CHP’nin ve solun anlamadığı
Bir kısım CHP’liler ve bir kısım solcular, AKP ve HDP’yi hâlâ üniter ve laik Türkiye’nin demokratik partileri kabul ediyorlar. Bu partilerden birincisinin laiklik diye bir hassasiyetinin bulunmadığını, ülkeyi teokratik bir düzenle yönetmek istediğini; ikincisinin, ülkenin üniter yapısını değiştirip idari ve siyasi ayrı bir Kürdistan talep ettiğini ya anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar.
Bakın 2012 Ramazanı’nda Osman Baydemir, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde verdiği iftar yemeğinde bölgede görev yapan gazetecilere neler söylemiş.
“Yegâne yol bütün Orta Doğu coğrafyasında, Irak’ta olduğu gibi ya da benzeri, İran’da da özerk Kürdistan olacaktır, Türkiye’de de özerk Kürdistan olacaktır, Suriye’de de özerk Kürdistan olacaktır... Tek yol müzakeredir. Müzakerenin kurulacağı zemin de Kürt halkının haklı talebi olan idari ve siyasi statüdür... Özerk Kürdistan’ın başşehri Kamışlı’dır; özerk Kürdistan’ın başşehri Diyarbakır’dır; özerk Kürdistan’ın başşehri Hevler’dir (Erbil); özerk Kürdistan’ın başşehri Mahabad’dır.” (Hürriyet, 28.07.2012).
Yeteri kadar açık mı? Dört ülkede de özerk Kürdistan istiyor ve hepsinin başkentlerini ayrı ayrı sayıyor. Nasıl bir özerk Kürdistan? Onun da cevabını veriyor: “Irak’ta olduğu gibi ya da benzeri”. Hâlâ bunların, Türkiye’nin üniter yapısına sadık olduklarını söyleyebilir misiniz? Eğer Irak’ın bugünkü yapısına üniter diyorsanız, evet söyleyebilirsiniz. Ama en görmez gözler bile Irak’ta âdeta bağımsız bir Kürdistan olduğunu görüyor. Ve Baydemir “Irak’ta olduğu gibi” bir özerk Kürdistan istiyor.
Osman Baydemir kim? Bu sözleri söylediği zaman Diyarbakır Belediye Başkanı idi. Şimdi HDP’nin Şanlıurfa milletvekili.
TBMM’deki yemin töreninde de nasıl yalap şap yemin ettiklerini ve İstiklal Marşı’nı söylemediklerini hep birlikte gördük.
Şimdi de AKP’ye bakalım. AKP iktidarında Başbakanlık Müsteşarlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve iki dönem milletvekilliği yapan Ömer Dinçer, 19-21 1995 tarihinde Sivas’ta yapılan “21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye Gündeminde İslam” konulu sempozyumda şunları söylüyor:
“Türkiye’de Cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerine İslam’la bütünleşmesinin gerekli olduğu inancını taşıyorum. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin; laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezî, daha çok Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum.”
Konuşmanın tam metni Bilgi ve Hikmet dergisinin 12. sayısında (Güz 1995) var; fakat her ne hikmetse diğer sayılar internette açıldığı hâlde bu sayı açılmıyor. Ben de metni muhtelif kaynaklardan kontrol ederek aldım.
Bu metin de yeteri kadar açık değil mi? Laikliğin yerini “daha çok Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu” başka ne demek olabilir? “Laiklik ilkesinin İslam’la bütünleşmesi” ne demek? Hangi İslam? Bunların anladığı İslam. Yani 17, 25, saray...
İnsanlar ne istediklerini daha nasıl anlatsınlar? Özerk Kürdistan diyorlar, anlamıyorsunuz; Kürdistan’ın başşehri Diyarbakır diyorlar anlamıyorsunuz; Cumhuriyet’in temel ilkeleri değişmeli diyorlar, anlamıyorsunuz. Anlamanız için daha ne desinler?
CHP’lilere ve kendilerini “sol” olarak ifade edenlere son sorular: Siz de Baydemir’den ve Dinçer’den alıntıladığım düşüncelere katılıyor musunuz? Bu düşünceleri normal mi karşılıyorsunuz; yoksa değiştiklerini mi düşünüyorsunuz?