Editör: Naim Arıoğlu
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2019 yılında yayınladığı Dünya Görme Raporu’na göre, küresel olarak en az 2,2 milyar insanın görme engelli (görme bozukluğu veya kaybı) olduğu ve 1 milyardan fazla görme engelli insanın tedavi ile sağlığına kavuşabileceği, diğer 1 milyar insanın ise sorununa henüz müdahale bile edilmediği ortaya çıktı.
Pandemiden sonra göz hastalıklarındaki artışa dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tülay Arıcı, pandemi sürecinin herkesi etkilediğini ama çocuklardaki etkisinin okulların online olmasıyla birlikte farklı bir boyuta geldiğini belirtti
“MİYOP ARTTI”
Pandemi döneminde sadece çocukların değil erişkinlerin de çok olumsuz etkilendiğini ama özellikle çocukların eve bağımlı hale geldiğini söyleyen Arıcı, “Eğitim online sürdürüldü ve bu süreç bir alışkanlık olarak maalesef sonrasında devam etti. Bunun çocuk göz sağlığına etkileri nasıl oldu diye sorarsanız miyop hastalığında oldukça artış görüldüğünü söyleyebiliriz. Dijital cihazlara yakın çalışmak, onlara çok fazla bakıyor olmak miyop hastalığının yaygınlaşmasına neden oldu. Ayrıca kaymalar, gizli kaymalar, şaşılıklar da bu süreçten çok olumsuz etkilendi. Bir yere çok uzun süre dikkatli bakmak gözyaşının buharlaşmasına, buharlaşma da gözde kuruluğu ve buna bağlı yanma ve batma şikâyetlerine evirildi. Ayrıca çocuklarda göz kırpma refleksi gibi birtakım tiklerin oluşmasına da sebebiyet verdi” şeklindez konuştu
“ÇOCUKLAR NET GÖRMENİN NE OLDUĞU ANLAYAMAYABİLİR”
Çocukların görme bozukluklarını fark edemeyebileceklerini bu yüzden ailelerin çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Arıcı, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Çocuklar net görmenin ne olduğunun tam farkında olamayabiliyor, herkesin kendisi gibi gördüğünü düşünüyor. Dolayısıyla bu hastalarda gözleri kısarak bakma, baş ağrısı, göz ağrısı, çalışıyorken ya da boyama, çizim yapıyorken çocuğun çok çabuk sıkılıyor olması gibi belirtiler aile açısından birer ipucu olabilir. Aslında bir soruna gerek olmadığını da belirtmek lazım. Bebeklikten itibaren çocuklarda belirli aralıklarla yapılan göz muayenesini çok önemsiyoruz. Eğer çocukta göz hastalığı varsa 3 ya da 6 ay gibi bizim gerekli gördüğümüz sıklıkta, hiçbir sorun yoksa da 1 yaşından başlayarak her yıl bir kez dahi olsa da göz muayenesinin yapılmasını öneriyor ve çok önemsiyoruz. Kırma kusurları dediğimiz hipermetrop, astigmat, miyop hastalıklarının önüne geçmek çok mümkün değil. Çocuğun yaşı, kırma kusurunun değer derecesi, çocukta şaşılık olup olmadığı, iki göz arasında numara farklılıkları tedaviye erken başlamamız ya da biraz daha beklememiz konusunda bizi yönlendiriyor. Mesela çocukta şaşılık, iki göz arasında kırma kusuru farkı varsa bunlar göz tembelliği riski oluşturduğu için çok erken dönemde hemen tedaviye başlanması gerekiyor.
“HİÇ KULLANMASINLAR DEMİYORUZ”
Teknolojik cihazların sadece çocukları değil yetişkinlerin de göz sağlığını olabildiğince etkileyeceğini hatırlatan. Arıcı, çocuklara ve yetişkinlere aşağıdaki bazı önerilerde bulundu:
“Dijital cihazlarla çocuğun temasını olabildiğince kısıtlamak gerekiyor. Bilgi çağındayız, teknoloji çağındayız, çocukların bilgiye ulaşması için bu cihazların kullanımının da sağlanması gerekiyor. Biz hiç kullanmasınlar demiyoruz, olabildiğince geç bu cihazlarla tanışsınlar diyoruz. Sonrasında da gün içinde 1-1,5 saati geçirmemeleri gerekir. Aslında erişkinler için de birtakım öneriler yapılması lazım. Örneğin, bütün günü bilgisayar başında geçiren bir bankacı, 30 dakikada bir bilgisayardan gözlerini ayırıp uzak bir noktaya 30 saniye bakıp, gözlerini biraz kapalı tutabilir. Bu hem gözün dinlenmesini sağlar hem de gözyaşının buharlaşması ve kuruluğu nedeniyle oluşabilecek rahatsızlıkların önüne geçer. Ayrıca netlik için uyum yapan, göz kaslarımız var. Onların da biraz dinlenmesine yardımcı olabilir.”
AA