Çömez’den Yenidoğan Çetesi’yle ilgili korkunç iddialar

Çömez’den Yenidoğan Çetesi’yle ilgili korkunç iddialar

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yaptığı dönemde, başhakemi ile poz verdiği Medilife Hastanesi’nde yaşananları açığa çıkardı.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun, İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, başhakemi ile poz verdiği Medilife Hastanesi’nde yaşananları anlattı. Telefon uygulaması üzerinden gerçekleşen yazışmalarda, bir hemşirenin yeni doğan bebeği ‘Bebek pisliğin teki çıktı İlker baba’ diyerek doktora şikayet ettiğini anlatan Çömez, bir başka çocuğun röntgen sonuçları karşısında ilgili doktorun ‘Midesi işkembe gibi olmuş” diyerek dalga geçtiğini söyledi. Anlattıklarının Yenidoğan Çetesi’ne ilişkin davanın dosyasına girmediğini vurgulayan Çömez, “Bu çetenin dosyası savcılığa niye eksik gitmiş? Bu çete niye korunuyor ve kollanıyor merak ediyoruz. Sağlık Bakanı’nın bugün bu toplantıdan sonra uyumaması lazım, akşamı beklemeden istifa etmesi lazım. Böyle bir rezaletin yaşandığı hastaneyi denetleyemeyen, kontrol edemeyen, hesap soramayan ve gidip o hastanede poz poz resimler çekip, ‘İyi bir doktordur’ diyen bir adam bu ülkede Sağlık Bakanlığı yapamaz.” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, ilk duruşması ilerleyen günlerde görülecek olan Yenidoğan Çetesi davasına ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun, “Bebek çeteleriyle ilgili gerçeği Mart 2023’te Cimer'e yapılan şikayetle öğrendik” dediğini hatırlatan Çömez, “Biz de böyle olduğunu zannettik, fakat meselenin üstüne gittiğimizde çok ama çok vahim bir gerçekle karşılaştık.” dedi.

2016 yılında yazılan bir raporu paylaşan Çömez, “Süleymaniye ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanelerinde çeteleşmelerin olduğu ve bu çetelerin, sağlıkçı kadroların dışarıda kimi çetelerle irtibata geçtiği ve aralarında inanılmaz bir rant ilişkisinin olduğu ortaya çıkmış” ifadesini kullandı.

Konunun üzerine gidildiğini anlatan Çömez, “Sağlık Bakanlığı’na suç duyurusu yapılması gerektiği ihbar edilmiş ama bakanlık olayın üzerini örtmüş. Şimdi soru şu; acaba bu çetelerin arkasında kim var, bu konu neden örtüldü?” diye ekledi.

“DOSYAYI NEDEN KAPATTIN”

Sağlık Bakanı Memişoğlu’na seslenen Çömez, “Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı’na sordum, cevap gelmedi. Sizin huzurunuzda bir kere daha soruyorum. Sayın Bakan, eşiniz hanımefendi, bir yeni doğan doktoru mu? Bu araştırma yapıldığında bu hastanelerde çalışıyor muydu? Soruşturma devam ederken, ‘mutlaka suç duyurulması yapılması gerekiyor’ dendiğinde, sen İstanbul il Sağlık Müdürü müydün değil miydin? Evet, İstanbul İl Sağlık Müdürüydün. Peki neden gerekeni yapmadın? Neden il sağlık müdürü görevindeyken, bu ihbarı ciddiye almadın? Neden bu dosyayı kapattın? Yüce Türk milletinin huzurunda bunlarla ilgili tek tek hesap vermek gerekiyor. Sayın Bakan, ‘Mart 2023’te öğrendik’ diyor. Maalesef kocaman bir yalan. Bakanın bu konuyu çok önceden bildiği bu raporla son derece ortada” şeklinde konuştu.

“DAVA DOSYASINA EK İDDİANAME HAZIRLANMALI”

Bakan Memişoğlu’nun, İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde, başhakemi ile poz verdiği Medilife Hastanesi’ne işaret eden Çömez, söz konusu hastanede milyonlarca liralık ilaç yolsuzluğu olduğunu, devleti dolandırmak için sahte evraklar düzenlendiğini, bir hemşirenin 112’deki çete başını arayıp ‘Sula beni başkan’ sözleri ile para kazanmak adına hasta istediğini, yapılacak denetlemelerden önce de hastaneye bilgi geldiğini savundu.

“Bütün bu rezaletler olurken sen bu hastaneyi nasıl ziyaret edersin?” diyerek Bakan Memişoğlu’na tepki gösteren Çömez, “Bunların hiçbirisi dava dosyasında yok. Bu dava dosyasına mutlaka yeniden bir ek iddianame hazırlanmalı. Bu dosyaya müdahil olmaya, bir doktor ve bir siyasetçi kimliğimle dosyadaki bütün eksikleri tek tek ortaya koymaya hazırım.
Kimsenin böyle bir vahşete gözünü kapatmaya hakkı yok. Bunların tek tek üstüne gitmemiz lazım. Bütün Türkiye bu rezaletin, bu alçaklığın, bu namussuzların hesabını sorması lazım.” ifadesini kullandı.

HEMŞİREDEN DOKTORA: “BEBEĞİN NEFESİNİ KESTİM HOCAM”

Yine aynı hastanede, bir telefon uygulaması üzerinden gerçekleşen yazışmalarda, bir hemşirenin yeni doğan bebeği ‘Bebek pisliğin teki çıktı İlker baba” diyerek doktora şikayet ettiğini anlatan Çömez, “Anacığı da yukarıda bekliyor. Daha sütünü alamamış, adı kulağına üflenmemiş bu yavrunun. Annesi koklayamamış bu çocuğu. Çocuklara yapılan şu muameleye bakın. Aralarında sonra tekrar konuşuyorlar. Bu çok daha vahim. “‘Hocam, buna susturucu başlayın’ dedi” diyor. Hani silahlar patlarken ucuna susturucu takılır ya. Çocuk da ağlıyor, çocuk da feryat ediyor. Hoca da talimat vererek ‘susturucu takın’ demiş. Sonra da hemşire doktora bilgi veriyor; ‘Hocam bebeğe az dormicum koklattım’ diyor. ‘Uyuşturucu verdim’ diyor. ‘Deli gibi ağlıyordu’ diyor. ’80 soluyordu, 40 soluyor. Kestim nefesini’ diyor. Bu Türkiye'de sağlık sisteminin ne hale geldiğinin bir göstergesi. Kim söylüyor bunu, bir hemşire. Kime söylüyor, doktora söylüyor. Nerede söylüyor, Sağlık Bakanı’nın ziyaret ettiği hastanede ‘kestim nefesini’ diyor.” şeklinde konuştu.

SAĞLIK BAKANI’NA İSTİFA ÇAĞRISI

Bir çocuğun röntgen sonuçları karşısında ilgili doktorun “Midesi işkembe gibi olmuş” diyerek dalga geçtiğini gösteren yazışmaları da paylaşan Çömez, “Bütün Türkiye bu korkunç tabloyu, bu rezaleti, bu alçaklığı, bu ahlaksızlığı görsün diye paylaşıyorum bunları. Ve bütün bunlar olurken Sağlık Bakanı, ‘Biz hastanelerde çok gizli bir operasyon başlattık’ diyor. Bu tablonun olduğu hastaneye o dönem sağlık müdürü kimliği ile Sağlık Bakanı gidiyor ve ‘Bu başhekim benim arkadaşımdır’ diyor. Poz poz resimler paylaşılıyor. Ondan sonra merak ediyoruz. Bu çetenin dosyası savcılığa niye eksik gitmiş? Bu çete niye korunuyor ve kollanıyor merak ediyoruz. Sağlık Bakanı’nın bugün bu toplantıdan sonra uyumaması lazım. Sağlık Bakanı akşamı beklemeden istifa etmesi lazım. Böyle bir rezaletin yaşandığı hastaneyi denetleyemeyen, kontrol edemeyen, hesap soramayan ve gidip o hastanede poz poz resimler çekip kamuoyuyla paylaşıp ‘İyi bir doktordur’ diyen bir adam bu ülkede Sağlık Bakanlığı yapamaz.” ifadesini kullandı.

“DENETLEME YAPILACAĞI YÖNÜNDE HASTANELERE İHBAR GİDİYOR”

Yine aynı hastanede yoğun bakımdan tomografi ünitesine götürülürken, kalp ritmini takip eden cihazın unutulması nedeniyle, bir hastanın hayatını kaybettiğini ve bu durumun ortaya çıkmaması için hemşirenin başka bir yere tayin edilerek kamera kayıtlarının ise silindiğini öne süren Çömez, “Siz kime emanet edeceksiniz bu milletin canını? Biz nasıl kendimizi devlete emanet edeceğiz? Biz hesap sormazsak, bu millet nasıl güvenerek devletin hastanelerine gidip kendilerini tedavi ettirecek? Bunların hepsi olan şeyler, yalan değil ve nerede oldu, Sağlık Bakanı’nın ‘Çok gizli bir operasyon yürütüyoruz’ dediği ve James Bondculuk oynadığı bir dönemde oldu. Ama bakın şu hikmete ki; ‘Çok gizli operasyon yapıyoruz’ dediği hastaneye, bakanın çalıştığı sağlık müdürlüğünden ‘Denetime geleceğiz’ diye önceden ihbar gidiyor. O ihbarın yapıldığı hastanede yaşanan rezalet de bu.” dedi.

GEN MERKEZİNDE ÇOCUK KANI KULLANIMI

Benzer ihbarların yapıldığı Reyap Hastanesi’ni araştırdığını ve çocuklar üzerinde deneyler yapıldığı yönünde bir belgeye ulaştığını aktaran Çömez, “CİMER’e yapılan bir başvuru var. Başvuruyu yapan kişi ‘Ben parkinson hastasıyım. Çare ararken karşıma Ukrayna'da bir klinik çıktı. Bu kliniğe yazı yazdım, beni Türkiye'ye yönlendirdiler. Türkiye'de Reyap Hastanesi’nde bir gen terapi merkezi varmış. Ben de giderek görüştüm.’ diyor. ‘Senin hastalığını tedavi ederiz. Tedavisinin bedeli 16.500 dolardır. Bunun için bebek kanları kullanıyoruz.’ karşılığını alıyor. Bu nerede söyleniyor? Kaçak kurulmuş gen terapi merkezinde. Nerede, Reyap Hastanesi’nde.
Vatandaş, ‘Siz beni tedavi etmek için hastanede bebek kanları mı kullanacaksınız?’ diyor. ‘Bebek kanları yaşlıya göre daha sağlıklı onu kullanacağız ama endişe etmeyin. Amerika'dan getirtiyoruz’ deniliyor. İlişkili oldukları klinik Ukrayna'da Kiev’in güneyinde bir yerde” dedi.

FETÖ’DEN ARANAN DOKTORA GÖREV VERİLMİŞ

Ünitenin başında ise FETÖ’den aranan ve hastanede başka bir isimle görev alan Hatip Aydın’ın olduğunu, olayın ortaya çıkması ardından Aydın’ın yurtdışına kaçtığını vurgulayan Çömez, “Rant büyük olunca kendi yerine karısı çalışmaya başlıyor. Ümeyye Taka Aydın. O da aynı çetenin mensubu. Abisi de ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kurma ve yönetme, üye olma’ suçundan takipte. Peki hastane bunların nasıl gizliyor? ‘Bu doktorun adını kaybetmeyin. Hıdır beyin kaşesini basın’ deniliyor.Hepsinin belgeleri var. Türkiye merak etmesin. Savcılık beni çağırsın, bütün bu belgeleri vereceğim. Bu çetenin, kadın doğum doktorlarıyla ameliyata girdiğini ve Reyap Hastanesi’nin ameliyathanesinde neler yaptığının belgelerini tek tek sunacağım” diye ekledi.

Serumunun içerisine uyuşturucu katıp hastasına tecavüz ettiği için 12 yıl ceza alan bir doktorun sahte bir isimle yine aynı hastanenin acilinde çalıştırıldığını savunan Çömez, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.