Mehmet Akgün / ANKARA / ÖZEL HABER
Usluer, "Salgınının birinci dalgası henüz bitmedi. Salgın zirve sonrası 800- 900 rakamlarına sabitlenerek bir plato çizmeye başladı. Henüz salgının eğilimi aşağıya doğru bile dönmedi. Sağlık Bakanı ikinci dalga beklemediğini ifade ediyor ancak bunu bilim insanları dahi ön göremez. Çünkü bu hastalığın henüz bir aşısı veya ilacı yok. Bugüne kadar aldığımız önlemlerle bulaşı engelleyerek vaka sayısını azalttık. Salgın biliminde ikinci dalgada, üçüncü dalgada olur dokuza kadar çıkabilir. Burada önemli olan aldığımız önlemlerle dalgayı geciktirmektir" dedi.
Zorunluluktan başlayan normalleşme sürecinin basit bir formülünün olmadığını vurgulayan Usluer, "Her ülkenin kendi koşullarını değerlendirmesi ve kendi koşulları ölçeğinde bir formül çıkartması gerekir. Bizde de haftasonu sokağa çıkma yasakları, belirli bir yaş gruplarına uygulanan sokağa çıkma yasakları neticesinde salgın kontrol altına alındı" ifadelerini kullandı.
Normalleşmenin kademe kademe yapılması gerektiğini söyleyen Usluer, "En az riskli alanlardan başlayarak kapadığımız alanları açmalıyız. Her attığımız adımdan sonra virüsün kuluçka süresi olan 14 gün boyunca beklemeli ve neler olduğunu görmeliyiz." diye konuştu.
"TÜRKİYE DOĞRU TEST STRATEJİSİ OLUŞTURMADI"
Türkiye’nin normalleşme sürecine girme konusunda acele ettiğini belirten Usluer şu ifadeleri kullandı: "Normalleşme sürecini başlatan ülkelerde yeni vaka sayıları 100- 200 rakamlarına kadar düştü. Üstelik bu ülkeler toplam yapılan test sayılarında Türkiye’nin çok üstünde yer alıyorlar. Bizim koronavirüs sürecinden bu yana yaptığımız test sayısı toplamda 2 buçuk milyon civarındayken bu ülkeler arasında günlük 500 bin haftalık 700 bin test yapan ülkeler bulunuyor. Ne kadar çok test yaparsanız ülkedeki gerçek vaka sayısını öyle bulabilirsiniz. Türkiye doğru ve geniş bir test stratejisi oluşturmadığı için 20 bin test sayısı yapıldığında da 800- 900 hasta sayımız var, 50 bin yaptığımızda da aynı oranda yeni vakamız var. Daha önce Covid-19 olmayan veya az vaka bulunan birçok ilde vaka sayılarında artma var."
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı sadece kaba rakamları açıkladığının altını çizen Usluer, "Normalleşme sürecine girdiysek açıklamaların illerin özelinde, mahalle ölçekli her adımı ölçer nitelikte olması gerekir. Sadece açıklanan rakamlara baktığımızda bile normalleşme süreci aceleye geldi" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANININ İFADELERİ KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sokağa çıkma yasağını kaldırmasını “gönlüm razı gelmedi” ifadeleriyle açıklamasını eleştiren Usluer, "Hiçbirimizin yaşamı birkaç kişinin vicdanıyla ilintili değil. Burada atılacak her bir adımın bilimsel temeller gerçekliğinde olması lazım. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararların büyük ölçüde bilim kuruluyla ortak olduğunu biliyoruz. Ancak kabinenin kendi içerisinde bir iletişim kusuru var veya bakış açıları farklı. Biri ekonomiyi ön plana alıyor, diğeri insan sağlığına bakıyor. Burada yanlış olan kendi aralarında bir eşgüdümün olmamasıdır. Zaten şeffaf yönetilmeyen süreç bu tür adımlarla toplumsal güveni zedeliyor. Cumhurbaşkanının “gönlüm razı gelmedi” şeklinde ileri sürdüğü gerekçe kabul edilebilir değil. Gerçek neyse o doğrultuda yapılması gereken zorunluluklar var" dedi.
Türkiye’nin ekonomik kriz içindeyken salgınla karşılaştığını hatırlatan Usluer, "Ülkemiz için kriz yerine ekonomik buhran demek daha doğru olur. Ekonomik çarklarının mutlaka dönmesi gerekiyor fakat bunu planlarken işin merkezine insan hayatını oturtmamız gerekiyor. Önce insan sağlığı sonra ekonomi olmalıdır. Salgınının birinci dalgası henüz bitmedi. Salgın zirve sonrası 800- 900 rakamlarına sabitlenerek bir plato çizmeye başladı.
Henüz salgının eğilimi aşağıya doğru bile dönmedi. Sağlık Bakanı ikinci dalga beklemediğini ifade ediyor ancak bunu bilim insanları dahi ön göremez. Çünkü bu hastalığın henüz bir aşısı veya ilacı yok. Bugüne kadar aldığımız önlemlerle bulaşı engelleyerek vaka sayısını azalttık. Salgın biliminde ikinci dalgada, üçüncü dalgada olur dokuza kadar çıkabilir. Burada önemli olan aldığımız önlemlerle dalgayı geciktirmektir. Birinci dalga ile ikinci dalga arasındaki süreyi ne kadar açarsak birinci dalgada salgından etkilenen insan sayısını o kadar azaltmış oluruz" diye konuştu.
Hastalıktan korunmak için bütün önlemleri fiziksel mesafe, maske ve hijyene bağlamanın doğru olmadığını söyleyen Usluer şu ifadeleri kullandı: "Bir bütünün içerisinde bu önlemler bizim bireysel ve toplumsal sorumluluğudur. Bütün sorumluluğu bireye ve topluma yükleyip devlet üzerine düşenleri yapmazsa sorunu çözme şansımız yok."