Çocuklar ev kazalarından nasıl korunur

Çocuklar ev kazalarından nasıl korunur

Ev kazaları her yaşta görülmesine rağmen daha çok çocukları ve yaşlıları etkiler. Peki ev kazalarından nasıl korunabiliriz. Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, ev kazaları ve çocukları ev kazalarından korumak için dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.

Editör: Erkavim Yıldırım

Çocukların davranışsal ve fiziksel özelliklerinin erişkinlerden farklı olması; özellikle, çevrelerini keşfetme ve öğrenme konularındaki merakları, devamlı hareket halinde olmaları ve kazalardan kendilerini koruyabilecek gelişimsel beceriye henüz yeterince sahip olamamaları sebebiyle 0-6 yaş grubu çocuklar, kazaya uğrama oranı en yüksek grubu oluşturmaktadır. Ev kazalarının neredeyse yarısı 0-6 yaş arasındaki çocuklarda görülmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in verilerine göre dünyada her yıl 1 milyona yakın çocuk kazaların yol açtığı yaralanmalar sonucu yaşamını yitirmektedir.

ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN EV KAZALARI

Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız çocuklarda en sık rastlanan ev kazalarını şöyle açıkladı:

“0-6 yaş grubu çocuklar arasında en sık görülen ev kazası tipleri; düşmeler, yanıklar, zehirlenme, suda boğulma, yabancı cismin yutulması veya solunum yoluna kaçması ve korozif madde denilen aşındırıcı ve/veya yakıcı maddelerin içilmesidir.
Düşmeler, emekleme döneminden itibaren en sık görülen kaza tipidir. Bebekler beşinci aydan itibaren, yattıkları yerde dönebildikleri için yüksek ve yanları çocuğun düşebileceği şekilde açık olan yatak üzerinden, koltuktan, mama sandalyesinden veya alt değiştirme sırasında kolaylıkla düşebilmektedirler.

Çocukları düşmelerden korumak için bir takım düzenlemeler gereklidir. Örneğin; sandalye ve diğer mobilyalar pencereden uzakta konumlandırılmalı, pencerelere açılmasını önleyecek kilit sistemleri takılmalı, balkon demirleri çocukların sarkamayacağı yükseklikte ve aralarından geçemeyeceği genişlikte yaptırılmalıdır. Bebeğin yattığı yerden düşmesini önleyecek önlemler alınmalı, alt değiştirme sırasında bebeklerin saniyeler içerisinde düşebilecekleri unutulmamalı ve çocuklar asla kontrolsüz bırakılmamalıdır. Ayrıca her yaş grubunda merdivenden, ranzadan, beşikten, balkon ve pencereden, kaygan ve uygun olmayan zeminden, yürüteçlerden düşme görülmektedir. Düşme sonrası açık yara, tekrarlayan fışkırır tarzda kusma, dalgınlık hali, sürekli uyuma isteği, kasılma, soluk renk, karın ağrısı, çiş yapamama, havale geçirme, kısa süreli de olsa bilinç kaybı gibi durumların varlığında mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.”

YANIKLARDA İLK MÜDAHALE NASIL YAPILMALI?

Yanık kazalarına dikkat çeken Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, “Yanıklar; alevlerin oluşturduğu yanık, sıcak su ve sıvıların oluşturduğu yanık olarak gruplandırılabilir. Çocukları yanma ve haşlanmadan korumak için, çocuğun erişebileceği yerde, içinde sıcak su olan kap, çaydanlık, tencere, fişe takılı ütü bulundurmamalı, masada veya ocakta, tencere ve tavaların sapları içe dönük tutulmalıdır.” diyerek şunları söyledi:

“Kibrit, benzin, alkol, gaz, kolonya gibi yanıcı maddeler, çocukların erişemeyeceği kapalı yerlerde muhafaza edilmelidir. Çocukların, ocak, fırın, ütü veya soba gibi ısı kaynaklarına ulaşılabilirliği engellenmelidir. Genel olarak yanıklarda, yanık alanına hiçbir şey sürülmemeli, sadece soğuk su ile 10-15 dakika yıkanmalıdır. Oluşan baloncuklar patlatılmamalı, deri soyulmamalıdır. Baloncuk gelişmiş veya deride geniş alan yanık oluşmuşsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.”

BOĞULMALARDA NE YAPILMALI

Boğulmalar; suda boğulmalar ve besin maddeleri ya da yabancı cisim yutmaları sebebiyle meydana gelen boğulmalar olarak gruplandırılabilir. Suda boğulmalar; banyo küvetleri, tuvalet klozetleri, bahçede yağmur ve/veya sulama alanları ile oluşan havuzcuklar ve özellikle yüzme havuzlarından kaynaklanmaktadır. Çocukların suda oynamayı sevmeleri, 4-5 yaşlarına kadar sudan korkmamaları, içgüdüsel olarak sıcak banyo küvetlerine, yüzme havuzlarına, büyük su birikintilerine atlamaları, onları boğulma riski ile karşı karşıya bırakmaktadır. Çocuklar böyle alanlarda asla yalnız bırakılmamalıdır. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara doğru yüzme teknikleri öğretilmelidir.

Bebekler ve çocuklar ellerine aldıkları nesneleri ağızlarına sokarak tanımaya çalışırlar. Ağızlarında bir şeyler varken koşma, ağlama, oynama gibi davranışlar sergilerler. Henüz dişlerinin gelişmemiş olması nedeniyle gıdaları çiğneyememe ve yutma esnasında hava yolu koruma refleksinin henüz olgunlaşmamış olması da yabancı cisim yutulması veya solunum yoluna kaçması (aspirasyon) riskini artırmaktadır. Daha çok fındık, fıstık, ceviz, draje şeklindeki şekerler gibi küçük taneli sert yiyecekler, kabuklu yiyeceklerin kabukları gibi gıda maddeleri, oyuncak parçaları, para, bilye, küpe, toplu iğne gibi objeler yabancı cisim yutmaları veya aspirasyona sebep olmaktadır. Bu tür gıdaları belli yaşın altındaki küçük yaş çocuklara vermemek, alınacak olan oyuncakların yaşa uygun seçilmesi kazaların engellenmesi açısından önemlidir. Kaza geliştiğinde doğru ve zamanında yapılan ilkyardım hayat kurtarıcı olacaktır.

ZEHİRLENME KAZALARI

“Zehirlenmeler, emekleme çağı ile 5 yaş arası çocuklarda sık görülen ev kazalarıdır. Bu yaş grubu çocuklarda fazla merak, öğrenme isteği, buldukları her şeyi ağızlarına götürme ve büyükleri taklit etmeleri nedeniyle zehirlenme olaylarında artış görülür.” diyen Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız, “ Zehirlenme durumlarında çocuk zorla kusturulmamalı, süt, yoğurt gibi şeyler yedirilmemelidir. Alınan maddenin ne olduğu öğrenilmeli, bir örneği de hastaneye götürülmelidir. Solunum yoluyla oluşmuş zehirlenmelerde çocuk vakit kaybetmeden açık havaya çıkarılmalıdır. Evdeki ilaçlar, çocukların erişemeyeceği yüksek yerlerde veya kilitli dolaplarda tutulmalı, çocukların yanında, onları heveslendirecek şekilde ilaç kullanmamalı veya çocuklara ilaç verilirken şeker denilmemelidir.” diye konuştu.

YAKICI MADDE YUTAN ÇOCUKLARA NE YAPILMALI?

Op. Dr. Rahşan Vargün Yıldız konuyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Yakıcı veya aşındırıcı madde anlamına gelen korozif maddelerin yanlışlıkla içilmesi çocukluk çağında sık karşılaşılan önemli bir sorundur. Asit veya bazik özellikteki bu maddeler, katı veya sıvı olarak evlerde kullanılan çeşitli temizlik ürünlerinde bulunmaktadır. Korozif maddelerin yutulması ile kimyasal bir tepkime sonucunda doku zedelenmesi gelişebilmektedir. Bu zedelenmelerin en önemlisi, yemek borusunda oluşan yanıklardır.

Çocukların en sık aldığı korozif maddeler, yağ çözücü, tuz ruhu, lavabo açıcı, kireç çözücü, bulaşık makinesi parlatıcısıdır. Korozif madde yutan bir çocukta, yutma güçlüğü, ağızdan salya gelmesi, kusma, ağızda ve boğazda yanma ya da acı, karın veya göğüste ağrı, solunum güçlüğü, ses tonunda farklılık olması, ağzı içi ve yutakta yanık olması gibi belirti ve bulgular saptanmaktadır.

Korozif madde yanlışlıkla yutulduğunda çocuk kesinlikle kusturulmamalıdır. Çünkü kusma, korozif maddenin yemek borusunu ve gırtlağı yeniden zedelemesine neden olabilmektedir. Kusma ile korozif maddeler, solunum yollarına ve akciğerlere kaçabilir ve solunum yollarında da hasara neden olabilir. Ayrıca çocuğa herhangi bir şey yedirilmemeli veya içirilmemelidir. Korozif madde içen veya içtiğinden şüphelenilen çocuk, içilen madde örneği ile birlikte en kısa zamanda hastaneye götürülmelidir. Bu tür kazaların önlenmesi için evlerde kullanılan temizlik maddeleri, çocukların ulaşamayacağı, güvenli yerlerde tercihen kilit altında tutulmalı ve çocuklar tarafından açılması zor kaplarda saklanmalıdır. Ortalıkta bir çocuk varken temizleyicileri açıkta bırakarak temizlik yapmamalıdır. Temizlik ürünleri hiçbir zaman normalde yiyecek veya içecek konulan kaplara konulmamalıdır.”

DHA