Siyasi suikasta uğrayarak hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi öğretim görevlisi Sinan Ateş’in acılı eşi Ayşe Ateş, Algola Medya’da canlı yayın konuğum oldu.
Ayşe Ateş’e KRT TV'de Zübeyde Sarı'nın sorusuna verdiği şu yanıtı hatırlattım.
-"Sinan gazetecileri dövdürdü. Çok büyük kavga ettik.
Sinan'a 'Senin iki tane çocuğun var, sen ne yapıyorsun? Bu çok çirkin bir şey, sana yakışmıyor' dedim.
O da 'Yapmak zorundayım, Genel Merkez’den talimat geliyor. Yapmazsam olmaz, Ocak Başkanı olamam, yapmazsam bana da ceza keserler' dedi.”
Soru: 9 Ocak 2019 ile 2 Nisan 2020 arası Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş idi. Bu dönem 4 eski Yeniçağ Gazetesi yazarı saldırıya uğradı:
-11 Mayıs 2019’da Yavuz Selim Demirağ.
-25 Mayıs 2019’da Sabahattin Önkibar.
-20 Kasım 2019’da Ahmet Takan.
-28 Aralık 2019’da Murat İde.
Sinan Ateş talimat almış, ‘Dövün’ diye talimat vermiş demek ki, ne dersiniz?
Ateş: “Evet, evet…”
Soru: Siz özür dilediniz ama isimlerini saymadınız. Bu meslektaşlarımızla görüşüp helalleşmek ister misiniz?
Ateş: “Tabii ki isterim, çok isterim. Yavuz abi ile görüştük. Evet, vallahi gözyaşlarıyla konuştuk, şöyle söyleyeyim. Duygusal bir boşalma yaşadım ben onunla konuşurken çünkü hakikatten bazen insan o sınırlara geliyor. Diğer gazetecilerle de görüşüp onlarla da helalleşeceğim.
Bana telefonlarını verirseniz ararım ve çok memnun olurum.”
Soru: Evet gerçekten sıkıntılı bir iş. Çünkü medyanın görevi Ayşe Hanım, gerçeklerin ortaya çıkmasını istemek değil mi?
Ateş: “Kesinlikle. Benim kardeşim var Oğuzhan. Arabamı kullanıyor, destek oluyor, her ihtiyacıma koşturuyor gönüllü olarak.
Kardeşi, ülküdaşı Sinan’ın. Ocak’ta iken görev de yaptı, cesurca, korkusuzca bana destek oluyor.
Bana destek olan Sinan’ın ve benim çok yakın dört-beş arkadaşım var. Onları ifşa etmeyeceğim. Çünkü ben bu arkadaşlarımı korumak zorundayım. Onların saçının teline dahi zarar gelirse bir acı daha, bir acı daha, bir acı daha...
Ömer Şanlı, Ankara Ülkü Ocakları Başkanı, ayrılan dosyada ismi şüpheli olarak geçen kişi. Henüz hakkında hiçbir işlem yapılmadı.
Oğuzhan, Koçhisarlı. Ömer Şanlı, Şereflikoçhisar’a gidiyor, orada bir görev değişimi için ocak başkanını değiştirecek... Bu esnada ‘Oğuzhan işini ne yaptınız?’ diyor.
Sizce ne demek? Bunu bence insanlar anlar…”
-Soru: Gereğini yaptınız mı demek istiyorlar?
Ateş: “Topuğuna sıktırmak mı, vurdurtmak mı, öldürmek mi artık orasını bilemiyorum.
Bunlar hâlâ devam ediyorlar.
Daha kan dökmeye, daha birilerini dövmeye, belki öldürmeye kastedecekler bu ortada.
Şimdi şunu bilmiyorlar; biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz.
Ömer Şanlı ve Ülkü Ocakları eğer Oğuzhan’ın başına bir iş gelirse, saçının teline zarar gelirse, benim yanımda duran arkadaşlarımın, kardeşlerimin saçının teline zarar gelirse, iki elim yakanızda haberiniz olsun!
İki elim yakanızda! Her yaptığınızdan, her söylediğinizden haberimiz var, bunu unutmayın, bunu bilin, adımlarınızı ona göre atın!
Burası sizin babanızın çiftliği değil. Devletin adil yüzüyle eninde sonunda karşılaşacaksınız. Ayağınızı denk alın, yeter artık!
Yeter, yaptıklarınız yeter artık!
Kamuoyuna söylüyorum, kamuoyuna sesleniyorum, kamuoyu bilsin çünkü biz artık kendimizi böyle koruyoruz.
Çünkü bu alçaklar emniyetin de içine sızmışlar, yargının da içine sızmışlar, her yerin içine sızmışlar...
Düşün artık bu memleketin yakasından ya, bıktık sizden, bıktık, kahretsin!
Allah kahretsin, bıktık yeter artık!
Bir arkadaşımın saçının teline zarar gelirse, çok ağır, çok ağır, elimden gelen ne ise iki elim yakanızda hesabını sorarım size...
Bu memleket sorar, bu milletin namuslu, şerefli her bir evladı sizden bu hesabı sorar, soracak ve yanınıza da kalmayacak, bunu böyle bilin.”
Değerli okurlarım,
Sinan Ateş’in talimat alarak Yeniçağ Gazetesi’nin dört yazarını dövdürttüğü gerçeğini eşi Ayşe Ateş’in bu itirafı ile ortaya çıkarttı.
Tüm bu saldırılar ile Ateş cinayetinin azmettiricilerinin ortaya çıkartılması için tüm dosyalarının birleştirilmesi ve Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesi şart.
Söyleşinin tamamını Algola Medya YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
