CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesindeki çeviri hatasına ilişkin, "Böyle bir görüşmede Sayın Cumhurbaşkanının elinde yazılı metin varken tercümanın başka bir şey söylemesi kabul edilebilir bir durum değil. Kazara olmayacağına ilişkin bizdeki şüpheleri güçlendiriyor." dedi.
TERCÜME KRİZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine de değinen CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın görüşmesindeki çeviri hatasının çok konuşulduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"Böyle bir görüşmede Sayın Cumhurbaşkanı'nın elinde yazılı metin varken tercümanın başka bir şey söylemesi kabul edilebilir bir durum değil. Hem Türk kamuoyu kandırılmıştır hem de ABD kamuoyuna yalan söylenmiştir. Bir düzeltme de yapılmadığı görülüyor. Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği cümle yanlış tercüme edilmişse o anda düzeltilmesi gerekiyordu. Edilmediyse daha sonra resmi kanallardan bir şekilde düzeltilmesi lazım. İki farklı şeyden bahsediliyor. Bunu yadırgadık. Kazara olmayacağına ilişkin bizdeki şüpheleri güçlendirdiğine inanıyoruz. Bu kadar kritik konuda hatta ziyaretin asıl hedefi haline dönüştürülen bu konuda tercüme hatası diye geçiştirilmesi doğru değil. Kritik bir konuda bu kadar cümle çarptırılıyorsa sonra düzeltilmiyorsa bundan ne anlamalıyız?"
"YUTTURMACA"
Suriye'nin geleceğine halkının karar vereceğinin açıklandığını ancak bunun bir yutturmaca olduğunu öne süren Yılmaz, "Eğer karar veriyorsa o zaman Astana'da sunulan anayasa taslağı kimin eseri? Suriye halkının bir tercihi mi?" diye sordu. Yılmaz, Suriye'nin geleceğine halkın değil Bosna, Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi uluslararası toplumun karar verdiğini bildirdi.
Yılmaz, Suriye'nin en kritik dönemine girdiğini, ya bölünüp parçalanacağını ve yükün Türkiye üzerine yığılacağını ya da mevcut politikayı değiştirip geç de olsa kötünün iyisi için çaba sarf edeceğini belirtti.
Türkiye'nin bir yol bulup, muhaliflerle Esad'ı barıştırması gerektiğini ileri süren Yılmaz, İran ve Rusya'nın da bu teze çok uzak durmadığını aktardı. Yılmaz, muhaliflerle Esad'ın çatıştığı ortamda Suriye'den bütünlük çıkmayacağını, bölüneceğini iddia etti. Yılmaz, bu görüşmelerin gerekirse Türkiye'de yapılmasını önererek Türkiye'nin bütün savaşan tarafları toparlayıp, diplomasinin bütün inceliklerini ve arazideki gücünü kullanıp bir kanal açması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, Suriye'de yavaş yavaş bölünmenin kalıcılaştığını, AKP'nin hatasının Türkiye'nin meselesine dönüştüğünü savundu.