Editör: Naim Arıoğlu
Limon suyu, soda, tuz karışımından oluşan çörçilin orijinal tarifi şu şekilde. 1 büyük limonun suyu sıkılıp üzerine 1 çay kaşığı tuz ilave edilir ve son olarak bir şişe (200 ml) soda eklenir. Sonuçta üzeri köpüklü ve içimine doyum olmayan, serinletici bir içecek ortaya çıkar. Ben bu tarife ek olarak, yarım limonu dilimleyip havanda 6-7 yaprak nane ile döverek sodayı eklemeyi de seviyorum. Farklı bir ferahlık ve lezzet katıyor.
Özellikle fazla alkol tüketiminin sonunda meydana gelen şikayetler için kullanıldığından da anlaşılabileceği gibi çörçil, vücuttaki sıvı-elektrolit kaybını dengeleyen bir içecek. Gerek sodadaki elektrolitler gerekse eklenen tuz, vücudun elektrolit eksiğini tamamlıyor. İçerikteki tuz bir yandan da vücutta daha fazla su tutulmasını sağlıyor. Bununla birlikte 200 ml. soda elektrolitlerin yanında sıvı ihtiyacını karşılarken limon da ferahlık etkisi yaratıyor. Benim tarifimdeki nane ise hem limonun ferahlatıcılığını pekiştiriyor hem de çörçile güzel bir aroma katıyor.
MASUM VE SINIRSIZ TÜKETİLEBİLECEK BİR İÇECEK Mİ?
Tabii ki de hayır! Öncelikle sıcak ve terleme ile sıvı elektrolit kaybının arttığı yaz günlerinde hem bilinen etkileri hem de ferahlatıcı etkisi ile çörçilin iyi bir sıvı elektrolit kaynağı olabileceğini belirtmek gerekir. Ancak bu cümlenin hemen ardından hiçbir içeceğin “su”yun yerini tutamayacağını da kalın harflerle eklememek olmaz. Çok sıvı kaybedilen nemli ve sıcak günlerde, sağlıklı kişilerde, bir bardak çörçil gerekli sıvı ve elektroliti karşılayacaktır. Spor ile sıvı kaybettikten, içki içtikten veya sauna-buhar banyosu gibi sıvı kaybetmeye neden olan aktivitelerden sonra da bir bardak Churchill içmek yararlı olabilir. Ancak maden suyu ve tuzun bilinen olumsuz etkilerinden ve elektrolit fazlalığının da yaratacağı sorunlardan ötürü sınırsız, çok miktarda çörçil tüketmek doğru bir yaklaşım değildir.
Tüm bu anlattıklarımın yanında tansiyon, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları gibi kronik sağlık sorunları olanların bu ve benzeri içecekleri tüketirken dikkatli olmalı ve hatta konu hakkında, takipte oldukları hekimlerine mutlaka danışmalıdırlar.