Seçim yarışının son 2 haftasındaki heyecanı geride bırakmış, içimizde derin sıkıntılarla da olsa, biraz olsun ayaklarımızı uzatmış, tansiyonumuzu kontrol altına almaya çalışırken, futbolu yeniden hatırladık.
Süper Lig’in son 2 haftasına nefes nefese giren 2 takımın (haydi, çok az da olsa Beşiktaş’ı da ekleyelim, 3 takımın ) şampiyonluk yarışında en kritik gündü.
Zaten günler öncesinde, Günboyu Spor Editörü’nün “Zafer Abi bu maçı senden istiyoruz” mesajlı telefonu ile görevi almıştım... Ama ofisten eve dönerken, maç İstanbul’da olmamasına rağmen, metroda otobüste rastladığım GS formalı taraftarları ve GS bayrağı satıcılarını görünce, “olayın ciddiyetini, günün mana ve ehemmiyetini” bir kez daha kavrıyordum.
Böyle “son metrelere nefes nefese girilen haftalar”ı geçmişten hatırlarız. Üstelik de, tarihte yine “Galatasaray ile Ankaragücü’nün,üstelik yine Ankara’da” bir “kader maçı” oynadığı vakidir. Beşiktaşlılar’a o maçı hatırlatmayın. Çok şey anlatırlar... İçinde “Zalad” diye bir sözcük ve 8 ile 0 rakamlarının geçtiği çok derin şeyler...... diyelim ve maça geçelim.
Bardaktan değil kovadan, hattâ tanklardan boşanırcasına yağan bir yağmur altında oynanan maç, bunca kötü hava ve saha koşullarına rağmen ilk dakikada, serbest atışlar dışında neredeyse hiç yavaşlamadı. Bir basketbol maçını andıran bir tempoda oynandı ilk devre. Lhani öyle maçlar vardır ya.... “İçeri çay doldurmaya” ya da “zaruri ihtiyaç molasına” bile gidemezsiniz. Tam öyle bir oyun.
Yenerse şampiyonluk turu atacağını bilen Galatasaray da, yenilirse henüz 12’nci sırada olmasına rağmen “ateş hattına” yaklaşacağını bilen Ankaragücü de, işi sonraki haftalara bırakmak istemiyorlardı haliyle. Bir de İstanbul’dan Fenerbahçe’nin 2’nci dakikada Valencia’dan gelen gol haberini alınca, ayrı bir “motivasyon ağırlığı” yüklendi maça.
Galatasaray dalga dalga gelen ataklarının meyvesini, henüz 7’nci dakikada Mauro İcardi’nin ayağından aldı. Sağdan gelen mükemmel asisttte topa, Ankaragücü defansının bir anlık “uyuması” sonucu rahatça ve yakın mesafeden vuran Icardi, bu sezon aldığı her kuruşu, her cent’i fazlasıyla hakettiğini gösterdi.
Ama, özellikle kanatlardan yoğun bir baskı yemesine rağmen Ankaragücü cevap vermekte gecikmedi. 14’te karşı karşıya Ali Sowe’un gecikip iyi vuramadığı ve Muslera’ya takıldığı pozisyonun hemen ardından, dakika 16’da çok daha zor pozisyonda sağ çaprazdan vuran Milson, Muslera’nın adeta koltukaltından (Zaladvari) içeri aldığı topla takımına beraberliği getiriyordu.
7 dakika önce şampiyonluk bayraklarını hazırlayan Cimbom taraftarından sonra bu kez Fenerbahçeliler ümitleniyordu İstanbul’da.
Eminim o dakikalarda Türkiye çapında bir mesaj trafiği ve telefon trafiği grafiği izlense, enteresan sayılar dolaşırdı ortalıkta.
Galatasaray daha iyi pas yapan ve kanatları daha iyi kullanan bir takım olduğunu, daha hızlı tehlikeli atak yapabildiğini gösterdi bundan sonraki dakikalarda. Rashica, Kerem ve Toreira da iyi gününde olunca Galatasaray’ı tutabilmek çok zor. 44’te Ankaragücü’nden Zahid’in harika topu direkten dönmese belki de devre arasına çok düşünceli gidecekti Galatasaray.
Ancak 45+4’te yine Cimbom’un yıldızı çıkıverdi sahneye.. Soldan Kerem Aktürkoğlu’nun muazzam asistine uçarak kafayı dokunan Mauro Icardi, ilk yarının skorunu belirledi. 2-1
Belki de, bu dakikalarda yurdun dört bir yanındaki Galatasaray taraftarı, bu akşamdan atılacak bir şampiyonluk turu için bir kez daha hevesleniyor, gecenin ilerleyen saatlerine başka bir program yapmak istemiyordu.
İkinci yarıda tempo düşmek bir yana aynı şekilde devam etti.
73’ncü dakikada, Ankaragücü rakip ceza sahasında gol ararken bir “penaltı kokan” bir pozisyona hakem devam dedi. O top hızlı bir kontratağa dönüşüyor ve Barış Alper Yılmaz, Galatasaraylılar’a şampiyonluk şarkılarının ilk notaları söyletmeye başlamıştı bile. 3-1
Buradan dönmezdi artık bu maç. Galatasaray, her geçen dakika, hedefe daha da fazla kilitleniyor ve “Bitirelim şu işi... Ligin kaderini bugün belli edelim artık” diyordu.
77’de kornerden gelen topa Sergio Oliveira kafayı vurduğunda da, ligin (en azından zirvesinde) geri kalan maçlar artık birer formaliteye dönüşüyordu.
Seyrantepe’de Fenerbahçe ile oynanacak Derbi bile.
“ŞAM-Pİ...” hecelerinin sonuna, “Y harfi de, O harfi de N harfi de” eklenmişti artık.
Tebrikler 2022 – 2023 Süper Lig Şampiyonu Galatasaray.
Tebrikler Okan Buruk.
30 yıl önce yine bir Ankaragücü maçında, o ünlü tartışmalı maçta Galatasaray forması ile ilk şampiyonluğunu tatmıştı Okan Buruk. Bugün Teknik Direktör olarak Sarı Kırmızılı takımı şampiyon yaptı. Anlamlı bir başarıdır.
Hakkını teslim edin Okan’ın...
Kariyerinin göreve erken yıllarında 2 İstanbul takımını birden şampiyon yapmak önemli bir başarıdır.
(Zafer Arapkirli)