Okul, kreş, kapalı oyun parkları, toplu taşıma araçları gibi kapalı ortamlar damlacık ve solunum yoluyla yayılan mikroplar için elverişli bir ortam hazırladığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuray Kurt Önal, "Damlacıklar, gerek öksürük ve hapşırık yoluyla gerek çocukların birbirlerine ve birbirlerinin eşyalarına temas etmesi ile bir çocuktan diğerine yayılır. Dolayısıyla enfeksiyon kısa sürede birçok kişide ortaya çıkıverir. Çocuklar ve ailelerin birlikte katıldığı kış sınavı da başlamış olur" şeklinde konuştu.
Çocuklarda en sık karşılaşılan sağlık sorunu üst solunum yolu hastalıkları olduğunu söyleyen uzman doktor, "Burun ve boğaz iltihaplarına yol açan 200'den fazla virüs vardır ve sıklıkla hastalık etkenleri bu virüslerdir. Bakteriler de gerek kendi patojen yapılarıyla, gerek aşılama eksikliği, bağışıklık zayıflaması, yetersiz burun temizliği gibi hastaya ait durumlar üzerinden solunum yollarında hakimiyeti ele geçirebilir. Yılda 5-8 kereyi bulan üst solunum yolu enfeksiyonlarının sayısı, okula giden çocuklarda daha da artabilir. Üstelik ilk kez ve fazla sayıda hasta çocukla temas anlamına gelebilen okulun ilk yıllarında bu sayı daha da fazladır. Yaş ilerledikçe sayının azalması muhtemeldir. Bu süreçte hastalıkların beklenenden ağır geçmesi, hastanede yatış gerektirmesi, zatürre, orta kulak iltihabı, menenjit gibi organ enfeksiyonlarına sıklıkla ilerlemesi gibi durumlarda çocukların bağışıklık sisteminin çalışmasını incelemek gerekebilir" ifadelerini kullandı.
Çocuklarda en sık görülen solunum yolu hastalıklarını ise Dr. Nuray Kurt Önal şöyle sıraladı;
"Soğuk algınlığı (nezle), en yaygın etkeni rinovirüstür fakat birçok virüs de etkeni olabilir. Çocuklarda da yetişkinlerde de maruziyeti takiben 3-4 gün içinde hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırık, boğazda yanma ve ağrı hissi gibi belirtileri vardır. Grip (influenza), kış aylarının damlacık yoluyla bulaşan en sık görülen hastalığıdır. Genellikle yüksek ateşin eşlik ettiği hafif üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde seyretse de inatçı ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı, gözlerde kızarıklık, kuru öksürük, karın ağrısı, ishal, yaygın kas ağrıları da sık rastlanır. Akut bronşiyolit, özellikle 1 yaş altı bebekleri etkileyen, 2 aydan küçük bebeklerde hastaneye yatış gerektirecek kadar ağır seyredebilen, virüslerin yol açtığı bir enfeksiyondur. Kalabalık veya sigara içilen ortama maruz kalan 1 yaş altı çocuklar daha risklidir. Akciğer içindeki en küçük hava yolları olan bronşiolleri etkilediğinden hızlı soluk alıp verme, göğsün derince içe girip çıkması, inleme, hışıltı sesi çıkarma, morarma, yorulma gibi solunum sıkıntısı belirtileri görülebilir. Pnömoni (zatürre), bakteri ve virüslerin akciğerde iltihaba yol açmasına denir. Ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, öksürük, balgam, nefes güçlüğü, göğüs ve karın ağrısı gibi belirtiler gösterir. Zamanında tedavi edilirse tamamen iyileşebilirken geç kalınırsa apse, sıvı toplanması gibi istenmeyen durumlar gelişebilir ve 1-4 yaş arası yaşamı tehdit bile edebilmektedir. Bu yüzden üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren bir çocukta, 3 günü geçen ateş veya solunum sıkıntısı belirtileri görülmesi durumunda zatürre açısından değerlendirmek üzere bir hekime başvurmak çok önemlidir. Otit (Orta kulak iltihabı), bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben boğazla kulak arasında bulunan östaki borucuğu yoluyla enfeksiyon boğazdan orta kulağa geçebilir. Dayanılmaz kulak ağrısı, ateş yüksekliği, baş dönmesi, işitmede azalma, kulaktan ses gelmesi gibi şikayetler olabilir ve yatınca kulaktaki basıncın artışı sebebiyle geceleri şiddetlenebilir."
Dr. Nuray Kurt Önal, kış sınavını enfeksiyonlara takılmadan geçirebilmek için bir kaç önemli hususu ise şu şekilde sıraladı;
"Kapalı ve kalabalık ortamlardan, hava kirliliği ve sigara dumanından kaçınmak. Kapalı ortamları sık havalandırmak. Emzirme döneminde anne sütü ile beslenmek. Dengeli ve sağlıklı beslenmek, C vitamininden zengin meyve ve sebzeleri öğünlerde bulundurmak ve paketli-asitli gıdalardan uzak durmak. El yıkama alışkanlığı kazanmak, özellikle yemeklerden önce ve tuvaletten sonra el yıkama konusunda hassas davranmak. Başta su olmak üzere yeterince sıvı almak. Terlemekten de üşümekten de korunacak şekilde giyinmek, havanın aşırı kurumasına sebep olmayacak şekilde ortam sıcaklığını ayarlamak. Isıtıcı olan odalarda burun kuruluğundan korunmak için nemlendirme yapmak. Düzenli uyku düzeni kurmak. Temas edilen oyuncak ve eşyaları düzenli temizlemek. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak. Çocukluk çağı aşılarını ve riskli gruplarda grip aşısını yaptırmak. Hastalık durumlarında diğer kişilerle teması azaltmak, hapşırık öksürük sırasında ağız ve burunu kağıt mendille kapatmak."