Çin, Rusya ve ABD rekabeti sertleşiyor: Hint Okyanusu'nda dengeler değişiyor mu?

Çin, Rusya ve ABD rekabeti sertleşiyor: Hint Okyanusu'nda dengeler değişiyor mu?

Hint Okyanusu Bölgesi, büyük güçlerin ve bölgesel aktörlerin mücadelesine sahne oluyor. Çin ile Hindistan’ın, ABD ile Rusya’nın rekabeti bu bölgeyi nasıl etkiliyor? Ve küçük devletler, büyük güç oyunlarında hangi rolleri üstleniyor? Hint Okyanusu'nun derinliklerine dair detaylı analiz ve öngörülerle bölgedeki değişimleri keşfedin.

Jeopolitik analizlerin çoğu, Hint Okyanusu Bölgesi'nin (IOR) giderek daha akışkan bir hale geldiğini vurguluyor. Bu bölge, büyük güçlerin rekabet alanı haline gelmiş durumda. Çin ve Hindistan arasındaki mücadele, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Rusya arasındaki stratejik çekişme, bu akışkanlığın temel nedenlerini oluşturuyor. Ayrıca, Kenya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Endonezya ve Avustralya gibi bölgesel güçlerin ortaya çıkışı, bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik dinamikleri derinden etkiliyor. Bu iki büyük eğilim, Hint Okyanusu'nun altı alt bölgesinde (yani Güney Afrika, Doğu Afrika, Batı Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Avustralya'da) farklı şekillerde kendini gösteriyor ve gelecekte jeopolitiğin daha da karmaşık hale gelmesi bekleniyor.

Bu gelişen stratejik ortamda, Yemen'deki Husi isyancıları ve Maldivler gibi küçük ada devletleri de önemli rol oynuyor. Bu devlet dışı aktörler, büyük güç rekabetinden etkileniyor ve Hint Okyanusu'nun jeopolitiğinde daha fazla etki sağlıyor. Örneğin, İran destekli Husi isyancıları, İsrail'in Gazze'deki savaşına yanıt olarak, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nden geçen İsrail ile bağlantılı küresel nakliyeye saldırdı. Bu saldırılar, küresel nakliyeyi ve genişletilmiş küresel ekonomiyi bozdu, o kadar ki, ABD, İngiltere ve Hindistan, tedarik hatlarını korumak için deniz operasyonlarına başladı. İlginç bir şekilde, Çin burada dikkat çekici bir istisna oluşturuyor çünkü Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) Donanması, Kızıldeniz'den uzak durdu.

Jeopolitik akış bağlamında, Hint Okyanusu'ndaki Rusya ve Çin'in genişleyen stratejik varlığı dikkate değer. Bu durum, akışkan Hint Okyanusu jeopolitiğinin hem nedeni hem de sonucudur. İleriye dönük olarak, her iki gücün de mevcut güç dengesini sorgulamak için birlikte hareket etme olasılığı yüksek.

9c95983362af4e29be8dd7d6271aea03.png

ORTAK DENİZ TATBİKATLARI VE STRATEJİK KOORDİNASYON

Son yıllarda, hem Rus Donanması hem de PLA Donanması, Hint Okyanusu'ndaki varlıklarını genişletmiş ve düzenli olarak ortak deniz tatbikatları yapmışlardır. 2023 yılında Çin, Pakistan ile deniz tatbikatları gerçekleştirirken, Rus Donanması Myanmar ve Bangladeş ile tatbikatlar yapmıştır. Mart 2023'te Rusya, Çin ve İran, Umman Körfezi'nde deniz tatbikatları düzenlediler. Bu tatbikatlar, bu üç ülkenin birlikte düzenlediği altıncı deniz tatbikatı oldu. Azerbaycan, Kazakistan, Hindistan, Umman, Pakistan ve Güney Afrika gibi çeşitli ülkeler tatbikatlara deniz temsilcileri gönderdi. TASS'a göre, tatbikatlarda "Rus, İran ve Çin donanmalarından 20'den fazla savaş gemisi, destek gemisi ve savaş teknesi" yer aldı. Tatbikatların açıkça belirtilen amacı "deniz ekonomik faaliyetinin güvenliğini sağlamaya yönelik önlemleri uygulamak" idi; ancak, stratejik koordinasyonu artırmayı ve Batı'ya mesaj vermeyi amaçladıkları da açıktır.

Rusya ve Çin, BRICS üyesi Güney Afrika ile de deniz tatbikatı diplomasisinde yer aldılar. Şubat 2023'te gerçekleştirilen tatbikat, bu üç ülkenin birlikte yaptığı ikinci deniz tatbikatı oldu ve bu tatbikatlar Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin birinci yıldönümüne denk geldi. Bu tatbikatlar, Batı'ya yönelik açık bir stratejik mesaj taşıyordu. Güney Afrika, tatbikatların zamanlamasına rağmen, Ukrayna savaşındaki tarafsız pozisyonundan vazgeçmeyeceğini vurguladı. Aynı zamanda, Güney Afrika'nın ABD Donanması ile tatbikat yapmayı reddederek Rusya ve Çin ile tatbikat yapmayı tercih etmesi dikkat çekiciydi.

ASKERİ ÜSLER VE STRATEJİK VARLIKLAR

Rusya ve Çin, Hint Okyanusu'ndaki askeri varlıklarını güçlendirmek amacıyla bölgedeki çeşitli ülkelerde askeri üsler kurmayı hedefliyorlar. Çin, 2017 yılında Cibuti'de bir askeri üs kurdu ve Pakistan'daki Gwadar Limanı'nı deniz üssü olarak kullanmayı planlıyor. 2022'de Kamboçya'daki Ream deniz üssüne erişim sağladı. ABD Savunma Bakanlığı'nın 2023 raporuna göre, Çin'in potansiyel askeri üsler kurmayı değerlendirdiği ülkeler arasında Myanmar, Tayland, Endonezya, Pakistan, Sri Lanka, BAE, Kenya, Ekvator Ginesi, Seyşeller, Tanzanya, Angola, Nijerya, Namibya, Mozambik, Bangladeş, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları ve Tacikistan yer alıyor. Bunlar arasında, özellikle Hint Okyanusu'nda bulunan ülkeler, Çin'in stratejik erişimini genişletme hedeflerine uygun olarak değerlendiriliyor.

Rusya açısından, Sudan'da Port Sudan'da bir askeri üs kurma olasılığı, Hint Okyanusu'na erişim sağlamak için önemli bir adım olabilir. Bu üs, Rusya'nın mevcut deniz üssü olan Tartus'u tamamlayarak Orta Doğu ve Batı Hint Okyanusu'ndaki varlığını güçlendirecektir. Ancak, Sudan'daki iç savaş, bu çabaları karmaşıklaştırmış durumda.

Rusya'nın Batı ve kuzey çevrelerindeki stratejik zorunlulukları, Arktik, Baltık ve Karadeniz'deki gelişmeler, Hint Okyanusu'nda bir askeri üs edinme yeteneğini sınırlıyor. Ancak, deniz tatbikatları, liman ziyaretleri, özel askeri yüklenicilerin konuşlandırılması, savunma ihracatı ve siyasi-askeri anlaşmalar yoluyla stratejik varlığını genişletmek Moskova için tercih edilen yöntemler olmaya devam ediyor.

ÇİN-RUSYA İŞBİRLİĞİ VE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ

Çin ve Rusya, "sınırsız" bir ortaklık kurarak Ukrayna savaşından bu yana daha da yakınlaştılar. Batı'nın uyguladığı sert yaptırımlar bağlamında, Çin'in desteği Rusya'nın askeri operasyonları ve ekonomik refahı için kritik öneme sahip oldu. Bu yakın stratejik ortaklık, Hint Okyanusu jeopolitiğinde de kendini gösterebilir. Çin ve Rusya, Batı'nın etkisini baltalama konusunda ortak bir çıkar taşıyor ve İran, bu ortaklıkta istekli bir partner olarak yer alıyor. 2022'den itibaren İran, Rusya ve Çin ile daha yakın ilişkiler kurmuş durumda; düzenli ortak deniz tatbikatları ve silah platformlarının ihracatı, bu stratejik yakınlaşmanın örneklerindendir.

Çin ve Rusya'nın büyüyen stratejik varlığı, Hint Okyanusu Bölgesi'nde Batı etkisine karşı koyma potansiyeline sahip olabilir. Bölgedeki güç dengesizliği ve sorunlu noktalar, bu güçlerin stratejik olarak istismar edebileceği alanlar sunuyor. Örneğin, bazı Hint Okyanusu ülkelerinin iç siyaseti, büyük güç rekabeti için bir arena haline gelebilir. Maldivler, bu bağlamda son örneklerden biri olarak öne çıkıyor, ancak son olmayacak. Rusya ve Çin, Komor Devlet Başkanı Azali Assoumani'yi destekledi; 2024 Komor seçimlerinin bütünlüğü ve Assoumani'nin tartışmalı dördüncü teklifi, ABD tarafından eleştirildi. Bu durum, Batı ile Çin ve Rusya arasındaki rekabetin, Hint Okyanusu devletlerinin yönetiminde demokrasi ve insan hakları konularında yoğunlaşabileceğini gösteriyor. Batı, liberal değerler yerine stratejik etkiye mi öncelik verecek, yoksa rekabeti ideolojik terimlerle çerçevelemeye devam mı edecek?

Tarihsel olarak olduğu gibi, birçok bölgesel devlet, kendi çıkarları doğrultusunda Batı yerine Çin ve Rusya ile ilişki kurma eğiliminde olabilir. Bu, bölgedeki Batı etkisini zayıflatabilir ve Çin ile Rusya için yeni fırsatlar yaratabilir. Ancak, bu dinamiklerin karmaşıklığı ve değişkenliği, Hint Okyanusu jeopolitiğinin gelecekte daha da akışkan ve karmaşık hale geleceğini ortaya koyuyor.

russian-fleet.jpg