Yeniden Türkiye'nin gündemi oldu... Cübbeli Ahmet bu sorulardan kaçtı

Yeniden Türkiye'nin gündemi oldu... Cübbeli Ahmet bu sorulardan kaçtı

Odatv Haber Müdürü Fethi Yılmaz’ın kaleme aldığı Katli Vacip’te yer alan İsmailağa cemaatindeki cinayetler cemaatin hocalarından Cübbeli Ahmet'e soruldu.

Katli Vacip kitabı gündemdeki yerini koruyor. Karanlıkta bırakılan tarikatların sır cinayet dosyalarına ışık tutan kitapta İsmailağa cemaati içinde yaşanan Hızırali Muradoğlu ve Bayram Ali Öztürk cinayetleri de inceleniyor. 

CÜBBELİ KONUŞMADI

Independet Türkçe’den Can Bursalı, haberinde Katli Vacip’te yer alan cinayet dosyalarını ele aldı ve İsmailağa cemaatinin hocalarından Cübbeli Ahmet olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’ye cinayetleri sordu. Ünlü, Hızırali Muradoğlu ile Bayram Ali Öztürk cinayetleriyle ve kitapta yer alan İsmailağa''da ''post kavgası''yla ilgili görüşme talebini reddetti

Can Bursalı’nın haberi şöyle:

“Cumhuriyetin bir asıra yaklaşan tarihinde, tarikatlarla ilgili birçok çalışma yapıldı. Ancak hiçbir çalışmada, gazeteci Fethi Yılmaz''ın Kırmızı Kedi Yayınları''ndan okuyucuyla buluşan "Katli Vacip" kitabının ele aldığı konu işlenmedi. 

Tarikatlar içinde, kimisi güç, kimisi mevki, kimisi de yasak aşk nedeniyle yaşanan cinayetleri konu alan kitap, ''Tarikatların sır cinayet dosyalarını'' inceliyor.

Altı bölüm halinde yayınlanan kitabın üçüncü bölümünde İsmailağa tarikatı içinde yaşanan Hızırali Muradoğlu ve Bayram Ali Öztürk cinayetleri ele alınıyor.

"POST KAVGASI"

Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından kurulan ve ilerleyen yaşına rağmen halen kendisi tarafından yönetilen İsmailağa''da yaşanan iki cinayet, kitabın yazarı Yılmaz''a göre post kavgası. 

1998 ve 2006 yılında cinayete kurban giden Muradoğlu ve Öztürk''ün ortak özelliği, üniversite eğitimi almış olmaları.

Yılmaz, 1998''de öldürülen Hızırali Muradoğlu''nun ve 2006''da öldürülen Bayram Ali Öztürk''ün ardından tarikat postunun medrese eğitimli alaylılara kalmış olduğuna dikkati çekiyor. 

MURADOĞLU''NUN KATİLİ CEZA ALMADI

Muradoğlu ve Öztürk''ün ölümlerindeki sır perdesi ise halen aralanmış değil...

Mahmut Ustaosmanoğlu''nun damadı ve onun ardından cemaati yönetmesi beklenen Hızırali Muradoğlu, 17 Mayıs 1998''de camide ders verirken, cübbeli sarıklı bir kişi tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü.

Silahlı saldırıyı düzenleyen kişi ise kayıplara karıştı. Aradan 3 yıl geçti, Ufuk Salih Hantal adındaki bir kişi, "Hızırali Muradoğlu''nu ben öldürdüm" dedi.

Yargılandı ancak ceza almadı. Çünkü akıl sağlığı yerinde değildi.

ÖZTÜRK''Ü ÖLDÜREN, ANINDA LİNÇ EDİLDİ

Vaazlarıyla, dersleriyle İsmailağa''nın çok sevilen isimlerden biri olduğu belirtilen Öztürk ise, 3 Eylül 2006''da İsmailağa Camii''ndeki sohbeti sırasında öldürüldü.

Cami içinde 3 bin kişi varken, Mustafa Erdal adındaki bir mürit, ekmek bıçağıyla saldırdığı Öztürk''ü, tek hamleyle kalbinden bıçaklayarak öldürdü.

İlk şoku atlatan müritler, katil Erdal''ı linç etti. Erdal, cami içinde aldığı darbelerle hayatını kaybetti. 

FETÖ İZİ Mİ VAR?

Gazeteci Yılmaz, kitabında Bayram Ali Öztürk cinayetiyle ilgili soruşturmanın yetersiz olduğuna vurgu yapıyor ve cinayette FETÖ izi olabileceğini belirtiyor.

Öyle ki, katil Erdal''ın otopsi raporunda, aldığı darbeler nedeniyle hayatını kaybettiği belirtiliyor ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü''nden yapılan ilk açıklamalar, "Şahıs, kafasını mihraba vurarak olay yerinde öldü" şeklinde...

Öztürk''ü öldüren Erdal, camide linç edildi ama iki kişi yargılandı. Yargılananlardan biri beraat etti, birine ise 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi.  

Soruşturma sürecinde, Öztürk''ün katili Erdal''ın HTS kayıtları incelenmedi, eşinin dahi ifadesi alınmadı.

Şimdi FETÖ üyeliğinden hapis cezası almış ya da firari olan savcılar tarafından yürütülen soruşturma, yıllarca atıl vaziyette bekletildi.

İktidarla Fetullah Gülen cemaatinin yollarının ayrıldığı 17-25 Aralık operasyonlarından sonra yeniden ele alınan soruşturmada henüz bir adım atılmış değil ve dosya açık.

SAVCI OLAYIN NEREDE OLDUĞUNU DAHİ BİLMİYOR

Fethi Yılmaz, kitabı hazırlarken Bayram Ali Öztürk''ün oğlu Mahmut Öztürk''le de konuştu.

İsmini İsmailağa lideri Mahmut Ustaosmanoğlu''ndan alan oğul Öztürk, FETÖ''cü yargı mensuplarının soruşturmayı nasıl atıl vaziyete getirdiğini şu ifadelerle anlatıyor:

"Bir kere dosyayı sormaya gittiğimde savcı Salim Duran bana ''Bu olay nerede oldu?'' diye sordu. O zaman anladım dosyaya hiç bakılmadığını. Savcı daha cinayetin nerede işlendiğini bilmiyordu. Öyle de oldu. Hiçbir şey yapmadılar."

ERBAKAN''LA GÖRÜŞMEDEN SONUÇ ÇIKMADI

Oğul Öztürk, Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde de kullanılan Bayram Ali Öztürk cinayetiyle ilgili siyasilerle de temas kurdu.

Önce Necmettin Erbakan''la görüştüğünü söyleyen Mahmut Öztürk, Erbakan''ın kendisine söylediklerini aktardı:

"Necmettin Erbakan hayattayken kendisi ile görüştüm. Bana ''İsmail Müftüoğlu (Eski Adalet Bakanı, Mahmut Ustaosmanoğlu''nun avukatı) bir şey yapmadı mı'' diye sordu. Görüşmeden bir sonuç çıkmadı."

ERDOĞAN''DAN RANDEVU İSTEDİ ARAYAN SORAN OLMADI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''la başbakan olduğu dönemde 2009 yılında bir bayramlaşma programında karşılaştığını ve kendisini tanıtarak konuştuğunu söyleyen oğlu Öztürk, o görüşmeye dair şunları aktarıyor:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan babamı tanıyor. Çünkü daha önce babam hastanede yatarken onu ziyaret etmişti. O zaman Başbakandı. Bayramlaşma sırasında ''Bayram Ali Öztürk''ün oğluyum'' dedim. 10 dakika görüşme talep ettim. Bana önce ''tamam'' dedi. Sonra ise bir daha benimle görüşmedi. O gün yanındakilere randevu oluşturulmasını da söyledi fakat arayan olmadı." 
 
CÜBBELİ''YLE FOTOĞRAFI SERVİS EDİLDİ

Bayram Ali Öztürk''ün oğlu Mahmut Öztürk, kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü ile de bir araya geldi.

Bayram Ali Öztürk''ün öldürülmesinden kısa bir süre sonra, Mahmut Öztürk''ün Cübbeli''nin elini öperken çekilen fotoğraf servis edildi.

Hatta Mahmut Öztürk''ün ağzından "Babam ile Cübbeli Ahmet Hoca can ciğer iki arkadaştı" ifadesi de o dönem servis edilen fotoğrafın yayınlandığı haberde yer aldı. 

İSMAİLAĞA''YI SORUŞTURAN SAVCI CİHANER: ÇIKAR ÇATIŞMASININ KURBANI

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yürütürken İsmailağa Cemaati''yle ilgili soruşturma başlatan İlhan Cihaner''le de görüşen Fethi Yılmaz, kitabında Cihaner''in şu çarpıcı değerlendirmesine de yer veriyor:

"Fethullahçı yapılanmanın yargıya egemen olduğu dönemde adeta üzeri örtülmüş. Katledilen her iki kişinin (Muradoğlu ve Öztürk cinayetleri) cemaat içerisinde çok sevilen ve yükselen, cemaati yönlendiren mevcut kişilere göre daha farklı bir ekolü -ticarete mesafeli- temsil ettikleri izlenimini edinmiştim. O nedenle cemaat içi bir çıkar çatışmasının kurbanları olduklarını düşünüyorum."

CÜBBELİ AHMET''İN GRUBUYLA DİĞER GRUPLAR ARASINDA ÇATIŞMA 

Fethi Yılmaz, Katli Vacip kitabında, İsmailağa içindeki çatışmalara da ışık tutuyor. Yılmaz''ın kitabında yer verdiği olaylar, Cihaner''in "Tarikat içi çıkar çatışmasının kurbanları olduklarını düşünüyorum" fikrini güçlendiriyor. 

2016 yılında, İsmailağa lideri Mahmut Ustaosmanoğlu''nun yanındaki bir isim olan Marifet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şefik Kocaman, tarikatın merkezi Fatih''in Çarşamba semtinde bıçaklandı. Bu saldıran sonra Marifet Derneği bir açıklama yaptı ve Cübbeli Ahmet''i suçladı. Açıklamada, saldırının Cübbeli Ahmet''e yakın bir isim tarafından yapıldığı iddia edildi. 

2017 yılında ise, yine İsmailağa içinden Fatih Medreseleri grubu ile Cübbeli Ahmet''e yakın Kıyam - Der üyeleri İslam''ın merkezi Kabe''de birbirine girdi. Bu kavgada 8 kişi yaralandı. 

CÜBBELİ AHMET REDDETTİ

Independent Türkçe''nin ulaştığı Ahmet Mahmut Ünlü ise, Hızırali Muradoğlu ile Bayram Ali Öztürk cinayetleriyle ve kitapta yer alan İsmailağa''da ''post kavgası''yla ilgili görüşme talebimizi reddetti. 
 
YILMAZ: İSMAİLAĞA POSTUNUN ALTINDA CİDDİ BİR EKONOMİK VE SİYASİ GÜÇ YATIYOR

Kitabın yazarı Fethi Yılmaz, Muradoğlu ve Öztürk cinayetlerine ilişkin şu satırları da kaleme aldı:

“17 Mayıs 1998 tarihinde önce İsmailağa''nın veliahdı Hızırali Muradoğlu camide herkesin gözü önünde kurşunlanarak öldürüldü.

"Katili benim" diye cinayetten yaklaşık 3 yıl sonra ortaya çıkan Ufuk Salih Hantal, "akıl sağlığı yerinde değil" raporuyla ceza almadı. Hızırali Muradoğlu cinayeti dosyası rafa kaldırıldı.

3 Eylül 2006 tarihinde ise İsmailağa''nın bir diğer veliahdı olarak bakılan Bayram Ali Öztürk, cami içinde 3 bin kişinin gözü önünde Mustafa Erdal tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Ardından da konfeksiyon işçisi olan cemaat mensubu Mustafa Erdal, cemaat mensuplarınca camide linç edilerek öldürüldü ve cinayetin perde arkasındaki isimlere ulaşma imkânı böylece engellendi.
Öztürk cinayeti dosyası da benzer bir şekilde tozlanmaya bırakıldı. Sır cinayetlerin ikisi de benzer yöntemlerle işlendi. 

Cemaat içinde üniversite eğitimi olan isimlerden Muradoğlu ve Öztürk, 8 yıl arayla benzer şekilde öldürüldü. Bu cinayetler cemaat içindeki bir güç kavgasının sonucu muydu yoksa FETÖ’nün kumpaslarına hazırlık aşamalarından biri miydi?

Yakın zamanda yaşanılanlara ve İsmailağa''nın bugününe bakılınca ikisine de “evet" demek mümkün.
Evet, çünkü bu cinayetlerden ikincisi FETÖ’nün kumpaslarının sıçrama tahtalarından biri haline getirildi ve muhafazakârların kumpaslara iknasında büyük rol oynadı.

Öte yandan bu cinayetlerin İsmailağa içindeki güç kavgasından/post kavgasından çıktığı da güçlü bir gerekçe olarak önümüzde duruyor.

İsmailağa postunun altında, ciddi bir ekonomik, siyasi ve insan gücü yatıyor.

Keza bu cinayetler sonrasında cemaat içinde adeta liderlik savaşı yaşandı.

Mahmut Ustaosmanoğlu''nun sağlık durumu nedeniyle cemaat kendi içinde birçok gruba bölündü.

... Cemaatin bugünkü ekonomik ve siyasi gücü 15 yıl öncesine göre katbekat fazla... 

Durum böyle olunca, İsmailağa''nın postu da katbekat değerli hale geliyor. 

Tüm bunlar yan yana konulduğunda, Hızırali Muradoğlu ve Bayram Ali Öztürk cinayetleri için ''taht kavgası'' çıkarımı daha güçlü hale gelirken, çözülememesinin yanıtı da veriliyor...”

İlgili Haberler