İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, Cumhurbaşkanlığı kararı ile VakıfBank’ın yüzde 58,5’lik hissesinin Hazine ve Maliye Bakanlığı’na devredilmesine tepki gösterdi. Söz konusu hamlenin VakıfBank’ın Cumhurbaşkanlığı eliyle Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın emrine verilmesini amaçladığını vurgulayan Paçacı, “Vakıfbank’ın Katarlılara devri için mi yoksa yandaşlara devri için mi değeri düşük tutulmuştur?” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Cihan Paçacı, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.
“3 Aralık 2019’da gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait yüzde 58,5 oranında çoğunluğu teşkil eden Vakıfbank hisseleri Hazineye yani damadın emrine verilerek adeta peşkeş çekilmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu’na göre, Vakıfbank gibi halka açık olan şirketlerde yönetimi oluşturan çoğunluk hisselerinin değişmesi sonucunda ilgili kanundaki düzenlemelerin devreye girmesi gerekmektedir.
24 Ocak 2014 tarihli ve 28891 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan SPK’nın
Pay Alım Teklifi Tebliğ'in "Pay Alım Teklifine İlişkin Esaslar" başlığını taşıyan 5. Maddenin 1. Fıkrası,
"Zorunlu Pay Alım Teklifi" başlığını taşıyan 11. Maddenin 1 ve 2. Fıkrası,
"Pay Alım Teklifinde Bulunma Zorunluluğundan Muafiyet" başlığını taşıyan 18. Maddesi'nin 1(b) fıkrası hükümleri dikkate alınarak konunun değerlendirilmesi şarttır..
El değiştiren %58,5 hisse için hisse sayısı ise 1.461.283.424 adet olup bu devir sonucu 8.030.629.185 Türk Lirasının ödenmesi gerekmektedir.
Finansal hesaplama ile ilgili hatalara ve sorulara geçmeden önce önemli konularda kamuoyunun dikkatini çekmek isteriz.
Vakıfbank 1954 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünün yönettiği ve topladığı yıllık Vakıf gelirlerinden sermayesi ödenerek kurulmuş bir bankadır. Vakıf gelirleri ile kurulduğu için Vakıflar Genel Müdürlüğü emaneten vakıflar adına bu bankayı yönetmekte ve Vakıflar Genel Müdürü Vakıfbank’ın Yönetim Kurulu başkanlığını yıllarca bu sıfatla üstlenmektedir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank hisseleri satılabilir, devredilebilir veya el konulabilir bir hisse değildir.
Uzun süredir Vakıfbank’ın hazineye devredilebilmesi için çalışma yapıldığı ve hatta bu amaçla 2013 yılında Sayın Ali Babacan’ın Hazine'den Sorumlu Bakan olduğu dönemde, Anayasa Mahkemesinden gerekli hukuksal gerekçe çıkarmaya çalışıldığı bilinmektedir ki bu konuda ilgili bakanın açıklamaları haber sitelerinde hala durmaktadır.
Bu yönteme yani zorla hukuku değiştirerek hukuksal olmayan biçimde bir mala el koymak ve ayrıca bu malın vakıf malı olması tarihsel bir hata ve hukuka karşı hile yapma çabasıdır.
Dünyada ilk vakfın 1049 yılında Türkler tarafından kurulduğundan bugüne bin yıldır, vakıf malına el koyma rezaleti yaşanmamıştır.
Vakıf malı tahsisli maldır, tahsis edilen Vakıf veya amaç haricinde kullanılamaz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki hisseleri mazbut vakıflara ait olup Osmanlı dönemi vakıflarına (52 bin adet) ait gelirler ile kurulan bir bankadır.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün görevi sadece bu varlığı vakıflar adına idare etmekten ibarettir. Dolayısıyla bu devredilen hisseler herhangi bir idari organa da ait değil ortak vakıf malıdır. Vakıf hisseleri ve vakıf mallarının gelirleri ne bir şahsa veya bir kuruma verilemez ve devletleştirilemez. “
“NEDEN DİĞER HİSSEDARLARA TEKLİFTE BULUNULMADI?”
“Sermaye Piyasası Kanununa göre, Vakıfbank gibi halka açık olan şirketlerde yönetimde çoğunluk hisselerinin değişmesi sonucunda ilgili kanundaki düzenlemelerin de devreye girmesi gerekir.
Bu durumda, 9,4956 TL lik fiyatın hem Vakıfbank’ın ortağı Vakıfbank Emekli Sandığına (Vakıf Statüsünde) hem de borsada halka açık kısımda borsadan Vakıfbank hisselerini almış olanlara yapılması gerekirdi.
Bugün borsada Vakıfbank hissesi hala 5,25’den işlem görmektedir.
Neden diğer hissedarlara teklifte bulunulmadı, bu açıkça sermaye piyasası kanununa muhalefet anlamına gelmiyor mu? “
Vakıf Bank Mali Bilgiler Tablosu
“KATARLILARA DEVİR İÇİN Mİ DEĞERİ DÜŞÜK TUTULDU?”
“Kriz dönemi yaşadığımız bu ekonomik ortamda bankanın satış işine girişilmesi gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Eğer banka satışı bu fiyattan söz konusu olacaksa bankanın 4.1 milyar Amerikan Doları olarak belirlenen değeri de piyasa değerlerine göre oldukça düşüktür.
Vakıfbank’ın Katarlılara devri için mi yoksa yandaşlara devri için mi değeri düşük tutulmuştur?
Hisseleri halka açık olan Vakıfbank’ın değerlemesi hangi kriterlere göre yapılmıştır?
Değerlemeyi kim yapmıştır?
Özellikle belirtmek isteriz ki, değerlemeler bankaların karlılıkları üzerinden yapılır, burada anlaşılan hisse fiyatı hesaplanırken öz kaynak değerinin bile altında bir rakam ile hesaplama yapılmıştır.
Bu durumda bilançosunda ve karlılığının en az olduğu kriz döneminde banka satmak yok pahasına bir satış olacaktır. Bu durum piyasada “ucuza mal kapatmak” anlamına gelir ve bu durum hukuk Devleti anlayışı ile uyuşmaz.
Söz konusu devir işlemi sonucunda Vakıflar Genel Müdürlüğüne doğrudan ödeme yapılacak mıdır? Yoksa Hazine kira sertifikası ihracı yaparak ya gelen nakit ya da sertifika karşılığı oluşacak kaynakla mı ödeme yapacaktır? Kısacası Hazine de ödeme yapacak para var mıdır, yok mudur?
Para yoksa Hazine borçlanarak mı banka alıyor? İşte bu durum bankanın başka bir amaçla Hazineye devredildiğini akıllara getirmektedir. Vakıfbank’ın hisseleri ne amaçla Hazineye devredilmiştir? Sarayın gizli bir hedefi mi vardır?
Vakıfbank’ın hisse devrinin gelecekte “Tank Palet Fabrikası” satışına benzememesini diliyor ve kamuoyunun dikkatini ülkenin uzun yıllarda yarattığı değerlerin korunmasına çekmek istiyoruz.
Bankanın gerçek sorunlu kredilerinin ödenmiş sermayeye oranının açıklanması gerekiyor. Çünkü borsada halka açık bir şirket bu banka ve çoğunluk hisseleri el değiştirmektedir.”
“CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI İPTAL EDİLMELİ”
“Bankanın 2018 sonu bilançosuna göre 28 milyar öz kaynağı vardır. Ve buradan hisse değerini hesaplanınca hisse başına 11,2 TL çıkmaktadır. 9,4956 TL nereden çıkmıştır? Bankanın öz kaynağı 12 ayda 5 Milyar TL eridi mi? Vakıflar Genel Müdürlüğü bürokratların yönettiği bir kurumdur. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise tamamen siyasi bir kurumdur ve bu değişim bankaya doğrudan siyasi müdahale olarak görülecektir.
Bu el değiştirmede dışarıdan Türkiye analizi yapan kurumlar ve Türkiye’deki yabancı yatırımcıları olumsuz etkileyecektir. Güven kaybı artarak devam edecektir. Vakıflar Bankası uzun zamandır AKP iktidarının 17 yıldır satışını istediği bir kamu kurumu niteliğinde bir bankadır. Yasalar da kamuoyu da vakıf malı olan bu kamu bankası Vakıfbank’a bugüne kadar sahip çıkmışlardır.
O vakıf hisseleri ki tüyü bitmemiş yetimlerin hakkıdır ve sarayın veliahttı olan damat Berat Bey emrine yasalara aykırı şekilde devredilmiştir.
Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu ve Sermaye Piyasası kanunu Var mıdır? Yok mudur?
Eğer ülkede Sermaye Piyasası Kanunu varsa,
Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nde Vakıflar Kanunu varsa,
Eğer Türkiye’de Vakıflar ile ilgili uygulamalar Türk Medeni Kanunu’nun güvencesinde ve Anayasa Güvencesinde ise; yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptal edilmesi gerekir.
AKP iktidarları döneminde 1000 yıllık Vakıflar tarihimizde olmayan hak yeme, el atma ve el koyma olayları yaşanmıştır. Bu sebeple bu yaratılan haksızlığa, hukuksuzluğa ve bu topluma karşı işlenen toplum (vakıf) malına el atma durumuna karşı yine yüzyıllar önce durumu öngören Osmanlı padişahları her tahta çıktıklarında vakıflarla ilgili beddualar yayınlamışlardır.
Bu vakıf malını kaçırma operasyonuna Kanuni Sultan Süleyman’ın Vakıf bedduası ile cevap vermek yerinde olur.
Vakıflar genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde de yer alan, Kanuni’nin “vakıf bedduası” şu şekildedir;
"Allah'a ve Ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden, Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz.
Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikâp etmiş olur.
Böylece günahkârlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun.
Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez..."
Bu bedduayı biz yapmadık. Yaklaşık 500 yıl önce bugünleri gören cennet mekan Kanuni Sultan Süleyman yapmıştır. İYİ Parti olarak biz bu bedduaya canı yürekten, “amin” diyoruz…
Ancak “Tek Adam” denilen Partili Cumhurbaşkanı yayınladığı kararname ile ne padişahların beddualarını, ne hakkı, ne hukuku dikkate almamaktadır.
İYİ Parti olarak Cumhurbaşkanlığı kararı derhal iptal edilerek vakıf mallarına el atma vebali altında kalınmaması gerektiğini vatandaşlarımız ile paylaşıyoruz.”