Halkın aklı gözündedir ve anlatılandan çok gördüğüne inanır.
Yirmi yıllık iktidarın son yıllardaki tek adam yönetimiyle gelinen noktada her alandaki gerileme ekonomide tam bir çöküşe dönüştü.
Söylem ve eylem çelişkisi ahalinin günlük yaşam arzu ve beklentilerine ters olunca zihinlerinde değişim başladı.
Enerji zamlarının etkisiyle kış boyunca hızlanacak bu değişime muhalefetin hazırlık ekseninde ne olacak? Demokrasimizin güçlenmesini de sağlayacak bir değişimin stratejisi ve yöntemi ne olmalı?
Kısaca arz edeyim.
Türkiye''nin eksik-gedik, kesintili de olsa yetmiş yıllık demokrasi deneyimi olup, tarihinde hiçbir zaman demokrasi görmemişlerin ülkesi değildir.
Halk ne surette olursa olsun kazanımlarından asla vazgeçmez, dayatmaları da kabul etmez. Bu yüzden bir Kazakistan olması hem imkansız hem de gereksizdir.
Orada olup bitenleri komplo teorileriyle açıklama ve izah muktedirlerin bilinçaltı korkularını açığa vurmaktan başka işe yaramaz.
Muhalefetten hiç kimsenin söylemediği bir söz üzerine kaostan beslenen siyasetin ''''sokağa çıkanı kovalarız'''' lafına kanıp sokağa da çıkmaz. Bilir ki haklı olduğu bu davada da kamu eliyle organize provakasyonlarla sonuç aleyhine döner.
Hukuken temel hak olan protesto amaçlı gösteri yapma hak ve özgürlüğünden vazgeçmez, gerekirse erteler ama iktidarın çatışmacı siyasetine meze yapmaz.
Bu yolda halkı iktidarın korkutma amaçlı algı dümenine düşmeden demokratik hukuk devleti ilke ve anlayışına sıkıca sarılarak halkın umudu olacak güçlü bir muhalefet bloku stratejisiyle, sabırla sandığı bekleme yöntemi yeterlidir.
*
İşin zor yanı kurumları zayıflamış, kurallı işleyişi kalmamış adeta partileşmiş devletin bozulmuş düzeninin tamirinde ne, nasıl olacak?
Örneğin, önce fakirleştirip sonra yaptığı sosyal yardımlarla bağlanan alt gelir gurubunu yardımların kesilmeyeceği,azalmayacağı hatta artacağı konusunda ikna etmek gerek. Bu yerel seçimlerden sonrasında örneğin Ankara''da olanları gören halkın gözündeki aklına daha kolay girecek.
Adaletsizlikten şikayetçi geniş kesimlere bağımsızlığı mutlak yargı eliyle haklarını alacağı garantisi verildiğinde toplumsal çatışmaların yerini uzlaşma ve huzur alacak.
Hukuk devletinde intikam ve öç alma saiki olmayacağı, devri sabık yaratma yerine sandıkta sorulan siyasi hesaplaşmadan ari biçimde hesabın hukuk devletinin temeli bağımsız yargıca ve mutlaka adil yargılanma hakkına uygun biçimde sorulduğunda herkes hukuk güvenliğine kavuşacak.
Sonuçta, intikam değil ihya amaçlı bir geçiş dönemiyle tam ve kamil manada çoğulcu, katılımcı bir demokrasiyle çağdaş bir hukuk devleti inşasının yolu açılacak. Aksi halde çatışmacı zihniyetlerin yok edilmesi zorlaşacak ve enerjimizi tüketen soyut kavgalar her alanda gelişmemize pranga vurmaya devam edecek.
Unutmayalım ki, bu ülkede herkese yetecek ekmek var. Adil paylaşım ve bölüşümle herkesin karnı tok sırtı pek olabilir. Halka yaşadığı durumunun sebebinin kötü yönetim olduğunu, sorunun sebebi olanların çözümü adresi olamayacağını anlatalım. Herkes için sığınılacak en son ve salim limanın demokratik hukuk devleti olduğunu da asla unutmayalım.
Not; Siyasallaştırdığı yargıda iktidarın giderayak yarınlarda kendisine çok lazım olacak Yüksek yargıda tahkimat ve kadrolaşma oyununu haftaya yazacağım.