Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'nin açılışında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM'nin açılışında konuştu

Türkiye Büyük Millet Meclisi 27'nci dönem 4'üncü yasama yılı açılışı gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'e gelerek milletvekillerine hitap etti. Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaya değinerek, Azerbaycan'a desteğin süreceğinin altını çizdi.

TBMM'nin 27.Dönem 4. yasama yılı Genel Kurul'daki özel oturumla başladı. Yeni yasama yılının açılışına katılmak üzere TBMM'ye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'te törenle karşılandı.

Genel Kurul'daki İlk konuşmayı TBMM Başkanı Mustafa Şentop yaptı. Şentop'un ardından Genel Kurul'a hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık netice zamanıdır, Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi göbeklerinin bağını kesiyor. Türkiye olarak yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin Suriye içindeki 4 milyon insanında ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade ederek, "Her kim ki Türkiye'nin bölgede ne işi var diyor ise kafasında ya başka hesaplar yapıyordur, ya da bölgeyi bilmiyordur. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı harekatlarımızı bu nedenle gerçekleştirdik. Son teröristi imha edene kadar da harekatlarımızı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini de vurguladı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Açılışından bugüne Meclisin üyesi sıfatıyla ülkemize hizmet eden tüm vekillerimizi saygı ile yad ediyorum. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ülkenin kalkınmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehit ve gazilerimizi hürmetle anıyorum.

"TBMM UMUT KAYNAĞIDIR"

Cumhuriyetin 100. Yılı İstanbul’un fethinin 600. Yıl dönümüne aynı şekilde önem veriyoruz. Türkiye gerisinde kesintisiz ve çok geniş bir coğrafyaya yayılmış 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneği olan nadir ülkelerden biridir.

Gücünü sömürgecilikten alan devletlerle aynı yöntemi kullanamaz. Asil duruşumuzu evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir. Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinden Balkanlar Kuzey Afrika’ya kadar herkese samimi destek veren Meclisimiz umut kaynağıdır.

Bu yıl Meclisimizin dualarla açılışının 100. Yıl dönümüydü. Korona nedeniyle arzu ettiğimiz şekilde kutlayamadık. Ama Cumhuriyetin 100. Yılında gerekli kutlamayı yapacağız. Burası gazi bir meclistir. “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyenlerin meclisidir. Nice darbelere ve girişimlere rağmen bu kutlu çatı temsilcisi olduğu milletin onurunu korumuştur.

"ESKİ ALIŞKANLIKLARLA YENİ BİR SİSTEMİ SÜRDÜRMENİN ZORLUKLARINI YAŞIYORUZ"

Özellikle 15 Temmuz gecesi bu meclisin kararlı duruşu Dünya tarihine geçmiştir. Milletimizin yaşadığı her sıkıntının ardından milli iradenin tecelligahı meclisimiz üstlendiği sorumluluğu yerine getirmeyi bilmiştir. Bu çatı altında yapılan reformlar, alınan kararlar hayranlık verici bir başarı hikayesidir.

Önümüzdeki yıllarda Meclisimiz çok daha başarılı bir tarih yazacaktır. Eski alışkanlıklarla yeni bir sistemi sürdürmenin zorluklarını her alanda yaşıyoruz. Yeni reformlarla aksaklıkları gideriyor, çıtayı yukarıya taşıyoruz. Türkiye bu konuda dünyaya örnek olacaktır.

"DÜNYA YENİ BİR YOL AYRIMINA GELDİ"

Türkiye’nin istikrarsızlıklar, çekişmeler sebebiyle uzunca bir süre ihmal ettiği demokratik ve ekonomik atılımları yerine getirmekteyiz. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci sebebi, dünyanın geldiği yeni yol ayrımıdır. İkinci dünya savaşı sonrası kurulan uluslararası düzen artık yıkılıyor.

Salgın sonrası düzen bu durumu gözler önüne sermiştir. Dünyanın karşılaştığı yeni sınamalar, krizler karşısında etkisiz kalan bu kurumlar yıkılmayı daha da artırıyor. Bir süredir her platformda dile getirdiğimiz “dünya 5’ten büyük” sözü bu yüzdendir.

Türkiye’nin istikrarsızlıklar, çekişmeler sebebiyle uzunca bir süre ihmal ettiği demokratik ve ekonomik atılımları yerine getirmekteyiz. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci sebebi, dünyanın geldiği yeni yol ayrımıdır. İkinci dünya savaşı sonrası kurulan uluslararası düzen artık yıkılıyor.

Salgın sonrası düzen bu durumu gözler önüne sermiştir. Dünyanın karşılaştığı yeni sınamalar, krizler karşısında etkisiz kalan bu kurumlar yıkılmayı daha da artırıyor. Bir süredir her platformda dile getirdiğimiz “dünya 5’ten büyük” sözü bu yüzdendir.

Dünyanın doğusu ve batısıyla kuzeyi ve güneyiyle her köşesinin güvenliğe ihtiyacı vardır. Dünyanın herkese yetecek kaynaklarının adaletli şekilde dağıtılmasına ihtiyacı vardı. Bunları sağlayacak bir küresel yönetim düzeni kurmamız şarttır.

Yoksa yağmaların, çatışmaların yeniden başlaması kaçınılmaz bir hale gelecektir. Bu çerçevede Meclisimizin de üzerine düşenleri yerine getirdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Balkanlarda yaşanan katliamların izleri hala tazedir.

"AZERBAYCAN'IN YANINDA OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA BELİRTİYORUM"

Karadeniz’de Kırımın işgali ile başlayan kriz yeniden tırmanma potansiyeline sahiptir. Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenilerin Azerbaycan’a saldırmasıyla başlayan çatışmalar bunun en net örneğidir.

Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Minsk Üçülsü denilen ABD, Fransa, Rusya 30 yıldır ihmal ettiği için durum buraya gelmiştir. İşgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki burada bir çözüm olsun.

"AZERBAYCAN'A TÜM KALBİMİZLE DESTEĞE DEVAM EDECEĞİZ"

1 milyon kilometrelik alandan ayrılmış olan Azerbaycanlı kardeşlerimiz topraklarına dönecekleri günleri bekliyor. Putin’le görüştük, şimdi netice zamanı. Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi göbeklerini kesmenin adımlarını atmıştır. İşgalcilere sessiz kalıp vatanını savunanları ve onların yanında yer alanların bizim nezdimizde bir varlığı yoktur.

Azerbaycan’a tüm kalbimizle destek vermeye devam edeceğiz. Böyle geldi böyle gitmez bu oyun, Zalimleri iflah etmez bu oyun, Sizdeki yaranın özü bizdedir. Bu bölgedeki kalıcı barışın yolu, Ermenilerin işgal ettiği her karış Azerbaycan toprağından geri çekilmesinden geçmektedir.

Bu işgalci devleti savunanları buradan ikaz ediyorum. Bu mücadelede şehit düşenlere Allah’tan rahmet diliyorum. İran Irak savaşından, Kuveyt’in işgaline kadar pek çok sorunla boğuşan Körfez Bölgesi kaynamaya devam ediyor. Kuveyt Emiri El Ahmet’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Biz bu coğrafyada ilelebet bayrağımızı dalgalandırmayı sürdüreceğiz. Irak’taki istikrarsızlık en çok ülkemizi etkiledi. Son dönemde Irak sınırındaki örgüt yuvalarını ortadan kaldırıyoruz. Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin de rahatsız olduğu bu terör yuvalarını yok ediyoruz.

"SURİYE İÇİNDE DE 4 MİLYON İNSANIN İHTİYACINI BİZ KARŞILIYORUZ"

Suriye krizi coğrafyamızın en acı meselesidir. Bu ülke ile 911 kilometrelik bir sınıra sahibiz. Binlerce yıllık bir ortak geçmişi paylaşıyoruz. Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadelesinde Suriye kritik bir konumda yer almıştır.

Suriye’deki zulüm ve savaştan kaçan 4 milyona yakın insanı biz misafir ediyoruz. Suriye içindeki 4 milyon insana da biz yardım ediyoruz. Her kim “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diyorsa kafasında başka hesaplar yapıyordur.

Türkiye sınırında güvenliği sağlamak için her yolu ve yöntemi kullanmayı sürdürecektir. Son terörist de ölene kadar operasyonlarımızı sürdüreceğiz.

Avrupa’daki kayıp 100 bin mülteci çocuğun durumunu gündeme getiren bizim milletvekilimiz olmuştur. Ülkemize 3 milyar+3 milyar sözü verip kırk dereden su getiren Avrupa Birliği olmuştur.

Bugüne kadar 411 bin Suriyelinin evlerine dönmesi ülkemizin doğru olanı yaptığını kanıtlıyor. Türkiye’nin önünde kendi imkanlarını hayata geçirme dışında bir seçenek kalmamıştır. Libya ila anlaşma bunlardan sadece bir tanesidir. Bizi sahillerimize hapsedecek haritalar ve planlarla karşımıza çıkanlara imkan vermeyeceğiz.

"KUDÜS BİZİM ŞEHRİMİZDİR"

Diyalog mecburiyetini kabul etmek zorunda kaldılar. Anlaşmak da çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir. Çatışmaların arttığı bir dünyada barış için Türkiye kadar mücadele eden kaç ülke vardır. Türkiye’nin en güçlü ülkesi olmadığımıza halde dünyada en çok yardım yapan, en çok mülteciye sahip çıkan ülke olmamız bunun ispatı değil midir?

Kudüs meselesi bizim için sıradan bir şey değildir. Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir.

Türkiye’nin gezi olayları ile hedef alınmaya başlanan en önemli kaynağı ekonomidir. Nitekim geçtiğimiz yıl cari işlemler dengesi 8,8 milyar dolar fazla verdi. Enflasyon geriledi. İhracatımız dünyanın 50 ülkesi arasında müracaat büyümesinde 6. Sırada yer aldı.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen 2020’ye büyük umutlarla başladık. Korona virüs salgınına böyle bir iklimde yakalandık. Açıkladığımız destek paketleriyle ekonomimizin en az hasarla çıkmasını sağladık.

Milli gelirimizin yüzde 10’unu bulmuştur. 35 milyar TL’yi aşkın karşılıksız ödeme yaptık. 19 milyar kaynağı doğrudan çalışanlarımıza aktardık. İşsizlik ödeneğini de aktif şekilde değerlendirdik. Ertelediğimiz SSK Bağkur ödemeleri 40 milyar TL’ye yaklaştı

Bireysel, esnaf, kurumsal destekleri temin ettik. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,9’luk eksi büyüme elbette üzüntü verici. Üçüncü çeyrekle ilgili tüm göstergeler ekonominin hızla toparlandığını işaret ediyor. Salgının dünya ekonomisinde yol açtığı dış talep daralmasına rağmen temmuz ihracatımız yüzde 4.4 artmış ve Cumhuriyet tarihi rekoru olmuştur.

Biz daha büyük bir büyüme gerçekleşeceğine inanmamıza rağmen beklentiyi ihtiyatlı bir şekilde belirledik. Gelişmiş ülkeler dahil pek çok ülke salgının yönetimden sağlığa sirayet etmesine engel olamamıştır. Türkiye ise bu konuda bölgesinin yükselen yıldızı olmuştur. OECD Türkiye’yi en az etkilenen 3. ülke olarak göstermiştir.

Çin’de başlayan ve kısa sürede dünyaya yayılan hastalığın henüz kesin bir ilacı bulunamamıştır. Aşı çalışmaları belli bir yere gelmiştir, Türkiye kendi aşısını üretme konusunda yoğun bir gayret içerisindedir.

Bu olumlu tabloda son 18 yılda sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm çok etkilidir. Sadece salgın başladığından beri açtığımız hastanelerde yatak sayısı 15 bini geçmiştir.

Türkiye sağlık sistemini bu denli geliştirmemiş olsa bu salgının altında kalabilirdik. Sağlık çalışanlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Devlet-millet el ele vererek bu musibetin de üstesinden geleceğiz.

TBMM Başkanı'nın konuşmasından satır başları:

İç savaşlar, katliamlar, göçler kara bir yüzyıl tablosu çizmektedir. Bağımsızlığın anlamının büyüklüğünün farkına daha çok varıyoruz. 

Zaman zaman kesintiye uğrasa da kararlılıkla var ettiğimiz demokrasidir.

Öncülük hiç şüphesiz Meclis'imize aittir. 

15 Temmuz gecesi hain terör örgütünün saldırısına uğrayan ilk kurum Meclisimiz olmuştur. 

Ülkemizin ve dünyanın sorunlarını konuşup tartışacağız ve bir sonuca bağlayacağız. TBMM milletin,

cumhuriyetin ve demokrasinin kalbidir.

Söz ve eylemlerimizle bu gerçeğin ne kadar farkında olursak o kadar güç kazanacağız. 

Geçtiğimiz yılın son günlerinde Çin'de başlayan ve dünyayı etkisi altına alan virüs salgınını takip etmekteyiz. Virüs salgını hayatın her alanında etkilerini gösterecektir. 

Bu tablo zaten uzun zamandır tartışılan uluslararası kuruluşların durumunu tekrar gündeme getirdi.

Başta BM olmak üzere bir çok kuruluş iflas bayrağı çekmiş durumdadır. 

Ekonomik dengesizlikler, adaletsizlikler korona virüs salgını ile çok daha görünür hale gelmiştir.

Türkiye emeği değil sömürüyü anlayış hale getirenlerin bunu anlamasını beklemiyoruz. Bugün bazı küçük ülkelerin tetikçi olarak kullanıldıklarına şahit oluyoruz.

Batılı bazı devletlerin siyasi acentesi gibi hareket eden devlet yönetimlerinin dünya barışına tehdit teşkil eden tavırlarına dikkat etmek gerekir. 
Ermenistan saldırılarında şahadete eren kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. Türkiye bundan sonra da haklı davasında Azerbaycan'ın yanında her alacaktır.