Çözüm/çözülme gerçeği

Bu köşeden yıllarca, defalarca yazdık!.. PKK'nın yol kesmesi, vatandaşı vergiye/haraca bağlaması, mahkeme oluşturması, sözde askere alma dairesi açması vs... Ancak, biz bunları yazarken AKP'nin sözde çözüm sözcüleri ve akilleri hep sağır rolünü oynadı. Bizlere hakaret etti, hain ilan etti!.. Olanları en iyi kendileri biliyordu. İstihbarat raporlarını sumen altı ettiler. Gelin o raporlarda neler vardı hep beraber bir daha hatırlayalım;

Terör örgütü, bölgedeki bütün ilçelerde "ilçe meclisleri"ni oluşturdu. Bölge illerinde büyük oranda "mahalle meclisleri" kuruldu ve her mahallede sözde meclislerine bağlı olarak YDGH ve "asayiş timleri" mahallenin sözde asayişinden sorumlu olarak faaliyetlerine başladı.

KCK mahkemeleri-adli, KCK devlet yapılanması-idari, YDGH-asayiş, vergilendirme konularında alternatif sözde devlet kurumsallaşması kapsamında;

Sözde kent meclisleri içerisinde "adalet, mali, idari yapılanma komisyonları ve öz savunma birimi" şeklinde yapılar kuruldu.

Söz konusu yapılanmaları ile köy ve beldelerde halkın sorunlarını (kan davası, trafik kazaları, kavgalar, arazi anlaşmazlığı vb.) çözmeye çalışarak devlet kurumları işlevsiz bırakılmaya çalışıldı.

Müzahir kitleye sorunların çözümü için devlete gidilmemesi yönünde yönlendirme ve baskı yapıldı.

İl, ilçe ve mahallelerde sözde ana "adalet, ekoloji, ekonomi, emek, gençlik, kadın, kültür, mevsim tarım işçileri, öz savunma, sağlık, siyasi alan ve sosyal alan komisyonları" oluşturuldu.

Bölgedeki bazı il ve ilçelerde "mahalle meclisleri"ne bağlı olarak market, ekmek fırını gibi yerlerin açılmasına ve gelirinin "mahalle meclisi"ne aktarılmasına başlandı.

PKK'nın 28 Ekim 2014 tarihinde "PKK MK 2. Olağan toplantısı"nda;

"Rojova'daki gelişmelerle 'kanton tarzı yapılanma', 'öz savunma' ve 'savaşan halk gerçeği' olgularının test edildiği, neticede bütün Kürtler için uygulanabilecek bir model ortaya çıktığı,

Türkiye'de 'öz savunmaya dayalı savaşan halk gerçeğini' esas alan ve 'kanton tarzı yapılanmalar' oluşturmayı hedefleyen mücadelenin yeni başladığı" şeklinde kararlar alındığı ifade edildi.

PKK'nın Alternatif Yargı Kurması;

KCK sözleşmesinde, "halk özgürlük mahkemesi", mevcut koşullarda halkın onurunu ve özgürlüğünü savunmakla; idari mahkemeler, disiplin ve görev düzenini korumakla, halk mahkemeleri ise halk içindeki sorunları çözmekle görevlendirildi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay benzeri bir yapı olarak "yüksek adalet divanı" görevlendirildi ve Yüksek Seçim Kurulu'nun görev ve yapısı da ifade edildi.

Diğer taraftan örgüte müzahir avukat ve hukukçuları örgütlemek amacıyla 28-29 Eylül 2013'te Diyarbakır'da "1'inci Kuzey Kürdistan Hukukçular Konferansı" gerçekleştirildi. Konferansın sonuç bildirgesinde;

PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılması ve Öcalan başta olmak üzere cezaevinde bulunan bütün örgüt mensuplarının serbest bırakılması,

"geçmişle yüzleşme ve hakikatleri araştırma komisyonu" kurulması talep edildi.

"Milyonlarca Kürdistanlının statü sahibi olması gerektiğine" dikkat çekildi.

AKP'nin bizzat önüne konulan PKK yargı yapılanmasıyla ilgili istihbarat raporu ,(rapor 2014 Mart ayına ait-aht-) Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından İçişleri Bakanlığı'na sunuldu.

İl ve ilçe merkezlerindeki "kent meclisleri"ne bağlı olarak adalet komisyonları ve halk mahkemeleri kurularak halk arasında ortaya çıkan sorunların çözülmeye başlandığı, sözde mahkemelerin bir kısmının toplantılarını DBP-HDP binalarında gerçekleştirdiği,

Sözde adalet komisyonları ve mahkemelerin halkın sorunlarını (kan davası, trafik kazaları, kavgalar, arazi anlaşmazlığı vb.) çözmeye çalışarak devlet kurumlarının işlevsiz bırakılmaya çalışıldığı,

İl ve ilçe merkezlerindeki halk mahkemelerinin kararlarının kırsal alandaki örgüt mensuplarının onayı sonrası hayata geçirildiği, kırsalcıların onaylamaması ve tarafların ikna olmaması durumunda olayın Irak'ın kuzeyindeki kamplarda yeniden yargılamanın yapıldığı,

üniversitelerde faaliyet gösteren YDGH'lıların sözde mahkemeler kurarak kendi kararlarına uymayanları cezalandırmaya başladıkları,

Bazı ilçelerde propaganda amaçlı kurulan çadırların sözde mahkeme olarak kullanıldığı,

Halk arasındaki anlaşmazlıkları çözmek üzere Hakkâri/Yüksekova, Muş/Varto, Beytüşşebap/Kato ve Şırnak'ın Gabar gibi kırsal alanlarda sözde halk mahkemeleri kurulduğu,

9 Ekim 2013'te KCK yüksek adalet divanı tarafından yapılan açıklamada sözde Botan ve Zağros alanlarında "halk adalet mahkemeleri"nin kurulduğunun ifade edildiği,

Irak'ın kuzeyindeki Kanireş ve Haftanin kamplarında sözde halk mahkemeleri kurulduğu ve BDP aracılığıyla çözülmesi istenen anlaşmazlıkların buraya yönlendirildiği,

Bölücü örgüte muhalif kişilerin ve PKK'nın vergilendirme adı altında haraç talebine olumsuz cevap verenlerin kapılarına sözde halk mahkemesi imzalı notlar ve tehdit mektupları bırakıldığı,

Hakkında gıyabi olarak sözde yargılama yapılan bazı şahıslara yargılama sonucu silahlı saldırı düzenlendiği,

Sözde halk mahkemelerinin bölgede görev yapan bazı Vali ve Kaymakamları yargılamak üzere çağrıldığı görüldü.

Sorun bakalım şimdi!..

Kapınıza, "teröre karşı" mitinglerine katılın diye yevmiye getirenlere; "hangi yüzle kapımızı çalıyorsunuz" diye... (Bitti)

Yazarın Diğer Yazıları