Çin Ordusu'nda toplu tasfiyeler sürerken iki general açığa alındı. Çin'de neler oluyor?

Çin Ordusu'nda toplu tasfiyeler sürerken iki general açığa alındı. Çin'de neler oluyor?

Çin'in Tayland'a olan arzularının giderek depreştiği şu günlerde ülkenin önde gelen askeri kurumlarında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Peki bunları nasıl yorumlamak gerekir?

Çin Komünist Partisi Politbürosu 24 Haziran'da ülkenin iki savunma bakanı General Wei Fenghe ve Li Shangfu hakkında yolsuzluk soruşturması başlatıldığını duyurarak dünyayı şoka uğratmıştı. Bununla da yetinmeyen politbüro her iki generali de iktidardaki Halk Kurtuluş Ordusu'ndan ihraç edilmesine yönelik yeni bir karar aldı. İki eski bakanın rütbeleri söküldü ve şimdi ordu tarafından soruşturmaya tabi tutuluyorlar. Fakat bu tarihi kırılma anı birden bire patlak vermedi. Bu, Çin'de yaklaşık bir yıldır devam eden ve uluslararası basından olabildiğine saklanan ordu içi kargaşanın son halkası.

20240627-fhfhf-20240627104952113.jpg

Parti, 1927'de kurulan Çin Ordusu'nun tarihinde ilk kez aynı gün iki savunma bakanı hakkında yolsuzluk soruşturması başlatıldığını duyurdu. Hong Kong'da yayımlanan South China Morning Post adlı gazetede konu hakkında önemli bir yazı kaleme alan William Zheng'e göre bu "alışılmadık karar", Komünist Parti liderliğini Çin'in savaş kapasitesine ve nükleer caydırıcılığına bir tehdit olarak görülen ısrarlı yolsuzluklar karşısında duyduğu öfke ve hayal kırıklığına işaret ediyor.

Güvenlik nedenleri gerekçesiyle ismi gizli tutulan Nanjing Üniversitesi'nden bir siyaset bilimci ise Asian Portal'a yaptığı açıklamada "Wei ve Li'ye yönelik suçlamalarda Parti'nin kızgınlığını ve öfkesini hissedebiliyorsunuz. Bu tam manasıyla 'Beni en önemli işimde nasıl yüzüstü bırakırsınız!' hissi. Bu çok açık. Yani meselenin basit bir yolsuzluk davası olmadığı ayan beyan ortada" ifadelerini kullandı. Uzmanlar Komünist Parti liderlerinin subaylar arasındaki yolsuzluğun Xi Jinping'in Çin'in nükleer cephaneliği üzerindeki kontrolünü sorgulattığına inandıklarını tahmin ediyor.

chinese-communist-party-politburo-meeting-under-xi-jinping-scaled.jpg

General Wei, 2018-2023 yılları arasında savunma bakanı olarak görev yapmadan önce, ülkenin nükleer silahlarının neredeyse tamamından sorumlu olan Çin Roket Gücü'nün ilk şefiydi. Geçen yılın ikinci yarısında bir dizi "alışılmadık olayın" yaşandığı bu birimde, son yıllarda tasfiye üstüne tasfiye yaşandı.

Örneğin Roket Gücü'nün en üst düzey iki subayı, bir siyasi komiser ve komutanla birlikte geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda mevzubahis birimin dışından subaylarla değiştirildi. Geçen yılın son yarısında ise Roket Gücü'nde en az 70 kişinin kaybolduğu bildirildi. 21. yy.'da kaybolma vakası ilginç gelebilir ama bu Çin'de hemen hemen her gün yaşanan bir olay. Geçtiğimiz Temmuz ayında yaşanan toplu tasfiyenin öncesinde ise Roket Gücü'nün Üçüncü Daire Başkanı'nın kendini asarak intihar ettiği basına sızmıştı. Haberi yapan gazeteciler de şu anda kayıp.

2023-03-12t034138z-356971332-rc2grz9zac10-rtrmadp-3-china-parliament-security.webp

Roket Gücü, Xi Jinping'in Tayvan'ı ilhak etme çabaları için kilit rol oynadığı biliniyor. Çin'in kavgacı lideri, tüm belirtilere göre, müttefiklerinin Tayvan'a savunmaya gelmekten vazgeçirmek için nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmayı planlıyor. Bu yüzyıl boyunca ama özellikle de 2021'in ortalarından beri Çin'in bütün dünyanın gözüne baka baka uygulamaya çalıştığı caydırıcılık politikasının en kilit unsurunu oluşturuyor.

Şayet Tayland'ın müttefikleri Roket Gücü'nün gözünü karartamayacağını düşünseydi bu tehditler elbette inandırıcı olmazdı. Aslında bazı uzmanlar Çin'deki endemik yolsuzluğun bu şubenin yeteneğini zayıflattığına inanıyor. Ocak ayında Bloomberg News, yaygın yolsuzluk nedeniyle Çin'in füzelerinin yakıt tanklarının itici yakıt yerine suyla doldurulduğunu bildirdi.

Çin Merkezi Askeri Komisyon'un başkan yardımcısı ve Çin'in 3 numaralı askeri yetkilisi olan General He Weidong, Mart ayında "sahte savaş yeteneklerine" şiddetle karşı çıktı. South China Morning Post'un haberine göre General He bu çıkışıyla askeri teçhizat alımındaki yolsuzluklara atıfta bulunuyordu. Sonrasında daha da ilginç bir şey oldu ve General He'nin yorumları kısa sürede South China Morning Post'tan ve diğer internet sitelerinden bir anda silindi.

social.jpeg

Singapur'daki S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Okulu'ndan James Char, CNN International'a yaptığı açıklamada "Bence bütün bu yaşananlar bile Çin'in gerçek savaş yetenekleri hakkında çok şey söylüyor" dedi.

Burada şu soruyu sormak gerekiyor: Çin'in askeri kanadındaki çalkantı, hazır olma durumunu aşındırdı mı ya da kıdemli subayların iradesini zayıflattı mı? Evet, ilk bakışta öyle görünüyor. Ne de olsa tasfiyelerin devam ettiği bir dönemde generaller ve amiraller kendi ülkelerindeki siyasi düşmanlardan gelen amansız saldırılarla meşgul olmak durumunda kalacaklar.

Ancak birçok analist bu yüzeysel bakış açısını bir kenara bırakıp farklı bir görüşü benimsiyor. Uluslararası Değerlendirme ve Strateji Merkezi'nden Richard Fisher, General Wei ve Li'nin görevden alınmasının ardından yaptığı bir açıklamada "Çin'deki sistem istikrarsız görünse de bu ille de askeri etkisizlik anlamına gelmiyor. Unutulmamalıdır ki Halk Kurtuluş Ordusu'nun temel stratejisi en beklenmedik bir anda ve kitlesel olarak saldırmaktır" dedi.

91895820.webp

Eski bir ABD Donanması istihbarat subayı olan ve Embracing Communist China kitabının da ortak yazarlarından James Fanell ise konu hakkında kaleme aldığı bir yazıda "Halk Kurtuluş Ordusu'nun iki generalinin Komünist Parti üyeliğinden çıkarılması, Genel Sekreter Xi'nin Çin Komünist Partisi ve ordu üzerinde yaşadığı sıkıntıların bir göstergesi olarak görülse de daha iyi bir görüş, bu kişilerin görevden alınmasının Xi'nin Tayvan'ı işgal etmeden önce ordunun bütünlüğünü ve güvenilirliğini sağladığının bir göstergesi olduğudur. Daha da önemlisi, Çin donanmasının eski komutanı ve Doğu Çin Denizi Ortak Operasyon Merkezi'nin eski komutanı olan Amiral Dong Jun'un Savunma Bakanı olarak atanmasıdır. Bu atama Xi'nin 2012 yılında orduya verdiği Tayvan'ı ele geçirme kabiliyetini geliştirme emrine bağlılığını gösteriyor" yorumlarında bulundu.

448a5bd66cf31b787b6d1e.jpg

Tayvan Boğazı'nı geçmenin tavsiye edilebilirliği konusunda ise uzmanlar arasında ciddi bir görüş ayrılığı muvcut. Prag merkezli düşünce kuruluşu Sinopsis'ten Charles Burton, Nisan ayında "Çin'in askeri liderliğinin önemli bir kısmı Tayvan'a karşı harekete geçilmesine karşı çıkıyor" demişti. O zamanlar çok da ciddiye alınmayan bu görüş şimdilerde yavaş yavaş popüler olmaya başladı. Özellikle ülkenin önde gelen askeri düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Çin Hava Kuvvetleri eski generallerinden Liu Yazhou'nun, böyle bir işgale karşı çıktığı için 2022 yılında ölüm cezasına çarptırıldığı hatırlanacak olduğunda Burton'a hak vermemek pek de mümkün gözükmüyor.

4e504d436b337f2230e7eb08eb82d046.jpg

Sonuç olarak Çin'deki savunma bakanlarının tasfiyesi, Xi'nin subaylar üzerindeki kontrolünü arttırdığının kesin bir işaretidir. Bundan sonra ne olacağını tahmin etmek ise ne yazık ki zor değil ama bekleyip görmekte fayda var.

İlgili Haberler