Prof. Dr. Hülya Ercan Sarıçoban, besin alerjilerinin genetik kökenli olduğunu vurgulayarak, kronik hastalıkların genetik yapıdan kaynaklandığını ifade etti. İkizler arasında yapılan araştırmalar, eğer bir ikizde alerji görülüyorsa, diğerinde de bu durumun yüksek ihtimalle ortaya çıkabileceğini gösteriyor.
Prof. Sarıçoban, çocuklarda besin alerjilerinin nedenlerine dair şu bilgileri paylaştı:
Eğer anne veya babada besin alerjisi ya da atopik dermatit, astım, alerjik nezle gibi alerjik bir hastalık varsa, çocukta da besin alerjisi görülme ihtimali artıyor. Alerjik reaksiyonlar genellikle besin alerjisi şeklinde kendini gösterir ve bu durum alerjik hastalıkların ilk belirtisi olabilir.”
Ayrıca, genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel faktörlerin de alerjik hastalıkların artışında etkili olduğunu belirten Sarıçoban, deterjanlar, çözücüler ve kimyasalların günlük hayatta çokça kullanılmasının, cilt ve bağırsak florasının bozulmasına yol açtığını söyledi. Bu durum, alerjenlerin vücuda daha kolay girmesine ve alerjik reaksiyonların artmasına neden oluyor.
Prof. Sarıçoban, alerji şikayetlerinin tekrar etmesi durumunda mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini, özellikle nefes darlığı, bayılma, vücutta şişme gibi ciddi belirtiler gösteren anaflaksi durumunda hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Riskli besinlerden kaçınmanın ve tüketilen ürünlerin içeriklerinin dikkatlice incelenmesinin önemine değindi. Ayrıca, anaflaksi riskine karşı çocukla ilgilenen herkesin bilgilendirilmesi gerektiğini ekledi.