Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Halenur Bozdağ, hamilelik şansını azaltan ve artıran etmenleri anlattı.
Doç. Dr. Halenur Bozdağ, kadınların doğurganlığının en çok yaşa bağlı olduğunu belirtti ve “Kadınlar 35 yaşından sonra üreme kapasiteleri ciddi anlamda azalır. 37 yaşına geldiklerinde yumurtalarının çoğunu kaybederler. 30 yaş altındaki kadınların her ay hamile kalma ihtimali yüzde 20 civarındayken, 40 yaşındaki kadınların ihtimali yüzde 5 civarına düşer” dedi.
ALKOL VE KAFEİN TÜKETİMİNE DİKKAT EDİLMELİ
Doç. Dr. Bozdağ, bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri gerektiğini vurguladı ve “Çiftler, bebek sahibi olmaya başlamadan önce sağlıklı olmaya özen göstermelidir. İdeal kiloda olmak, sigara içmemek, alkol ve kafein tüketimini azaltmak ve düzenli egzersiz yapmak, hamile kalma şansını yükseltir. Bu faktörler aynı zamanda doğacak bebeklerin uzun vadeli sağlığı için de faydalıdır. Çiftlerin gebelik öncesi genel sağlık durumları kontrol edilmeli, ailede var olan genetik hastalıklar ve SMA hastalığı için genetik testler yapılmalıdır. Gebe kalmadan 3 ay önce folik asit takviyesine başlanmalı ve gebeliğin ilk 3 ayı bitene kadar devam edilmelidir. Anne adaylarının rahim ağzı kanseri taraması için servikal smear testi yaptırmaları, kızamıkçık ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık durumlarının ölçülmesi, gerekirse eksik olan bağışıklığın aşılarla tamamlanması gebelik öncesi bakımın bir bölümünü oluşturur” şeklinde konuştu.
KISIRLIK BELİRTİLERİNE KULAK VERİN
Doç. Dr. Bozdağ, kısırlık sorunuyla karşılaşabilecek çiftlere şu tavsiyelerde bulundu:
“Haftada 2-3 kez korunmasız cinsel ilişkiye giren çiftlerin çoğu, bebek sahibi olmaya çalıştıkları ilk yıl içinde hamile kalır. Eğer 12 ay veya daha fazla süredir deniyorsunuz ve hamile kalamıyorsanız, doktorunuza danışmanız gerekir. Eğer 35 yaşından büyük bir kadınsanız, 6 ay denedikten sonra doktora görünmeniz önerilir. Eğer kısırlık problemi yaşıyorsanız, doktorunuz size tanı ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verecektir. Dünyada yaklaşık her 6 kişiden biri kısırlık problemiyle karşı karşıyadır. Avrupa’da üreme çağındaki her 6 çiftten biri bebek sahibi olmakta güçlük çekmektedir. Bu sorunun nedenleri hem kadın hem de erkek faktörleriyle eşit oranda ilgilidir.”
35 YAŞINDAN SONRA HAMİLE KALMAK ZORLAŞIR
Doç. Dr. Bozdağ, kadınların doğurganlığını en çok etkileyen faktörün yaş olduğunu söyledi ve “Doğurganlık kadınlar için yaşla birlikte azalır. Kadınlar doğdukları zaman tüm yumurtalarına sahiptirler. Kadınların doğurganlığı, 35 yaşından sonra hızla düşer. 37 yaşına geldiklerinde yumurtalarının büyük bir kısmını kaybederler. 30 yaş altındaki kadınların her ay hamile kalma olasılığı yüzde 20 civarındayken, 40 yaşındaki kadınların olasılığı yüzde 5 civarına iner. Erkekler ergenlikten itibaren hayat boyu sperm üretirler, ancak yaş ilerledikçe sperm kalitesi azalır. Erkek 45 yaşın üzerindeyse düşük ve bebeklerde otizm gibi bazı riskler artar” ifadelerini kullandı.
KISIRLIK NEDENLERİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Doç. Dr. Bozdağ, kısırlığa yol açabilen bazı hastalıkları şöyle sıraladı:
“Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (HIV ve genital tüberküloz dahil), ergenlik sonrası kabakulak, inmemiş testis, polikistik over sendromu, endometriozis, tüplerde tıkanıklık, adet düzensizliği, bazı çevresel kirleticiler ve iş yerindeki kimyasallar, doğurganlığı azaltabilir.”
DOĞURGANLIĞI ARTIRMANIN YOLLARI
Doç. Dr. Bozdağ, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere şu tavsiyelerde bulundu:
“Çocuk sahibi olmayı kolaylaştırmak için, yumurtlama öncesindeki 5 günlük dönemden başlayarak yumurtlama gününe kadar sık sık cinsel ilişkiye girmek gerekir. Bu dönem fertilite açısından en verimli zamandır. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, yumurta ve sperm sayısını ve kalitesini iyileştirir, tedavi başarısını artırır ve gebelik şansını yükseltir. Çiftlerin birbirlerine ve gerektiğinde sağlık profesyonellerinin verdikleri psikolojik desteğe ihtiyaçları vardır. Tedaviye uyum sağlamak ve karşılaşılan sorunları aşmak için bu destek çok önemlidir.”
KISIRLIK TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Doç. Dr. Bozdağ, kısırlık tedavisinin nedenine bağlı olarak değiştiğini belirtti ve şunları ekledi:
“Erkek kısırlığında sperm üretimindeki bozukluklar ilaç veya cerrahi ile düzeltilirken, spermin dışarı çıkmasını engelleyen kanal tıkanıklıkları cerrahi müdahale gerektirir. Kadın kısırlığında yumurtlama bozuklukları ilaç ile tedavi edilirken, rahim ve tüplerdeki yapısal problemler cerrahi ile giderilir. Yumurtlama bozukluklarında hap veya iğne şeklinde verilen ilaçlar ile yumurta geliştirilir. Düzenli ilişki ile gebelik olasılığı yükseltilir. Başka bir tedavi seçeneği olan intrauterin inseminasyon (aşılama tedavisi) iki adımdan oluşur. Birinci adımda kadının yumurtalarının gelişimi doğal olarak veya ilaç kullanarak izlenir. Yumurtlama sağlandıktan sonra özel yöntemlerle hazırlanan erkeğin spermi ince bir kateter aracılığı ile kadının rahim içine verilir. Tüp bebek tedavisi ise ciddi erkek faktörü olan durumlarda, kadında tüplerin kapalı olduğu durumlarda, birçok tedavi denemesine rağmen başarılı olunamamış aşılama tedavileri sonrasında, ileri kadın yaşı veya azalmış yumurtalık rezervi durumunda uygulanır.”