Çocuk mu kandırıyorsunuz?
Önceki gün Habertürk'teki köşesinde Serdar Turgut yazmıştı; "rejim güçleri" yani Suriye devlet ordusu Afrin'e girdi mi, girecek mi, girerse ne olacak tartışmasının gölgesinde kaldı.
Turgut'un aktardığı Washington kulisine göre "Suriye Kürtleri ile ilgili kararlarını tek başına değil Türkiye ve Rusya ile koordineli" alması gerektiğini anlayan ABD yeni bir "ihtimal"i tartışmaya başladı. Üstelik mevzubahis ihtimal Rus menşeli! Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Orta Doğu kararları konusunda en güvendiği isim Bogdanov'un da hocası olan Rusya Bilimler Akademisi üyesi Vitaly Naumkin" imzanın sahibi.
***
Plan, proje, teori -paşa gönlünüz hangisini yakıştırırsa- şöyle:
ABD, Fırat'ın doğusunda Kürtler için bağımsız bir devlet isteğinden vazgeçecek. Onun yerine Suriye'de de Kuzey Irak modeli uygulanacak ve "güçlü bir Suriye merkez devletine eklemlenmiş idari özerkliği bulunan bir Kürt oluşumu" kurulacak. Böylece "Suriye'nin bütünlüğünün korunması"nı kırmızı çizgi ilan eden ülkeler ürkütülmemiş olacak hatta iş birliğine yanaşmaları sağlanacak.
Ne düşündüğümü tek kelime ile ifade etmem gerekirse;
Yersen!
***
Anladığım kadarıyla "bu modelin Kuzey Irak'ta kendi lehine çalışabildiğini gören Türkiye"nin balıklama atlayacağı öngörüsüyle duruluyor bu planın üzerinde.
Bu dahiyane efendiler keşke Kuzey Irak'taki Kürt yapılanmasının neresinin "Türkiye'nin lehine" olduğunu da bir anlatıverse!
Yahut, -hani böylece Suriye'nin bütünlüğü korunmuş olacakmış ya- Irak'ta hangi bütünlükten söz edilebileceğini?
Bu coğrafyada, bu sosyolojik zeminde, bu tarihi temelde "özerk bölge"nin "bağımsız devlet"ten vazgeçişin değil tam tersine ona bir adım daha yaklaşmanın ifadesi olduğunu bilmeyen görmeyen mi kaldı ki -bakınız Irak'ın kuzeyinde yapılan referandum- bu havuçla ikna hesapları yapıyorlar sahiden de Türkiye'yi?
***
Ne müebbetler gördük zaten yoktular!..
Aralarında Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'ın da bulunduğu "FETÖ" sanıklarının ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmaları üzerine iki laf edeyim diyorum;
I-ıh...
Bu ülkede "gün olur devran döner" hukuku egemen olduğu müddetçe ne desem abesle iştigal!
Yarın bir gün konjonktürün değişmeyeceğinin, -suçlu dahi olsalar- bugünün idamlıklarının yarın kahramanlaştırılmayacağının, hatta bütün bunların bugün onları suçlayanlarca yapılmayacağının garantisi mi var?
Bir "kandırıldım"a bakar!
Bence verilen cezaları değil de adalet gibi ciddi bir alanın algıda ciddiyetini bu denli yitirebilmiş olmasını tartışmalıyız.
***
HADIMA VARIM
Bir çocuğa, bir bebeğe, bir kediye, bir köpeğe, ata, eşeğe ve hatta damacanaya bakıp da hallenebilen sapık caniler için hadımsa hadım; varım!
Dün grup toplantılarında en üst perdeden atıp tutan siyasiler de bu konuda azıcık samimiyseler, onlar da sahiden varsalar, hiç hikaye anlatmasınlar; devletin bekasına dair düzenlemelerin dahi bir gecede bir KHK maddesiyle yapılabildiği şu iklimde hepimiz biliyoruz ki insanlıktan çıkmış bu suç makinelerinin layıklarını bulmaları bir tek imzaya bakar; o da tutsa tutsa bir dakika tutar...
***
Umudum Erdoğan(!)
MHP için her zamankinden fazla ümitvarım!
"İttifak" meselesi resmiyet kazandığına, yani artık işin içinde 2019'da her 1 (bir) oyun hazine değerinde olduğunu gayet iyi bilen Erdoğan bulunduğuna ve son tahlilde mevzubahis de onun siyasi geleceği olduğuna göre, her kızdığına, küstüğüne kapıyı gösteren parti olma konforunu tanımayacaktır MHP'ye...
***
ÖZEL TEŞEKKÜR
Işbara Alp doğduktan sonra ilk iş, gelişimini takip edecek doktor aramaya koyulduk. Bazıları garipti; bebekleri seviyor olsalar bile anlamadıkları kesindi. Ki hastane dışında aramamızı talep edebiliyordu kimileri...
Bebekleri sevmekle birlikte onları ve ailelerini anlayabilen -bebekler randevuyla gaz sancısı çeken, randevuyla ateşlenen canlılar değiller çünkü- doktoru bulana kadar geçen süre zarfında yaşadığımız her türlü sağlık sorununda, kilometrelerce uzaktan, ta Tekirdağ'dan bize destek olan, uygun tedavi konusunda rehberlik yapan Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burçin Nalbantoğlu'na özellikle teşekkür ediyoruz...
Dilerim Tekirdağlılar ne kadar şanlı olduklarının farkındadırlar.