Çok güzel hareketler bunlar...

Niyetim, CHP'nin aday tanıtımını yerinde, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda izlemek, oradaki atmosferi, psikolojik iklimi ve kitlenin enerjisini "şahit" olarak yazabilmekti ancak sabah seçim kurulundan dönerken küçük bir trafik kazası geçirince, tutanaktı, çekiciydi, servisti derken mümkün olamadı.

Haber bültenlerindeki kesilmiş, kırpılmış görüntülere bakıp, konuşma metinlerinden okuyabildiğim kadarıyla;

Muharrem İnce bugünü bekliyormuş sanki; dün sergilediği, bugüne kadar ki yerel yahut genel seçim performanslarının çok üzerindeydi.

Kendisine olan inancı, güveni onun üzerine de, tıpkı Meral Akşener'de olduğu gibi bir iyilik, güzellik, cazibe, sihir ne derseniz deyin ama bir "ikna halesi" yerleştirmiş gibiydi.

***

İtiraf etmeliyim ben CHP adayının ikinci tura kalması halinde İlhan Kesici'nin daha toparlayıcı bir aday olacağını düşünenlerdendim. Muharrem İnce'nin ilk tur için biçilmiş kaftan olmakla birlikte ikinci tur için "fazla partili(!)" olduğu görüşündeydim. Ama İnce, "Tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmak için rozetimi size emanet ediyorum" deyip, yakasındaki CHP rozetini çıkararak çok doğru bir adımla başladı yarışa.

Keza, rakibi "millet"in yarısını "darbeci, terörist, şu, bu" ilan eder ve mesela hiçbir gün "CHP'lilerin de Cumhurbaşkanı" olmaz, olamazken, "Sadece CHP'lilerin değil, sadece bu salonun değil, 80 milyonun, MHP'lilerin, AKP'lilerin, Alevilerin, Sünnilerin, HDP'lilerin, Kürtlerin, SP'lilerin, herkesin cumhurbaşkanı olacağım" diyebildi.

***

İnce'nin aday gösterilmesiyle parti içi dengeler ve "25 Haziran sabahı" hesaplarının ilgisi var mıdır yok mudur bilemem. Açıkçası "mevzu bahis"in "vatan" olduğu şu süreçte bu nevi niyet okumalarla vakit de kaybedemem. Ortaya çıkan fotoğrafa bakarım, "ümit var" mı diye?

Var.

Gelinen noktada hemen her gün bir şeylere kızan, çatan, birilerine bağıran Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki muhtemel üç aday da, toplumun karşısına "orantısız zeka"ya dayalı, kırıp dökmeyen, inceden alaya alan, gülerken döven bir üslupla çıkabilecek mayada... Topluma hâkim olan gerilimi, korkuyu, kaygıyı bertaraf edebilecek kadar cesurlar... Kimsenin arkasına saklanmıyor, milleti arkalarına almaya çalışıyorlar...

Her şey bir yana...

Kim, 24 Haziran gecesi "balkon"dan savrulan intikam yeminlerini dinlemek yerine karşılama, selendi, cigoş, zeybek oynamayı istemez ki sonuçta?

Bizi mutlu edecek insanlara ihtiyacımız var.

***

Kılıçdaroğlu....

15 vekille demokrasiye kalkan olduktan sonra, şimdi de CHP seçmenine Akşener, Karamollaoğlu ve Perinçek'e imza verme çağrısında bulunarak, seçmeni "FETÖ" sopasıyla ürkütmeyi hedefleyen siyaset mühendisliğini çökertti.

Aday olmadı ama bu seçimin ilk kazananı CHP lideri!

***

BEN SÖZÜMÜ TUTTUM

21 Nisan 2018 günü özetle şöyle yazmıştım:

"İktidar madem her fırsatta tekrarladığı üzere "er meydanı" olarak görüyor seçim meydanını, o zaman "er"e yakışır davransın.

Mert olsun; "devlet imkanı" dopingine, "yandaşlaştırılmış medya" dopingine, "OHAL" dopingine başvurmasın.

Yiğit olsun; "hile"ye sarılmasın.

Centilmenlik dışı hareketlerde bulunmasın.

Demokrasinin işleyişini kendi haline bıraksın, karışmasın, çomak sokmasın, gölge yapmasın; ki bütün adaylar eşit koşullarda yarışsın.

(...) Bütün bu çağrılara kulak tıkamaya, hak-hukuk gözetmeksizin ülkeye kendi iktidarını dayatmaya devam ederse!

Seçime katılmak "hakkı" olan bir siyasi partinin bu hakkı "baskın seçim" tuzağı doğrultusunda engellenirse...

(...) Bu adaletsizliğe...

Bu eşitsizliğe...

Bu hoyratlığa...

Bu kibre...

Bu horlamaya...

Bu "ben yaptım oldu"culuğa...

Bu ev sahibini bastıran yavuz hırsız tavrına...

Varlığımıza, kimliğimize, tercihimize, irademize dönük bu saygısızlığa...

Onayımın olmadığını, razı olmadığımı göstermek adına bir imza da benden Meral Akşener'in adaylığına..."

Önceki gün "varlığımıza, kimliğimize, tercihimize, irademize dönük saygısızlığın" tavan yaptığı o "FETÖ'nün seçmen ayağı" açıklamasını da duyduktan sonra verdiğim sözün gereğini yaptım.

Dün sabah, saat 08.22 itibarıyla, Çankaya İlçe Seçim Kurulu'nda, Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı Adayı olabilmesi için gerekli 100 bin imzanın birini de ben attım.

Hani "FETÖ'cü" müyüz/neyiz araştırmak, araştırtmak isteyen filan varsa arz ederim!

***

OKURA NOT:

Dün Çankaya İlçe Seçim Kurulu dönüşü otomobilimiz için büyük, bizim için küçük bir trafik kazası geçirdik. "Geçmiş olsun" dileklerini paylaşan bütün okurlarımıza teşekkür ediyor, beddua eden, dayattıkları iktidar ve ittifaka biat etmediğimiz için bunu hak ettiğimizi ifade edenleri Allah'a havale ediyorum!

Yazarın Diğer Yazıları