Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda gündem yaratacak açıklamalarda buldu.
Erdoğan, salgın süreci için, "Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanları sıkıntıya sokmadan süreci yürütüyoruz." derken, Fransız malları için de boykot çağrısında bulundu.
Erdoğan, "Türk markalı mal satın almayın diyorlarsa, ben de buradan milletimize sesleniyorum, sakın Fransız markaları asla satın almayın." şeklinde konuştu.
Erdoğan, Avrupalı siyasetçilerin Macron’un başını çektiği nefret kampanyasına destek vermemesi gerektiğini de belirterek, "Irkçılık ve İslam düşmanlığı makamı ne olursa olsun, insanın vicdanını yok eder." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Programa teşrif eden misafirlerimize teşekkür ediyorum. Mevlid’i Nebi Haftası’nı başta milletimiz olmak üzere tüm insanlık için bir teneffüs imkanına dönüştürdükleri için teşekkür ediyorum. Yunus Emre’nin aşk dili ile diyoruz ki, canım kurban olsun senin yoluna, adı güzel, kendi güzel Muhammed… Şefaat eyle bu kuluna, adı güzel, kendi düzel Muhammed…
"SALGINI DİĞER ÜLKERE GÖRE DAHA HAFİF GEÇİRİYORUZ"
Sizlerin şahsında, İslam aleminin Leyle-i Mevlidi’ni şimdiden tebrik ediyorum. Rabbim bu gece hürmetine, yaptığınız duaları, kıldığınız namazları kabul buyursun. Yüce Allah bizleri, kardeşin kardeşi, ananın evladını tanımayacağı mahşerde, bugün burada olduğu gibi Hz. Muhammed’in sancağı altında toplanan takvalardan eylesin.
Tüm dünyayı etkileyen korona virüs salgını nedeniyle Mevlid-i Nebi’yi buruk yaşıyoruz. 1 milyon insanın hayatına mal olan salgın, dalgalar halinde devam ediyor. Sağlık çalışanlarımız ve aldığımız önlemlerin sayesinde, diğer ülkelere göre bu salgını daha hafif geçiriyoruz.
Maske ve mesafe kurallarına riayet ederek, hastalıkla mücadelemize devam ediyoruz. Ülkemizi, milletimizi, rızkının peşindeki insanları sıkıntıya sokmadan süreci yürütüyoruz.
İlgili bakanlarımız, tam bir koordinasyon içinde meseleyi takip ediyor. Biz de uzman arkadaşlar aracılığı ile bilgilendirmeleri alarak, gerekli talimatları veriyoruz. Milletimizden bu günlerde, tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini istiyorum.
Bir süre daha sabredip, kurallara uyacağız, daha sonra ise feraha erişeceğiz. Hasretini çektiğimiz o güzel günlere, milletçe hep beraber kavuşacağız. Bu vesile ile bir kez daha salgında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Kardeşlerim millet olarak bu dönemde hüznümüzü artıran tek şey, salgında hayatını kaybeden insanlarımız değildir, başta Müslümanlar içinde bulunduğu ahvaldir. İslam alemi, sancılı ve imtihan dolu zorluklarla bezenmiş günler yaşıyor. Dinimizce ve peygamberimizce yasaklanmış birçok hükmün, her gün çiğnendiği günler yaşıyoruz.
Yemen’de 6 yıldır süren kirli savaşın bedelini, bir tas çorbaya mahkum olarak ölen çocuklar ödedi, Libya’nın zengin kaynakları emperyalist güçler tarafından talan edildi. Bugün İslam beldelerinde ezan sesleri değil anaların çığlıkları, dumanlar yükseliyor. Filistin’de zulüm, Arakan’da şiddet, Türkistan’da baskı, Irak ve Afganistan’da terör, can almaya devam ediyor.
Sadece Müslüman oldukları için evlerinden kovulan Müslüman kardeşlerimiz var. Etnik ve dini kimliklerinden dolayı ayrımcılığa uğrayan milyonlarca kardeşimiz var.
"SAKIN FRANSIZ MARKALARINI SATINJ ALMAYIN"
İşte Fransa’da yaşananlar… Tüm bunlar, dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Biz aynı şekilde Musevi’ye de sahip çıkıyoruz ancak Fransa’da Müslümanlara karşı zulüm varsa, hep birlikte oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum. Özellikle Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığının veba gibi toplumlara sirayet ettiğini görüyoruz.
Müslümanlara ait evler, dükkanlar, her gün saldırılara maruz kalıyor. Türk markalı mal satın almayın diyorlarsa, ben de buradan milletimize sesleniyorum, sakın Fransız markaları asla satın almayın.
Düşünebiliyor musun, Müslüman kadınlar kıyafetlerinden dolayı saldırılara maruz kalıyor. Çocukların eğitim hakları ellerinden alınıyor. Müslümanlara ait derneğe, camiye sürekli saldırılar yapılıyor. Almanya ve Avusturalya’da…
"MUSEVİLERİN YAŞADIĞININ BİR BÖLÜMÜNE MÜSLÜMANLAR MARUZ KALIYOR"
Daha önce Avusturalya’da büyük bir felaketi görmüştük. Aynı şey Almanya’da… Ben buradan Merkel’e sesleniyorum, hani sizde din özgürlüğü vardı. Peki bir sabah namazında nasıl oluyor da 100’ü aşkın polis, camiye saldırıyor. Siz böyle şeyleri Türkiye’de duydunuz mu? Çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var ama bunlarda yok.
Gün geçmiyor ki, Müslümanlarım ibadet özgürlüklerini kısıtlayan bir uygulama ile karşılaşmayalım. Gün geçmiyor ki peygamber efendimizi hedef alan bir olay ile karşılaşmayalım. Fransa’nın liderinin teşviki ile bu saldırılar yapılmaya başlandı.
Bugün lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmayan birçok batılı devlette, İslam düşmanlığı popüler hale gelmiştir. Bizzat devlet başkanlığı nezdinden desteklenen bir politika haline gelmiştir. Siz gerçek manada faşist, nazinin zincir halkalarısınız.
Medya ve siyaset eliyle, güvenlik birimlerinin göz yumması ile ırkçılık yaygınlaşıyor. Avrupa’daki Musevilere yürütülen linç kampanyasının bir benzerine Müslümanlar maruz kalıyor.
Batıda yükselen İslam karşıtlığı bugün artık kitabımıza, peygamberimize topyekün bir saldırıya dönüşmüştür. 80 yıl önce Musevilere karşı işlenen insanlık suçları, Bosnalı kardeşlerimize yapılanlar hala akıllarımızda.
Ciddi bir inanç buhranı içinde olan batı toplumları, İslam’ı ve Müslümanları hedef alarak, buradan çıkış yolu arama peşine düşmüşlerdir. Korona virüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara kesilmeye çalışılıyor. Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi bir planın çarkları işlemektedir.
Kardeşlerim buradan bir gerçeği daha çok net şekilde ifade etmek istiyorum. Muhataplarımıza şu ikazı yapmakta fayda görüyorum, Müslümanları dışlayarak elde edeceğiniz hiçbir kazanım yoktur. İkinci dünya savaşında yaşanan katliamlardan herkes ders çıkarmalıdır. Irkçı terörizm, Avrupa’ya gözyaşı ve kandan başka bir şey getirmemiştir.
"AVRUPA, MACRON'UN BAŞINI ÇEKTİĞİ NEFRET KAMPANYASINA DESTEK VERMELİDİR"
Türkiye vatandaşlarının hak, hukuk ve güvenliğini korumakta kararlıdır. İslam düşmanlığını bir güvenlik sorunu olarak değerlendiriyor ve böyle bakıyoruz. Avrupa’nın kanser hücresi gibi yayılan bu örgütlerle ilgili daha net tavırlar alması gerekiyor.
Avrupa Birliği kurumlarına da çok ciddi sorumluluk düştüğüne inanıyorum. Avrupa Parlamentosu adeta 3 maymunu oynayarak, bu meseleyi geçiştiremez. Aşırı sağcı fikirlerin Avrupa’nın ana akım siyasetini esir almasına izin verilmemeliler.
Avrupalı siyasetçiler, Macron’un başını çektiği nefret kampanyasına destek vermemelidir. Irkçılık ve İslam düşmanlığı makamı ne olursa olsun, insanın vicdanını yok eder.
Siz, insanlar için en hayırlı milletsiniz diye bir ifade var Kur’an’da… İyiliği emretme, kötülükten vazgeçirme her Müslüman’a farzdır. Müslüman etrafında yaşanan adaletsizliklere gözünü kapayamaz. Barışı savunan tavrımızın gerisinde işte bu hakikat var.
3 günlük dünya hayatı için inançlarımızı tehlikeye atamayız. Zulmü alkışlamamak, 3,5 soysuzun ardından zaarlık yapmamak, bizim milletimizin karakteridir. Bunun için dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi inanca sahip olursa olsun haksızlık ve sessizlik karşısında sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmenin mücadelesini veriyoruz. Çocuklarımıza dinini hakkı ile öğretememenin sıkıntısını çok çektik. Kur’an-ı Kerim’in derme çatma binalarda gizli saklı şekillerde öğretilen süreçlerden geçtik. Milletimizin parası ile kurulan İmam Hatip okullarının kapısına kilit vuruldu. Camilerimiz ahır yapıldı. Jandarmalardan kaçıp, Kur'an okunduğu dönemler oldu. Necip Fazıl’ın dediği gibi bu ülkede, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu günler yaşandı.
Keza yaz Kur’an kurslarımız ile ilgili rakamları da dinlediniz. Faydalanan evlatlarımızın sayısı giderek artıyor. Gönül dünyamızın kandillerinin çocuklar tarafından öğrenilmesi için her türlü çabayı gösteriyoruz.
Dini değerlerimizi ve İslam değerlerini anlatan yenilikçi eserleri destekliyoruz. Kutlu Haftası’nın da evlatlarımıza dinimizin öğretilmesi konusunda önemli olduğuna inanıyoruz. Peygamberi efendimiz, tüm dünyanın örnek alması gereken bir şahsiyettir. Peygamberimiz öksüz ve yetimlerin, en çok da çocukların peygamberiydi. O en çok iki reyhanım dediği torunları Hasan ve Hüseyin’in değil, Mekke ve Medine’deki tüm çocukların da en sevdiğiydi. Cömertlik, tevazu, Muhammet, cesaret, ahlak, merhamet, adalet, anne ve babaya hürmet gibi bütün hepsini bize sevgililer sevgilisi peygamberimiz öğretti.
GOP Avrasya Hastanesinin Pandemi sürecindeki çalışmaları
Deri kuruluğu nedir? Deri kuruluğu nasıl oluşur?
Gebelik sürecinde nelere dikkat etmeli?