsun, bunlara asla müsamaha edilmeyecektir. Bunun için de tabii ki silahlı kuvvetlerimiz her an teyakkuz halindedir. İhtiyaca binaen tahkimat yapılır, kaydırmalar yapılır, bunlar askeri planlamalarla ilgili konular; ama Türkiye’nin güvenliği açısından bu konuda bizim tam bir kararlılık içerisinde olduğumuzu ve hiçbir tehditten asla gözümüzü sakınmayacağımızı, o tehlikelere karşı ülkemizi korumak için hangi tür operasyon olursa olsun, bunlara her ana hazırlıklı olduğumuzu da herkesin bilmesi gerekir" dedi.
‘UMARIZ, ORADAKİ GERİLİM VE TANSİYON DÜŞER’
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye’nin Ukrayna’ya yaptığı SİHA satışından Rusya’nın rahatsız olduğu iddialarının sorulması üzerine, "Dışişleri Bakanımız bu konuda Rus mevkidaşıyla G-20 zirvesi marjında görüştü. Gerekli şeyleri söyledi. Biz bir kere bölgede Ukrayna ile Rusya arasında bir askeri çatışma yahut gerilim yaşanmasını arzu etmiyoruz. Bir an önce mevcut gerilimlerin de sona ermesini istiyoruz. Bunun için de Rus tarafıyla da, Ukrayna tarafıyla da sürekli temas halindeyiz. Umarız, oradaki gerilim ve tansiyon düşer. Son tahlilde iki komşu ülkeden bahsediyoruz. Oradaki barış ve istikrara katkı sağlayacak bir siyasi sürecin önü açılır. Burada da biz Türkiye olarak üzerimize düşen herhangi bir sorumluluk olduğunda, elbette bu rolü oynamak isteriz, bu rolü oynamak, sürece katkı vermek isteriz. Cumhurbaşkanımızın hem Sayın Putin ile hem Sayın Zelensky ile iyi ilişkileri var. Türkiye’nin hem Rusya ile hem Ukrayna ile son derece iyi ilişkileri var.
