Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Çözüm nedir?

Çözüm sözü bazı siyasilerin, yorumcuların ve bazı yazarların dilinden düşmez oldu. Bazen sadece çözüm, bazen siyasi çözüm diyorlar. Barışçıl, sivil, demokratik gibi sözler de sık sık çözüm kelimesinin sıfatı olarak kullanılıyor. Çözümün ne olduğunu söylemiyorlarsa da bu kavramı, PKK’ya karşı yürütülen silahlı mücadelenin alternatifi olarak kullandıkları çok açık.
Her ağızlarını açtıklarında çözümden bahsedenler bence artık dillerinin altındaki baklayı çıkarmalıdırlar. Kürtçüler niyetlerini saklamıyorlar. Uzun zamandan beri ne istediklerini açıkça söylüyorlar. Talepler Kürtçe eğitimden başlıyor, büyük Kürdistan’a kadar uzanıyor. Türk devletine ortak olmak, Diyarbakır’ı başkent yapmak, federasyon, konfederasyon, bağımsızlık... Bunların hepsi artık açık açık telaffuz ediliyor. Taleplerini gerçekleştirmek için bir yandan da silahlı terör yürütüyorlar.
Her şey açıkça ortada iken çözümcüler niçin akıllarından geçeni söylemiyor? Yoksa onların Kürtçüler kadar cesareti yok mu? Söyleyin kardeşim, çözümden maksadınız nedir? Tamam, otuz yıldır Türk devleti ile, güvenlik güçleriyle silahlı mücadele yürüten, yabancı ülkelerden devamlı destek alan ve binlerce insanımızın kanına giren bölücü terör örgütüyle müzakere edelim. Edelim de çözüm olarak masaya ne koyacaksınız? Teröristlerin ve sivil uzantılarının istekleri malum. Siz bunlardan ne kadarına razısınız? Çözümünüz bu taleplerin ne kadarını içeriyor? Kürtçe eğitim yeterli mi? Karşı taraf bunu yeterli görmezse demokratik özerkliğe de evet diyecek misiniz? Özerk Kürdistan’ın kendi güvenlik güçlerini oluşturması, kendi bölgesinde vergileri toplaması ve Diyarbakır’ı başkent yapması da çözüm masasında görüşülecek mi? Öcalan’ı muhatap almak, Kürtçülerin çoğunun kabul ettiği gibi onu Özerk Kürdistan’ın başı kabul etmek de var mı çözümün içinde? Yoksa siz zaten bunları kabul ediyorsunuz da mesela sınırların nereden geçeceğini mi müzakere edeceksiniz? Bunların hepsi tamam da ayrıntıları mı görüşelim demek istiyorsunuz?
Siyasi çözüm, sivil çözüm, demokratik çözüm diyenler, maksatlarının ne olduğunu açıklamadıkça kaçak dövüşen korkaklar olmaya mahkûmdurlar. Bakın biz açıkça söylüyoruz. Bölücü terör ve onların sivil uzantıları Türkiye’ye baş kaldırmışlardır, Türk devletine isyan etmişlerdir. Binlerce askerimizi, polisimizi, sivilimizi şehit ederek sürekli cinayet işlemişlerdir ve işlemeye devam etmektedirler. Yukarıda sıraladığım talepler değil müzakere edilmek, söz konusu bile olamaz. Esasen iktidar, devletin resmî televizyonunda Kurmançça bir kanal açarak anayasayı çiğnemiş ve bu uygulamayla âdeta Kurmanççayı resmî dil hâline getirmiştir. Bu uygulamadan vazgeçilmeli ve sorumluları cezalandırılmalıdır. İsyancılar silahlı canilerdir; ciddi bir devletin yapması gereken iş, güvenlik güçleriyle onları takip etmek ve cezalandırmaktır. Açılım, müzakere, sivil çözüm gibi nereye kadar uzanacağı belli olmayan kavramlarla işi sulandırmadan, isyancının iştahını kabartmadan, caniye cani muamelesi yaparak cezalandırmak. Silahlı terör durmuyor, o hâlde başka çözümler aramalıyız demek, iktidar silahlı terörü önleyemiyor demektir. İnsanlarımızın can güvenliğini koruyamayan; kendi ifade ve itiraflarında da ortaya konduğu gibi şehirlerimizi, kasabalarımızı teröristlerin tehditlerine maruz bırakan bir yönetim, bu ülkeyi yönetme hakkına sahip değildir. Yönetemeyen gider, gitmelidir.
Terörün otuz yıldır önlenemediği de bir yalandır. 2002 yılından önce terör önlenmiş ve âdeta sıfırlanmıştır. 2002’de bir yılda şehit sayısı sadece altıdır. Bugün birkaç günde, bazen bir günde altı şehit veriyoruz. Rakamlar yalan söylemez. Rakamların ortaya koyduğu gerçeği de hiçbir lafazanlık örtemez. Rakamlara bakınız ve millete yalan söyleyeceğinize utanınız. Biz bu işi beceremedik, çekiliyoruz deyiniz. Yoksa, yoksa... Başka gündemleriniz mi var? Sık sık yazılıp söylendiği gibi birileri namına ülkeyi bir yerlere mi götürmek istiyorsunuz?
Her şey gözler önünde cereyan ettiğine göre vatandaşlarımıza bir görev düşüyor. Çözüm diyene soracaksınız. Çözümden maksadın nedir kardeşim? Müzakere diyene soracaksınız. Bugüne kadar verilenden daha fazla neyin verilmesini istiyorsun kardeşim? Çözümcü korkak değilse bunlara açıkça cevap vermeli, lafı ağzında yuvarlamamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları