Çizdiği haritanın sırrı 5 asırdır araştırılıyor

Çizdiği haritanın sırrı 5 asırdır araştırılıyor

Araştırmacı yazar Metin Soylu, "Denizlerin Evliya Çelebisi" olarak da bilinen Osmanlı'nın ünlü Kaptan-ı Deryası Piri Reis hakkındaki bilinmeyenleri gün ışığına çıkarmaya devam ediyor.

Türk ve dünya denizcilik tarihinin sembol isimlerinden Piri Reis'in, ardında bıraktığı sır perdesini aralamayı kendine uğraş edinen Metin Soylu, bulgularını "Piri reis Haritası'nın Şifresi" kitabıyla paylaşıyor. Piri Reis Haritası üzerine yapılan yedi senelik çalışmaların ürünü olan kitapta, tüm dünyanın bildiği bir haritadan yola çıkılarak bilim çevrelerini bile şaşkınlığa düşüren gerçeklere ulaşılıyor. Metin Soylu'nun yıllar önce bir hobi olarak başlayan Piri Reis Haritası incelemeleri, Türkiye'de Millî Eğitim ve Dışişleri Bakanlığı'na, oradan da Amerikan Ulusal Havacılık Dairesi NASA'ya kadar ulaşan bir serüvene dönüşüyor. Bu serüvende esas olaylar parçalanmış haritanın Metin Soylu tarafından dünyada ilk defa tamamlanmasıyla başlamış, ortaya çıkan sonuçlar yazarı dahi şaşkına çevirmiştir.

"Piri reis Haritası'nın Şifresi" kitabı, tarihî eserlerin gizlediği şifreleri çözmeye meraklı ve dünyaya alışılmışın dışında bir gözle bakmayı göze alabilecek okuyucular için ilgi çekici veriler sunuyor. Kitab-ı Bahriye'nin yazarı, ünlü "Dünya Haritası"nın çizeri ve birçok denizcilik başarısının sahibi Piri Reis, neden Osmanlı Devleti'ne yıllarca başarıyla hizmet ettikten sonra 80'li yaşlarında idam edildi? Piri Reis, haritasında dünyanın merkezi olarak gösterdiği Mısır'da ne aradı? Piri Reis, Haritası'nı nasıl çizdi? Haritasının Süleyman Peygamber ile ilgisi neydi? Piri Reis, kitaplarında bahsettiği hazinesini nereye sakladı? Amerika'yı Kristof Kolomb mu keşfetti? Araştırmacı yazar Metin Soylu, kapsamlı çalışmasında bu ve benzeri soruların, cevapları peşine düşüyor. Kitap, Dünya Denizcilik tarihine "Türk" adını kazıyan Piri Reis'in başarıları, gizemleri, keşifleri ve maceralarla dolu hayatını merak eden okuyucular için elden düşürülmeyecek bir eser olma niteliğinde...

Cenova Yayınları

Tel:(0533) 025 38 28

***

Bazen yok sayılsa bile her zaman var

Özlem Akşit'in kaleme aldığı, "Lilith'den Malala'ya Kadının Adı Var" adlı kitap sadece kadınlara Kadını değil, tüm topluma kültür medeniyetinin kadın merkezindeki yolculuğunu anlatan insanlık öyküsüdür. Kadın ve erkek dünyanın gece ve gündüz yüzü gibidirler. Kadın bilinmeyenlerle dolu anlaşılmaz karmaşık gece yüzü ile erkek için her zaman merak konusu olmuştur. İnsanı gecenin içinde gizlediği bilinmeyenler ne denli ürkütmüşse kadını keşfetmek, anlamak fikri de kimi erkeği öyle ürkütmüştür. Asırlık zamanlara, bilimsel, sosyo-ekonomik değişikliklere, gelişmelerin getirdiği değişimlere ve modern çağın tüm getirilerine rağmen iki cinsiyet arasında binlerce yıldır gizli bir mücadele söz konusudur. Bu "varlığın üstünlüğü" ve "kimlik" mücadelesidir. Oysa insan bir cinsiyet olarak değil şuursal bir varlık olarak doğar. Düşüncenin cinsiyeti yoktur. Doğruların da. Bu kitap size yeni bilgiler ve yeni bir bakış açısı kazandıracak. Okuduğunuzda ataerkil kabullerin oluşturduğu şartlanma ve kitlenmeler neticesinde "Kadın"ın farklı kültürler içerisinde algılanış biçimlerini ve görüntüleri görecek bazı akıl almaz tarihi gerçekler ve uygulamalar karşısında hayrete düşeceksiniz. Kitaptaki konu başlıklarından bazıları şöyle: *kadınlar tragedyası *İlk çağlarda kadın imgesi *Antik Yunan ve Roma medeniyetleri döneminde kadın imgesi *Hırıstiyanlıkta kadın imgesi *İslam'da kadın imgesi *Romantik aşk kavramı içinde kadın imgesi *Türk toplumunda kadın *Türk edebiyatında kadın imgesi ve feminist yaklaşımlar *Kadının hikayesine empatik bir yaklaşım.

Nergiz Yayınları Tel:(0216) 346 48 88

***

Dizelerden gönüllere

"Türk Şairi" ve "Millî Şair" sıfatlarıyla anılan Mehmet Emin Yurdakul, millî kültürün dinî ve manevi değerlerden ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini kabul eder. Yaşadığı toplumun felaket ve yoksulluğuna duyarsız kalmamış, yaşanan her türlü acıyı seslendirmeye çalışmıştır. Ülke kalkınması için çaba sarf eden çiftçileri, demircileri, zanaatkârları yüreklendirmeye gayret etmiştir. "Türk Sazı" onun, "Memleketimin sefillerinin dertlerinin küçük bir şairi olarak, bütün milletimin hür ve saadetini terennüm edebilmek için yaşamak. İşte benim hayatımın ve sanatımın gayesi." sözlerini tam olarak ortaya koyan bir eserdir.

Bilge Kültür Sanat Tel: 0212 520 72 53

 

 

 

***

Görülmeyen gerçek

Bülent Ertem, "Petro Terör" kitabında önemlibir tespitte bulunuyor: Ortadoğu'nun petrol bataklığında kaçakçılığı meslek haline getiren PKK, kazandığı kara parayla günümüzde PKK/KCK Holding denilen büyük bir ekonomik güce ulaştı. Örgüt şimdi bu ekonomik gücüne güvenerek devletin karşısına özerklik talebiyle çıkabiliyor. PKK kaçakçılıktan kazandığı petro dolarları teröre çevirerek halkımıza kan ve ölüm kusmaya devam ediyor. Türkiye'de devlet; sebebi ne olursa olsun kaçakçılığı göz yumdukça ve kaçakçılık devletin kanatları altında sürdükçe ondan beslenen ayrılıkçı PKK terörü de asla son bulmaz.

Yesevi Yayıncılık Tel:(0212) 638 50 12

 

 

 

***

HAFTANIN KİTABI

Kurtuluşun kıvılcımları

Mondros sonrası başlayan işgallere karşı ilk tepkiler, bölgesel ve kendiliğinden oluşan küçük ve örgütsüz direnişler biçimindeydi. İlk direniş ve Ulusal Kurtululuş Mücadelesinin ilk silahlı karşı koyuşu, Hatay'ın Dörtyol ilçesinde 19 Aralık 1918'de gerçekleşti. Batı Anadolu'da ise işgallere karşı ilk direniş için 15 Mayıs 1919'daki Yunan İşgali'ni beklemek gerekecekti. Bu tarih, aynı zamanda Batı Anadolu'da Kuva-yı Milliye'nin tarih sahnesine çıkışı ve modern Türkiye Cumhuriyeti'ne giden direniş yolunun açıldığı tarih de olacaktır.  Doç. Dr. Ali Ulvi Özdemir, "Anılarda Batı Anadolu Kuva-yı Milliyesi" adlı eserinde sözlü tarih çalışmalarının bir örneği olarak Kurtuluş Savaşı'na katılanların ağzından okura o günlerin bir resmini çiziyor. Kitaptaki ana konu başlıklarından bazıları şöyle: *Kuva-yı Milliye'nin Oluşumuna Giden Süreçte Siyasi ve Sosyal Gelişmeler *İşgaller Sonrası Kuva-yı Milliye'nin Fikrî Öncülleri *Efe ve Zeybeklerin Milli Mücadele'deki Rolleri *Milli Direnişin Merkezileşmesi ve Kuva-yı Milliye'nin Mustafa Kemal Liderliğine Tabi Olması Süreci

Tarihçi Kitabevi Tel:(0216) 418 68 86

***

KÜTÜPHANEMDEN

Üç padişahın hüküm sürdüğü  bir devir...

17. Yüzyıl ortalarına doğru Enderun'da görev yapmış Bosnalı Mehmet Halife'nin eseri olan "Tarih-i Gılmani"nin sadeleştirilmiş baskısı 1975 yılında Kültür bakanlığı tarafından yapılmış. Eserin tıpkıbasımı ise 1924 yılında Ahmet Refik Altınay tarafından gerçekleştirilmiş. Ahmet Refik Altınay, tıpkıbasımın önsözünde yazarı Mehmet Halife'den bahsettikten sonra eserin kısa bir eleştirisine de yer vermiştir.

Bu önsöz 1975'de yapılan sadeleştirilmiş baskıya da aynen aktarılmış. Sadeleştirmeyi yapan Kamil Su da yeni baskının girişinde; Ahmet Refik Altınay'ın önsözünde gerekli bilgiyi verdiğini belirterek Mehmet Halife hakkında bir şeyler söylemeyi gereksiz bulduğunu belirtiyor.

Mehmet Halife devrinin kendine has bir üslubu olduğuna işaret eden Kamil Su, sadeleştirme esnasında bu noktaya çok dikkat ettiğini vurguladıktan sonra eser hakkında şunları yazıyor:

"Eserde, 4. Murat, Sultan İbrahim ve 4. Mehmet (Avcı) devirlerine değinilmekte, Sultan İbrahim'in tahttan indirilmesi ve öldürülmesi, Çınar vakkası, Köprülü Mehmet Paşa'nın Boğaz Seferi, Serdar Ali Paşa'nın Varat Seferi, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın Uyvar Seferi işlenmekte, Tarhuncu Ahmet Paşa'nın Layihası, 1660 tarihinde meydana gelen büyük İstanbul yangını, Enderun teşkilatı, Enderun'dan bu devirde yetişen bilim  ve marifet erbabı hakkında etraflı bilgi verilmektedir"

Makamların para ile satıldığı, Yeniçerilerin halka zulüm ettiği, esnaf hareketlerinin yaşandığı, adaletsizliğin ve başıbozukluğun kol gezdiği bir dönemi canlı tanığının kaleminden okurken Osmanlı'nın çöküşe giden adımlarının atılmaya başlandığını görmek mümkün oluyor. Sözkonusu dönemle ilgili olaylara meraklı tarih severler için okunmasında fayda olan bir kitap. 1975 yılında toplam 30 bin adet basıldığı için bulmakta zorluk çekileceğini sanmıyorum.

(Ahmet Yabuloğlu)