Çizgi ustası farkıyla ünlü şahıs analizleri

Çizgi ustası farkıyla ünlü şahıs analizleri

Bahtsızlığından doğan bir sanatçıdır Cemal Nadir. Liseyi bitirmemiş, hususi tahsil görmemiş, dolgun bir sanat muhitinde yetişmemiş, aile durumu da toplum hayatı da hedefi için ona alan açmamıştır. Otodidakt bir kişilik olarak var etmiştir kendini. Kısa ömründe yüzbinlerce resim-karikatür çizmiş, karikatür albümleri yayımlamış, mizah sayfası hazırlamış, sayısız yazı yazmış, kitap kapakları yapmış, dergi çıkarmış; Amca Bey, Ak'la Kara, Dalkavuk, Dede ile Torun, Salomon, Tonton, Yeni Zengin tiplerini yaratmıştır. "Fotoğraf Tahlilleri"ni albüm olarak yayımlamayı düşünmüş ama ömrü vefa etmemiştir. Onun bu niyetini, titiz bir araştırma ile ölümünden yıllar sonra gerçekleştiren Mehmet Can Doğan şu değerlendirmeyi yapıyor:

"1933'teki ilk çizimlerden başlayıp 15 Haziran 1944'teki son çizim ve yazıya gelene kadarki "Fotoğraf Tahlilleri"nde, Cemal Nadir'in popüler figürleri gözettiği açıktır. Edebiyat, müzik, resim ve basın dünyasının meşhurları, sanatçının resim-karikatürleri ve yazılarıyla daha bir öne çıkarılmıştır. "Fotoğraf Tahlilleri"nin sunduğu en önemli bilgi, Cumhuriyet'in ikinci on yılında sanat, edebiyat ve basın dünyasında kimlerin popüler olduğuna ilişkindir. Cemal Nadir, bir yandan sanat ve edebiyat alanının benimsediği şair, yazar, ressam, müzisyen ve icracıların konumunu sağlamlaştırırken; bir yandan da bu meşhurların kaidelerinin altını humor ve ironi iğneleriyle oyar. 1930'lu ve 1940'lu yıllarda meşhur olan bazı şair ve yazarların "Fotoğraf Tahlilleri"ne dâhil edilmemesi düşündürücüdür. Halid Ziya Uşaklıgil, Refik Halid Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nazım Hikmet Ran, Orhan Veli Kanık gibi meşhurların fotoğraf tahlilinden sakınılması veya bu isimlerin toplamın dışında tutulması, Cemal Nadir'in duruşuyla ilgili bir tercih olsa gerektir"

Cemal Nadir, "Fotoğraf Tahlilleri"nde  çizgi ile yazıyı ustalıkla buluşturup, yaşadığı dönemin meşhurlarını ince ince eleştiriyor. Aka Gündüz, Cemal Reşit Rey, İbrahim Çallı, Rıza Tevfik, Muhsin Ertuğrul, Yahya Kemal Beyatlı, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek, Mesud Cemil, Reşat Nuri Güntekin, Peyami Safa, Nurullah Ataç onun iğneli kaleminin üzerinde gezindiği meşhurlardan bazıları.

Çolpan Kitap  Tel:(0312) 419 80 96

***

İttihatçı yazarın kaleminden portreler

1936'da Yedigün dergisinde tefrika edilen "Tanıdıklarım"da, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ateşli muharriri, ömrü boyunca fikir ve matbuat hürriyeti, vatan menfaati uğrunda dostluk, siyasi birliktelik tanımayıp tenkit ve takbih oklarını kimseden sakınmayan Hüseyin Cahit Yalçın'ın revnaklı kaleminden 34 portre yer almaktadır:

Taşıdığı büyük unvanların gölgesinde sadelikle ve iltimassızca Osmanlı ordularını idare eden Enver Paşa'nın;

Maddî emelsiz, temiz ve hudutsuz bir vatan aşkının, bir Türklük idealinin emrinde söz ve süs adamı olarak değil, işini mükemmelen gören bir iş adamı olarak çalışan Talât Paşa'nın;

Kendisini arayan, her temiz hakikat membaından kana kana içmek için dolaşan bir seyyah ve bağlı kaldığı Türklük hedefinden gözlerini hiç ayırmayan bir ülkücü olarak Ziya Gökalp'ın;

Ferdiyet ve hürriyet tutkunu, açık, entrikasız ve idealist insan meziyetlerinin sahibi Ahmet Ağaoğlu'nun;

Abdülhamit'e sövdüğü için yargılanıp asılma tehlikesinden gazel okuyarak kurtulan seyyah-ı âlem, neşeli ve cevval serseri Ubeydullah Efendi'nin;

İttihat ve Terakki muhitinin demokratik havasıyla kaynaşamayan aristokrat ruhlu ve mizaçlı, teşrifat düşkünü, bununla beraber Osmanlı İmparatorluğu çökerken Mısırlı bir prens olduğunu hiç hatırlamadan son dakikaya kadar Türk kalan Sait Halim Paşa'nın;

Bütün emellerini fikrinin ve idealinin gerçekleşmesinde toplayan, tehcirdeki rolü sebebiyle şark vilayetlerinde heykeli dikilmesi gereken hararetli, samimi ve feragatli Bahattin Şakir'in;

Hürriyeti ve Türkçülüğü en yüksek iman olarak tanıyan, bir seyyah, bir derviş, bir peygamber ruhu neşrederek zahitçe yaşayan, İttihat ve Terakki'nin ateşli halk hatibi Ömer Naci'nin;

Bütün bu yüksek seciyeli insanların yanında Hüseyin Cahit'in yaban domuzuna benzettiği, Serfiçe'nin Rum mebusu Türk düşmanı Buşo ve eski miskin İstanbul köpeklerine benzettiği Gümülcineli İsmail gibi isimlerin pek şahsî portreleriyle zenginleşen önemli bir kaynak, Tanıdıklarım.

Ötüken Neşriyat  Tel:(0212) 251 03 50

***

HAFTANIN KİTABI

Türkiye için yol haritası

Jeopolitik uzmanı Emekli Korgeneral Suat İlhan, "Jeopolitik-Güç Odağı Kuramı" adlı çalışmasında dünyadaki yeni saflaşmalar, büyük güçlerin egemenlik mücadelesi ve Türkiye'nin ne yapması gerektiğini inceliyor. Yeni bir dünya kuruluyor. Asya'da Çin, Rusya ve İran ile Hindistan bir tarafta, ABD ve AB diğer tarafta. Ancak Soğuk Savaş'ın Kara Hakimiyet ve Kenar Kuşak teorileri yeni dönemin ihtiyaçlarına cevap vermiyor. TSK bünyesinde uzun yıllardır geliştirdiği Güç Odağı Kuramı üzerinden yeni saflaşmaları, büyük güçlerin egemenlik mücadelesini bu çalışmasında mercek altına alan İlhan şu noktalara dikkat çekiyor:

Kitapta jeopolitik dönemler genel olarak küresel düzeyde değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Türklerin jeopolitiği ise bölgesel düzeyde ele alınmıştır. Türkiye'nin yakın jeopolitik bölge sınırları içinde Türkiye'yi ilgilendiren üç grup bulunmaktadır; Türk dünyası, İslam dünyası ve Avrupa Birliği. Soğuk Savaş'ın bitiminde Türkiye bu üç dünya arasında bir seçim yapmak zorunda değildi. Her üç grupla farklı düzeylerde, farklı konulara öncelik vererek ilişki kurulabilir, kurumlar oluşturulabilirdi.

Kırmızı Kedi Yayınevi Tel:(0212) 244 89 82

***

Öldükten sonra...

Daha ziyade aile anlatılarıyla tanınan Jean-Louis Fournier bu kez otopsi masasına kendisini yatırıyor:

Aşkları, eşi, iş yaşamı ve iz bırakmış anıları... "Otopsim" konusu, dili ve Fournier'nin olmazsa olmaz mizah anlayışı gereği onun başyapıtlarından biri olmaya aday:

Mösyö Fournier öldü... Ama hissetmeye, hatırlamaya ve anlatmaya devam ediyor.

Cesedi otopsi masasında. Hâlâ yakışıklı. Üstelik mizah anlayışından da hiçbir şey kaybetmemiş.

 

 

Yapı Kredi Yayınları Tel: (0212) 252 47 00

***

KÜTÜPHANEMDEN

Köy hayatının en güzel romanlarından biri...

Necati Cumalı, ulusal bir edebiyata inanan, yerel değerleri her zaman el üstünde tutan, öz kültür ve dilden asla ödün vermeyen ve belki de en önemlisi, anlaşılır olmayı her zaman kendine amaç edinmiş bir yazarımızdı. Romanları, iyi kurulmuş; sağlam gözlemlere, gerçek hayatın dinamizmini taşıyan gerçekçi tasvirlere sahip; yerel renkliliği ve yerli unsurları içtenlik ve sadelikle yansıtmasıyla kendi insanımızı bulduğumuz gerçekten bizim olan romanlardır. Dilde yalınlıktan yana oluşunu çok açık ifade eder Necati Cumalı, Stendhal'ı bu konuda örnek aldığını söylemiştir.

Zeliş (Tütün Zamanı) onun köy hayatını güzel bir biçimde aşk konusunun etrafında ele alan bir romandır. Aşk konusu işlenirken bir yandan köydeki bakış açısının ve insanların tepkilerinin de yansıtılmış olması eserden pek çok çıkarım elde etmeyi sağlamaktadır. Günümüzde büyük şehirlerde yaşayan kızlar kendini Zeliş yerine koymayı beceremeyeceklerse de Zeliş gibi yaşayan, çalışan, aşık olan ve sevdiğiyle kaçan pek çok kızın hâlâ olduğunu unutmamak gerekir.

Yaz zamanı aileleriyle bağa çıkan komşu çocukları Zeliş ile Cemal'in aşkını temelde konu almakta ve bu konunun etrafında okuyucuya köy insanını ve köy yaşamını da tanıma fırsatı vermektedir. Zeliş ile Cemal'in birbirine duydukları aşk, kaçış maceraları ve insanların onlara karşı olan anlayışsızlığından dolayı çektiği acılarla dolu anıları anlatılmakta ve gençlerin gelecek hakkındaki kararlarını doğru buldukları sürece onlara sorun çıkarmaması fikrine vurgu yapılmaktadır.

(Zeliş -Tütün Zamanı  / Necati Cumalı / Cumhuriyet Kitap)