Cihat Yaycı'dan CHP'li Namık Tan'a: İstifa et ve Yunan Parlamentosuna git

Cihat Yaycı'dan CHP'li Namık Tan'a: İstifa et ve Yunan Parlamentosuna git

CHP Milletvekili Tan, Türkiye'nin denizlerdeki egemenlik haklarını savunan Mavi Vatan için “Masal” benzetmesi yaptı. Tan'ın istifaya çağıran Müstafi Tümamiral Yaycı'dan “Davet alması durumunda Yunanistan parlamentosunda görev almaya davet ediyorum” tepkisi geldi.

Türkiye ile Somali arasındaki savunma iş birliği anlaşması çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Somali'nin deniz yetki alanları da dahil olmak üzere, iki ülke tarafından belirlenen bölgelerde iki yıl süreyle görevlendirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Görüşmeler sırasında CHP İstanbul Milletvekili eski Washington Büyükelçisi Namık Tan, Cumhurbaşkanlığı tezkeresine yönelik eleştirilerini yaptığı konuşmayla dile getirdi. Tan, konuşması sırasında AKP'nin dış politika hamlelerini eleştirmek için "Adeta 'Lafla peynir gemisi yürümüyor' deyişini yanlış çıkarmak için dış politikayı her koşulda bağırıp çağırarak yürütmeyi yeğledi. Orada da durmadı; yeri geldi, Osmanlı'yı ihya hayalleri kurdu; sınır ötesi harekâtlarla yetinmedi, denizaşırı maceralara yeltendi. Bir ara tutturduğu Mavi Vatan masalından -o da koşulların zorlamasıyla yani ekonominin iflası kapıya dayanınca- neyse ki oldukça çabuk yüz geri etti" ifadelerini kullandı.

Tan'ın, konuşması esnasında "Mavi Vatan masalı" ifadelerini kullanması sosyal medyada gündem olurken Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’dan sert tepki geldi. Yaycı, kurucusu olduğu

Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi’nin (TÜRKDEGS) sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Dış politikada Türkiye’yi zor durumda bırakacak açıklamalarıyla ve Mavi Vatan karşıtlığı ile meşhur olan Ünal Çeviköz’ün ardından, şimdi de Namık Tan aynı geleneği sürdürmektedir” dedi.

“Mavi Vatan’a ‘masal’ diyen bu şahıs ve gibilerin amacı Türkiye’nin; 462.000 kilometrekarelik ekonomik deniz ülkesinden vazgeçmesini, Libya-Türkiye Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırma Antlaşmasını iptal etmesini, Yunanistan’ın bir takım ada devleti olduğu hukuka aykırı iddiasını, Adalar Denizi’nin bir Yunan Gölü olduğunu, deniz hukukunu katleden Sevilla Üniversitesi Haritasını kabul etmesini, Yunanistan’ın egemenliği kendisine ‘Gayri Askeri Statüde’ olmak kaydıyla devredilen adaları silahlandırması ve askerileştirmesine ses çıkarmamasını, Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Yunanistan’a devredilemeyen Ada, Adacık ve Kayalıklara (EGAYDAAK) sahiplenmesini kabullenmesini,

Yunanistan’ın 6 millik karasularının ötesinde dünyada eli benzeri şekilde 10 millik hava sahası iddiasına saygı göstermesini, Yunanistan’ın Adalar Denizi’nde karasularını 6 milin üzerine çıkarmasını kabullenmesini, Montrö Sözleşmesi hükümlerini emperyal güçlerin istediği gibi uygulamasını ya da uygulamamasını, Somali ve Libya ile imzalanan ve söz konusu devletlerle birlikte, o devletlerin denizlerinde petrol, doğal gaz, balık vs çıkarmasını ve pay almasını içeren antlaşmalardan çekilmesini, Türk Devletler Teşkilatı’ndan çekilmesini, KKTC’nin bağımsız ve müstakil devlet olduğu politikasından vazgeçip, Yuna-Rum tezleri çerçevesinde Türklerin azınlık olacağı federasyon tezlerini kabul etmesini ve Suriye ile ilişkilerinin düzelmemesini ve sığınmacıların ülkelerine, PKK/YPG’nin ‘teröristan’ kurmaya çalıştığı alanlara dönmesini sağlamamasını istemektedir” ifadelerini kullanan Yaycı, şöyle devam etti:

“Yazıklar olsun, Sanki TBMM’de konuşmuyor. Mavi Vatan masalıymış… Büyük Atatürk ‘Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız’ demişken Mavi Vatan’a karşı çıkanların ne Atatürk ile ne de millilik ilgisi olabilir.”

DIŞİŞLERİ BAKAN FİDAN’A “MİLLİ MESELE” ÇAĞRISI

Bugüne kadar Mavi Vatan’a karşı çıkanların FETÖ, Yunan, Rum, Ermeni ve emperyalist güçleri ve bunların uzantıları olduğunu kaydeden Cihat Yaycı, “Türkiye’yi yönetmeye aday siyasilerin Mavi Vatan’a karşı çıkmasının değerlendirmesini Büyük Türk Milleti’ne bırakıyorum. Bu şahısların ne Yunanistan’ın haksız taleplerine, ne de FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri aleyhine bir konuşma yaptıklarına ve tepki gösterdiklerine de şahit olmadık. Bu şahıs ve benzerlerinin sözleri ile Yunan-Rum, Ermeni, FETÖ , PKK, emperyalist güçlerin söylemleri ile ne kadar benzerliğinin değerlendirmesini Yüce Türk Milletinin feraseti ve sağ duyusuna bırakıyorum” dedi.

“Denizlerdeki Misak-ı Millimiz olan Mavi Vatan davamız için ‘masal’ nitelendirmesinde bulunan CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ı şiddetle kınıyorum. Kendisini derhal istifa edip, davet alması durumunda Yunanistan parlamentosunda görev almaya davet ediyorum” ifadelerini kullanan Yaycı, partisi ve ideolojisi ne olursa olsun Türk nesillerinin denizlerdeki hak ve çıkarlarına sahip çıkmayı, korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen haklı ve milli davaları Mavi Vatan ülküsünün karşısında duran tüm müstemleke ve mandacı zihinlere karşı mücadelelerinin süreceğini söyledi. Yaycı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da etiketlediği açıklamasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a da atıf yaparak şunları kaydetti:

“Bu vesileyle Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın da artık ‘Mavi Vatan’ ifadesini kullanmasının zamanı geldiğini ve bunun milli bir mesele olduğunu ifade ermesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.”

“ATATÜRK’ÜN DİREKTİFİYLE VÜCUT BULAN TÜRK'ÜN MİLLİ ÜLKÜSÜNÜN FİİLİYATTA HAYAT BULMUŞ HALİ”

Namık Tan'ın TBMM'de yaptığı konuşmada, 'Mavi Vatan' için 'masal' ifadesini kullanmasına kendi partisinden de tepki geldi. CHP’nin Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, X hesabından yaptığı açıklamada "Mavi Vatan" kavramının Türkiye Cumhuriyeti’nin denizlerdeki hak, alaka ve menfaatlerinin somutlaşmış bir ifadesi olduğunu belirtti. “Bu kavramı ortaya koyan konseptin teorisi ile konseptin denizlerimizdeki fiili uygulamaları her türlü siyasi mülahazaların dışında olup uzun yılların emeğine dayanır” diyen Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
“Bu konseptin temelini; hamaset ve şovenist fikirler değil, ömürlerini denizlerde geçirmiş amiraller, ticari Bahriye’de görev yapan denizciler, deniz hukuku alanında çalışan bilim insanları ve akademisyenlerin fikirlerinin yanı sıra örneğin Ege Denizi’ndeki egemenliği tartışmalı adaları ilk kez gündeme getiren merhum amiral Güven Erkaya, Milli Gemi Konseptinin mimarı merhum amiraller Vural Bayazıt ve Özden Örnek’in denizcilik gücünün geliştirilmesine katkı sağlayan çabaları oluşturur.

Mavi Vatan konsepti, denizlere yönelik Atatürk’ün direktifi ile vücut bulan Türk'ün milli ülküsünün fiiliyatta hayat bulmuş halidir. Mavi Vatan konseptini anlatmak, açıklamak, öğretmek ve savunmak bir Türk amirali olarak benim görevimdir."

MASAL DEMEK AKIL VE MANTIKLA BAĞDAŞMAZ

Mavi Vatan'ın isim babası Emekli Amiral Cem Gürdeniz de CHP’li Namık Tan'ın ifadelerine sert çıktı. Gürdeniz, “Mavi Vatan bir masal değildir. Mavi vatan, jeopolitik suikastlara hayır demektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti yaşadığı sürece kim iktidarda olursa olsun Mavi Vatana siyaset üstü tutumla sıkı sıkıya sarılmak zorundadır” dedi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımının devamında şunları ifade etti:

"Ana muhalefet Partisi Dış İlişkiler Danışmanı eski Washington DC Büyükelçisi bir milletvekili, Meclis’teki konuşmasında mavi vatana ‘masal’ demiş. Mavi Vatan’ın 21. yüzyılda Batı emperyalizmi tarafından denizlerden kıtaya itilen Türkiye’nin bir direniş manifestosu olduğunun bilinmediğini sanmıyorum. Mavi Vatan’ın bir jeopolitik yöneliş olarak Türkiye’nin denizcileşmesi ve denizlerdeki çıkarlarının korunarak geliştirilmesinin bir sembolü olduğunun bilinmediğini de sanmıyorum. O halde Mavi Vatan’a ‘masal’ demenin ardında başka saikler aramak gerekir. Mavi vatana masal demek;

Doğu Akdeniz’de ve Ege’de 200.000 kilometrekarelik kıta sahanlığımızdan vazgeçerek AB ve ABD’nin dayattığı Sevilla haritasına evet demektir. Ege’de Türkiye’nin Akdeniz’e doğrudan erişimini kesecek şekilde Yunan Karasularının 12 mile çıkmasına evet demektir. Ege’de Kardak benzeri 153 ada, adacık ve kayalığın egemenliğini sorgusuz sualsiz Yunanistan’a devretmek demektir. Kuzey Kıbrıs’ta KKTC’yi sonlandırarak Annan planı benzeri bir federasyonu desteklemek ve ikinci donanma etkisi yaratan Türk kolordusunu geri çekmek demektir. Montrö Türk Boğazlar Sözleşmesini sulandırarak batı emperyalizmi ve NATO çıkarları için Karadeniz’de aktif tarafsızlığımızı sonlandırarak, ABD yanında vekâlet savaşına girmek demektir. Son tahlilde Güneydoğu’da Irak ve Suriye’yi de kapsayan, İsrail jeopolitiğine hizmet edecek, denize çıkışı olan kukla bir Kürt devletine ‘evet’ demektir.”

Mavi Vatan’ı koruyamayanların ana vatanını da koruyamayacağını vurgulayan Gürdeniz, “Bu skandaldan ders de çıkarmak gerekir. Demek ki Büyükelçilik yapmış olsalar da diplomatlarımızın yoğun jeopolitik, deniz tarihi ve strateji konularına hakim olacak şekilde yetiştirilmeleri gerekmektedir. Demek ki ana muhalefet partisi geçmiş dönemde de yaşandığı üzere Mavi Vatan ve Türk jeopolitiği konusunda fikir beyan eden siyasetçilerinin kafa karışıklığını netleştirmek ve Türk milletine denizlerdeki çıkarlarımızı koruyacak duruşa ve görüşe sahip olduğunun güvencesini vermek zorundadır. Akdeniz’de son dört yıldır hiç bir sismik ve sondaj faaliyeti icra edilemezken iktidarın Somali’ye donanma unsuru göndermesinin eleştirilmesi ayrı bir konudur. Ancak bu konuyu eleştirirken Mavi Vatana masal demek akıl ve mantıkla bağdaşmaz" dedi.

İlgili Haberler