Çok güzel günler geliyor!
Bir devletin, şirketin ya da ailenin iyi yönetilip yönetilmediğini anlamanın en kestirme yolu mali yapısına bakmaktır. 1923-2003 arasında Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin yaptığı borç 283 milyar TL idi. 2018 yılına geldiğimizde bu borç 1 trilyon TL''ye vurdu. 2018 yılında tek adam rejimini seçtikten sonra rakam, Ekim 2022 itibarıyla 3,8 trilyona çıktı. Borcun özellikle 2022 ocak ayında 2,8 trilyondan, on ay gibi kısa bir sürede, 3,8 trilyona çıkışı oldukça sıkıntılı bir durumu işaret ediyor. İşte tam da bu dönemde yolsuzlukların adeta yağmaya dönüştüğünü, ekonomide halkın değil bir siyasi partinin bekası için kararlar alındığını görüyoruz.
İçine saplandığımız bataklığın nedeni, daha iyi olacak diye seçtiğimiz tek adam rejimi oldu. Ülkeyi sadece bir kişinin yönetmesine izin vermek, sadece bir partinin yandaşlarının devlet görevlerine getirilmesi, kurumların bağımsızlığının ellerinden alınmasının ve böylece verdikleri kararların halkın değil oligarkların çıkarlarını koruması sonucunu doğurdu.
Peki, fiyat artışları, işsizlik, gelir dağılımında bozulma, yolsuzluklar, uyuşturucu, kadın cinayetleri, hayvan katliamı, göçmen istilası, terörün artması gibi temel sorunlarımızın çözümü için yapılması gereken nedir? Cevap çok basit: Yeni kurallar, yeni kurumlar, yeni kadrolar. Yenilenmeden ülkemizin üstündeki bu kâbustan kurtulmamız mümkün değil. İşte bütün bu olumsuz tabloya rağmen dün Türkiye büyük bir ülke olduğunu bir kez daha gösterdi. Ülkemiz o kadar büyük ki sadece başarısız ve kendi çıkarlarını düşünen mevcut yöneticilerine mecbur olmadığını ortaya koydu. Altılı Masa olarak da bildiğimiz muhalefetin sesi dün ülkeyi çukurdan çıkaracak ana planını ortaya koydu.
Her ülkede anayasa ve yönetim sistemi o ülkenin kaderini belirler. Altılı Masa üyeleri de ülkemiz için "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı" icra etti. Bu bazıları için sıradan bir siyasi buluşma olarak görülebilir ancak ehil gözler için önemli bir işarettir.
Açıkçası uzun süredir Altılı Masa''nın hazırlıkları konusunda kalbimde soru işaretleri taşıyordum, lakin gördüğüm Anayasa hazırlığı Masa''nın pusulasının sağlam, nereye gittiğini bildiğini ortaya koydu.
Masa''nın belirttiği başlıkların uygulamaya geçilmesi halinde yabancı yatırımcıların Türkiye''ye olan ilgisinin artacağını değerlendiriyorum. Bu durum Türkiye''ye gelecek doğrudan (fabrika kurmak için gelen) ve portföy (tahvil ve hisse senedi almak için) yatırımlarını 2023 Haziran sonrası artıracaktır.
Bakınız, mevcut yönetim 2012 yılından sonra iç ve dış politikalarında agresifleşmeye başlamıştı, o zamanlar 70 milyar dolar olan yabancı hisse stok değeri şimdi 23 milyar dolara indi. Tahvil stoku 61 milyar dolardan 1 milyar dolara kadar geriledi. Fabrika kurmak için Türkiye''ye gelmekten vazgeçen binlerce yatırımı hiç hesaba bile katmadım…
Bütün bu çıkışlar Türkiye''de kurun artmasında rol oynadı ve döviz kıtlaşıp, değeri arttıkça dışa bağlı ekonomi enflasyon üretmeye başladı. Yaşam bizler için çekilmez bir hâl aldı. Üzerine gelen salgın, savaş ve yolsuzluklar işleri çıkmaza soktu.
İşte yaşadığımız bu çıkmazdan kurtulmak için gerekli olan yeni başlangıcı Altılı Masa''nın hamlesiyle yapacağız. Artık harita elimizde, vatandaş olarak yapacağımız net: Altılı Masa ile el ele olup, haritada işaretli büyük ve güzel Türkiye hedefine yürüyeceğiz.
Piyasalar Haziran sonrası ne olur?
Haziran sonrası için faizler artar, borsa düşer yorumları yapanlara kesinlikle katılmıyorum. Evet faizler artacaktır doğal olarak bu durum borsaya baskı yapabilir ancak ülkemize yönelecek yabancı talebi faiz nedeniyle oluşacak satış baskısını karşıladığı gibi BIST için bu sefer de ''Yabancı Ralli''sini gündeme getirecektir. Haziran''a kadar doların baskılanması, KKM''nin getirisinin negatife dönmesi, altın fiyatlarının FED faizi altında eziliyor olması nedeni ile bir tür ''Yerli Rallisi'' yaşıyoruz, bu durum yukarıda da belirttiğim gibi Haziran sonrası ''Yabancı Rallisi''ne dönüşecektir.
Amerikan dolarının ise ülkemizde belinin kırılacağına inanıyorum. Çünkü hem borsaya girecek milyarlarca dolar, hem de Altılı Masa''nın IMF ile mevcut AKP yönetiminin yüksek faizle bulduğu sermayenin tersine daha ucuz faizle bulacağı sermaye, kurların belini kıracaktır. AKP, IMF''ye neden karşıdır? Çünkü IMF, verdiği kredinin yandaşlara dağıtılmasını istemez, bu nedenle denetim yapar.
Haziran sonrası reel ve finansal piyasalarda yaz havasına hazır olalım!