Cumhuriyet yazarı, köşesinde Mehmet Ali Güller AKP-MHP iddialarında bulundu. Cumhur İttifakı’nın 2023 planının “HDP’yi CHP’yle ittifaktan uzak tutma operasyonu” olduğunu savunan Mehmet Ali Güller, AKP-MHP ortaklığının önümüzdeki günlerde bir kere daha terörist başı Öcalan’a başvuracağını ileri sürdü.
“AKP’nin HDP’yle kaldığı yerden yeniden bir “Kürt açılımı” yapması, pek olası değil. AKP o nedenle, MHP’ye de kabul ettirerek bir başka açılıma yönelmiş görünüyor” diyen Güller, sarayı HDP yerine Kürtlerle açılım yaparak, Cumhur İttifakı’na yeni Kürt oyları kazandırmayı amaçladığını yazdı. Güller, “Bu hedef için yeniden Öcalan’a başvurulacak” ifadesini kullandı.
Mehmet Ali Güller’in yazısının tamamı:
Cumhur İttifakı’nın 2023 (ya da erken seçim) planı netleşiyor: AKP- MHP ittifakının “Kürt Açılımı” anlamına gelen bu plana, daha somut olarak “HDP’yi CHP’yle ittifaktan uzak tutma operasyonu” diyebiliriz. Daha iyi anlatabilmek için, bir süredir yapılmakta olan karşılıklı mesajlaşmaları anımsamamız gerekiyor:
Bu köşede 19 Haziran’da “Konu: HDP’nin oyu” başlıklı bir inceleme yazmıştık. AKP’li Mehmet Metiner’in “Kürtleri yanlış politikalarla HDP’nin kucağına itmenin vebali ağır olur” (Yeni Şafak, 11.6.2021); Sırrı Süreyya Önder’in “Mevcut iktidar gidecek de gelecek olan kör bıçağıyla bekliyor gibiyken neyle umutlanacağız?” (Gazete Duvar, 12.6.2021); Selahattin Demirtaş’ın “Kimse bizi iki kötü arasında tercihe zorlamaya kalkmasın” (Politik Yol, 14.6.2021) ve Altan Tan’ın “Neden Erdoğan’a keskin bir düşmanlık, öbür tarafa bedava bir dostluk kuruyorsunuz? Kürtler, Cumhurbaşkanlığı seçiminde altından değerli bir fırsat yakalayacak. Bu fırsatı iyi değerlendirmeleri gerekir” (Medyascope, 15.6.2021) mesajlarını değerlendirmiştik.
Ve “Erdoğan’ın MHP’den vazgeçmeden Kürtlerin oyunu almaya ihtiyacı olduğunu” belirtmiş, “HDP’nin bölünerek Öcalan üzerinden bir parçasının Cumhur İttifakı’na eklemlenmesi beklentisi konuşuluyor” demiştik.
ERDOĞAN-BAHÇELİ OPERASYONU
Bu mesajlaşmaların ardından 9 Temmuz’da Diyarbakır’a giden Erdoğan iki temel mesaj verdi:
1) “Diyarbakır’da 2005 yılında ne demişsek bugün de aynı yerdeyiz.” (Erdoğan 2005’te “Kürt sorunu benim sorunumdur” demişti ancak sonraki yıllarda da birçok kez “Kürt sorunu olmadığını” dile getirmişti.)
2) “Çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık.”
Peki, bu çizgi değişikliği AKP- MHP ittifakında çatlak yaratır mı? Hayır. Çünkü Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’dan üç gün önce grup toplantısında verdiği şu mesajlar, aralarında bu konuda bir uzlaşma olduğuna işaret ediyor: “Kürtten terörist olmaz, teröriste Kürt denilemez. Diyen varsa bu milletin evladı olamaz. Var diyen varsa vatan hainidir.”
AKP’nin HDP’yle kaldığı yerden yeniden bir “Kürt açılımı” yapması, pek olası değil. AKP o nedenle, MHP’ye de kabul ettirerek bir başka açılıma yönelmiş görünüyor:
1) Saray’ın birinci hedefi, “HDP kapatma davası” gibi nedenlerle AKP’nin Kürt oylarının erimesini engellemek.
2) Saray’ın ikinci hedefi, HDP yerine Kürtlerle açılım yaparak, Cumhur İttifakı’na yeni Kürt oyları kazandırmak. (Bu hedef için yeniden Öcalan’a başvurulacak.)
3) Saray’ın üçüncü hedefi, HDP’yi bölmek; içinden yeni bir parti çıkmasını sağlamak (Bazı HDP’lilerin HDP’ye karşı yeni parti hazırlıkları basına yansıdı.)
4) Saray’ın dördüncü hedefi, HDP’nin CHP’yle ittifak yapmasını engellemek.
ERDOĞAN’IN CHP’YE KURDUĞU TUZAK
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Erdoğan’ın Diyarbakır söylemleri kime yarar” (Sabah, 17.7.2021) başlıklı yazısında, aslında bu hedefleri dolaylı doğruluyor.
Duran, Erdoğan’ın yeni çıkışının “HDP’yi baskılama hedefi” taşıdığını, Bahçeli’nin de Erdoğan gibi “Kürt seçmeni, Millet İttifakı tarafına bırakmamak gerektiğini gördüğünü” belirtiyor.
Duran’ın yazısında daha dikkat çeken kısım ise Erdoğan’ın CHP’yi sıkıştırma taktiğini anlattığı bölümdü: “CHP ve İP, özerklik ya da anadilde eğitim konularına giremedikçe Erdoğan’ın yeni söylemi ile HDP arasında sıkışacak. Onlar bir şey vaat edemezken Erdoğan kimlik hakları ile ilgili reformlara ve çözüm süreci iradesine sahip çıkıyor olacak. Kılıçdaroğlu ve Akşener, HDP’ye açık destek verirse bu defa Erdoğan’ın ‘Hiçbir zaman meşru demokratik hukuk düzeni içinde siyaset yapmayı düşünmeyen’ HDP ile neden birliktesiniz sorusuna muhatap olacak.”
Kısacası HDP’nin yüzde 10 oyu, Saray’ın yeni operasyon alanını oluşturmuş durumda. O oyun bir bölümüne ve kendi Kürt oylarının erimemesine çok ihtiyacı olan Erdoğan, her türlü aracı çekmecesinden çıkarmaya ve yeni araçlar oluşturmaya başladı.