Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere gittiği Kazakistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı.
Erdoğan, "Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüşecek misiniz?" sorusunu da yanıtladı.
Erdoğan, "Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir. Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye’nin yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir" ifadelerini kullandı.
Milli futbolcu Merih Demiral'ın çeyrek final maçındaki bozkurt işaretine ilişin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
"Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi. Bunun üzerine de malum Dışişleri Bakanlığımız bunların yetkililerini çağırdılar, gerekli adımlar da buna göre atılıyor. İnşallah bütün mesele cumartesi günü, biz sahadan galibiyetle ayrılarak bir üst tura çıkalım. Fevkalade bir durum olmazsa, maça gitme kararımızı verdik."
"NATO Genel Sekreteri değişti, Mark Rutte oldu. İkili ilişkilerinizin iyi olduğu biliniyor. Bu ilişki Türkiye'nin NATO içerisindeki sorunlarının aşılması noktasında katkı sağlayacak mı? NATO'nun ikinci adamının bir Türk olacağı konuşuluyordu, bu konuda bir gelişme var mı? Böyle bir isim göreve gelecek mi, gelecekse de Türkiye'nin tercihi kimden yana olur?" sorusu üzerine Erdoğan, Rutte ile bu konuları görüştüklerini söyledi.
"Rutte beni ziyarete geldiğinde kendisine bu beklentimi söyledim. O da doğrusu olumsuz bir yaklaşım içerisine girmedi. Türkiye'ye böyle bir şeyin yakışabileceği mealinde bir yaklaşımı oldu. Görevi tam manasıyla devralmadan önce de Türkiye'ye bir ziyaret yapacağını bana söyledi." diyen Erdoğan, Mark Rutte'ye memnuniyetini ilettiğini bildirdi.
Eski Genel Sekreter Jens Stoltenberg ile Boğaz seyahati yaptıklarını, Rutte'yi de Boğaz seyahati için davet ettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin NATO'dan beklentilerini her fırsatta dile getiriyoruz. İttifakın birliğinin, insicamının güçlendirilmesi, dayanışma ruhunun korunması ve zenginleştirilmesi önemlidir. Özellikle terör başta olmak üzere karşı karşıya kaldığımız küresel konularda NATO ülkelerinin güvenlik ve çıkarlarına hizmet eden bir anlayışla hareket edilmesi gerekir. Türkiye, yıllardır terörle ayrımsız mücadele etmektedir. Bu mücadelede müttefiklerimizin bizi, NATO'nun birliktelik ruhuna aykırı olarak yalnız bırakmaları, hatta terörist yapılanmalara cesaret veren tutum sergilemeleri üzücüdür. Sayın Rutte ile bu konulardaki görüşlerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Sadece Sayın Genel Sekreter ile değil, NATO Zirvesi başta olmak üzere tüm platformlarda müttefiklerimizle karşı karşıya olduğumuz tüm sınamalarda ne düşündüğümüzü, neler önerdiğimizi ve yaptığımızı bir bir anlatacağız."
"BATI'DA BU İŞİ KAŞIYAN ÜLKE VE KESİMLER VAR"
NATO ve Rusya'dan 3. Dünya Savaşı ile ilgili yapılan açıklamalardan sonra, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanlığından da bu tehlikeye ilişkin açıklamalar olduğu hatırlatılarak, buna yönelik değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:
Ne yazık ki Batıda bu işi kaşıyan ülke ve kesimler var. 3. Dünya Savaşı'na çanak tutan bir yaklaşım içindeler. Malum silah tüccarlarına pazar lazım. Silah tüccarlarının da pazarı Batı. Bu konuyla ilgili olarak da Sayın Putin, barıştan yana olduğunu son açıklamalarında söyledi. Çünkü taraflarda bir yorgunluk olduğu da açıkça ortada. Biz de kendilerine 'Barışa ne zaman ereceğiz?' dedik. Onlar 'Bu işin bir zamanı yok, bütün mesele burada sizler gibi arabulucuların ağırlığını koymasında' noktasındalar. Biz şimdi ağırlığımızı koymaya gayret ediyoruz. Temennimiz odur ki Rusya-Ukrayna arasında bu savaş artık bir nihayete ersin. Devam ediyoruz, takip ediyoruz. Dışişleri Bakanım Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanım Yaşar Güler bu işin takipçisi durumundalar. Bir an önce temennim odur ki neticeye varalım. Yıllardır dillendirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür' ve 'Daha adil bir dünya mümkün' tezlerimiz bu olumsuz havayı dağıtmak, büyük savaş riskini ortadan kaldırmak için ortaya koyduğumuz somut çözümlerdir.
Bu çözümleri uygulamanın hala mümkün olduğunu belirten Erdoğan, "Yapmamız gereken küresel sistemi revize etmek, herkesin ayrımsız uluslararası hukuka uymasını sağlamak, terörizmi topyekün bir anlayışla yok etmek, adaleti ve hakkaniyeti temel alan bir küresel paylaşım sistemini hayata geçirmektir." diye konuştu.
"TEMENNİMİZ ODUR Kİ İSRAİL TARAFINDAN YAPILAN KATLİAMLAR SON BULUR"
"İsrail ve destekçisi ülkelerin, Kıbrıs Rum kesimini askeri ve lojistik üs olarak kullanması KKTC ve başta Akdeniz’deki haklarımız olmak üzere Türkiye için bir tehdide dönüşmüş müdür? Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümünde buna yönelik bir mesajınız olacak mı?" sorusuna karşılık Erdoğan, İsrail'in Filistin'e saldırılarıyla başlayan süreçte yeni gelişmeler yaşandığını aktardı.
Hamas'ın, ateşkes için ortaya konulan taslağı birkaç değişiklik talebiyle kabul ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "MOSSAD Başkanı Doha'ya gidecek. ABD Başkanı Biden da konu ile ilgili Netanyahu'yu arayacak. Bu aşamada İsrail'e Batı ülkelerinin hep birlikte baskısı şart. Bu baskılar neticesinde de inanıyorum ki artık bir kesin ateşkese inşallah ulaşılacaktır. Katar Emiri ile yaptığımız görüşmelerde de bu konuları ele aldık. Onlar da değişik kanallardan gerekli baskıyı yapıyorlar. Temennimiz odur ki inşallah şu birkaç gün içerisinde ABD Başkanı Biden'ın da İsrail'i araması neticesinde kesin ateşkese ulaşılır ve böylece son dönemde İsrail tarafından yapılan katliamlar da son bulur." diye konuştu.
İsrail'in kendi topraklarında yaptığı yığınaklardan netice alamadığını, Kıbrıs Rum kesimine yaptığı yığınaklardan da sonuç alamayacağını belirten Erdoğan, "Ne zaman başladı bu saldırılar? O günden bugüne İsrail hedeflediği neticeye varabildi mi? Varamadı. Bir hafta içerisinde, 15 gün içerisinde işi bitireceklerini söylüyorlardı. Alamadılar neticeyi. Ateşi bölgeye yayacak her türlü adımdan uzak durulmalı." değerlendirmesinde bulundu.
"KENDİ UÇAKLARIYLA GİDECEKLERİNİ AÇIKLADILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasette yumuşama dediğiniz süreçte siz, CHP Genel Başkanını KKTC'ye birlikte gitmeye davet etmiştiniz? Resmi bir cevap geldi mi? Onu da Cumhurbaşkanlığı uçağına davet eder misiniz? Böyle bir diyalog var mı?" sorusu üzerine, samimi olarak siyasette bir yumuşama sağlanmasını, milletin bu konudaki beklentilerinin karşılanmasını istediklerini söyledi.
Bu konuda samimi bir yaklaşım ortaya koyduklarını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kendilerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne birlikte gitme teklifimizi bir kere yaptık. Bizim bu teklifimiz sonrası kendi uçaklarıyla gideceklerini açıkladılar. Biz bu noktada KKTC'ye MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gideriz. Kıbrıs'a belki bir gün önceden gitme durumumuz olabilir. Malum 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs'ta kavurucu bir sıcak oluyor. Kavurucu sıcakta Kıbrıs'taki kardeşlerimiz de bir yere kadar tahammül edebiliyorlar. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 'Bir gün önceden gelinse de geceyi burada geçirseler ve sabah saat 09.00 gibi törenleri yapsak' diye bir teklifle geldi. Biz de 'Uygundur.' dedik. Şimdi kendimizi ona göre hazırlıyoruz."
CHP'Lİ BELEDİYELERDEKİ ATAMALAR
Erdoğan, "CHP'li belediyelerde eş, dost, akraba ve usulsüzlük iddiaları var. CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir televizyon kanalında böyle bir şey olmadığını söyledi. CHP'li belediyelerde işçi kıyımı var ve işçilerin maaşlarını almalarında sıkıntı var. Bununla ilgili düşünceleriniz nedir?" sorusunu yanıtlarken, "Hırsız, 'Ben hırsızım.' der mi? Veya 'Ben çaldım.' der mi? Şimdi Özgür Özel Bey kalkıp da bu ahbap atamaları için 'Ne demek canım, biz tabii ki ahbaplarımızı atayacağız' mı diyecek?" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Onun geçmişteki abileri 'Biz CHP'den atamayacağız da MHP'den mi atayacağız?' demişlerdi. Şu anda da aynı noktaya geldik. Değişen bir şey yok. İşte daha geçenlerde Manisa'da bir belediyede biliyorsunuz ciddi bir yolsuzluk oldu. Kula, orada bir yolsuzluk oldu ve belediye başkanı bu yolsuzluk neticesinde alındı. Bunu daha farklı belediyelerin takip etmesi mümkün. Çünkü bunlarda alışkanlık ırsidir. Ahbap, yaran bunlar. İstanbul Büyükşehirden tutun, Ankara'sına İzmir'ine varıncaya kadar bu böyledir. Birçok vatandaş işlerinden atıldı. Nice ağlayanları biz belediyenin kapısında gördük. Kimse milletimizden gerçekleri gizleyemez. Kimse PR çalışmalarıyla, reklamlarla, sanal alem oyunlarıyla milletin gözü önüne tozpembe perdeler çekemez. Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Pırıltılı sözlerin yaldızı çabuk dökülür ve ortada sadece yalın gerçek kalır. Şu anda olan da budur. CHP'nin bu konuda geçtiğimiz yıllar boyunca, olumsuz anlamda yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.
"PROGRAMIMIZ ÇALIŞIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon, piyasa beklentilerinin altında gelirken bir yılın en düşük aylık enflasyonu gerçekleşti. Yıllık enflasyon da 8 ayın ardından ilk kez geriledi. Bu tablo, Mayıs 2023 seçimleri sonrasında başlayan ekonomi programının öngördüğü dezenflasyon sürecinin öngörülen tarihte başladığına işaret ediyor. Hem ekonomi programının devamı hem enflasyonun bundan sonraki süreçte nasıl ilerleyeceği konusunda neler söylersiniz? Temmuz ve ağustos ayı enflasyon rakamlarına göre para politikasında yeni adım atılabilir mi?" sorusu üzerine, geçen sene dezenflasyona geçiş için bir süre öngördüklerini hatırlattı.
Geçen sene deprem etkisiyle olağanüstü koşullarla karşı karşıya kalındığını dile getiren Erdoğan, "Para politikasının etkili olması zaman alıyor. Maliye politikasında ilave çaba gerekiyordu. Biz o nedenle 'Dezenflasyon Mayıs 2024'ten sonra başlayacak.' dedik. Nitekim haziran ayında yıllık bazda enflasyonda düşüş başladı ama temmuzda yani 60'lı rakamlar diyorum ama öngörmek mümkün değil. Muhtemelen düşük 60'lı rakam olacak. Ağustosta yine düşük 50'li bir rakam olacak. Ve muhtemelen büyük ihtimalle eylül enflasyonu açıklandığında 50'nin bir tık altı olabilir. Bizim öngördüğümüz politika bu çerçevede." değerlendirmesinde bulundu.
Geçen yıl çok ciddi bir cari açık problemi bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bu sene artık cari açığın problem olmaktan çıktığını bildirdi ve "Milli gelire oran olarak yüzde 6'lardan neredeyse bu sene muhtemelen yüzde 2 civarına düşecek" dedi.
Merkez Bankası rezervleri konusunda da çok önemli mesafe kat ettiklerini belirten Erdoğan, "Brüt rezervimiz yaklaşık 145 milyar dolar. Ve swap hariç rezervlerimiz 10 milyarın üzerine çıktı. Mart seçiminden bu yana swap hariç net rezervlerdeki iyileşme neredeyse 80 milyar dolar civarı." ifadesini kullandı.
Erdoğan, "eşi benzeri kolay görülmeyen bir iyileşme, bir güven bulunduğunu, dolayısıyla dış dengenin bir endişe kaynağı olmaktan çıktığını" ifade ederek, şöyle konuştu:
Ülkemizin risk primi kendisine benzer ülkelere oranla 10 kat daha hızlı düşüyor. Bugün itibariyle 263 baz puan civarında. Türkiye'nin son 3 aydır, yerel seçimlerden sonra bizim 2 yıllık tahvil faiz oranlarımız 1000 baz puan düştü. Özellikle bu son enflasyon rakamlarından sonra faizler düşmeye başladı. Dün hem 2 yıllık hem 5 yıllık hem 10 yıllık bütün faizlerimiz düştü. Yine bizim yurt dışına ihraç ettiğimiz tahvil faizleri 50 baz puan düştü son yerel seçimden sonra. Yani risk primi düşüyor, faizler düşüyor ve gerçekten notumuz artıyor, cari açık daralıyor, bütçede de dengeyi iyileştiriyoruz. Dolayısıyla biraz sabra ihtiyacımız var. Enflasyonda düşüş daha yeni başladı. Hızlanarak devam edecek. Biz inanıyoruz. Bu hedefler başlangıçta iddialı göründü ama hedefleri başaracağımıza gerçekten samimi bir şekilde inanıyoruz. Programımız çalışıyor. Başlangıçta 'Program yok' dediler, sonra 'Bu program çalışmaz' dediler, sonra 'Para geliyor ama bu sıcak para' dediler. Sürekli bir kulp, bir hata üzerinde yoğunlaşıyorlar. Tabii ki sorunlarımız var ama bu sorunları çözecek güçlü bir siyasi irade var. En büyük sorunumuz hayat pahalılığı. En adaletsiz vergi enflasyon. O nedenle dar gelirlilerimize, asgari ücretlimize, emeklilerimize yapacağımız en büyük iyilik popülizm yapmadan enflasyonu kalıcı bir şekilde tekrar tek haneye düşürmek. Vatandaşımızın kalıcı olarak refah seviyesini yükseltmek. İnşallah son çeyreğe bu işi çözüme kavuşturmuş olarak Allah'ın izniyle gireceğiz.
"MAÇA GİTME KARARIMIZI VERDİK"
Milli futbolcu Merih Demiral'ın çeyrek final maçındaki bozkurt işaretine ilişin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
"Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi. Bunun üzerine de malum Dışişleri Bakanlığımız bunların yetkililerini çağırdılar, gerekli adımlar da buna göre atılıyor. İnşallah bütün mesele cumartesi günü, biz sahadan galibiyetle ayrılarak bir üst tura çıkalım. Fevkalade bir durum olmazsa, maça gitme kararımızı verdik."