CHP'li Tezcan: YSK tasdiknameyi hak etmiştir

CHP'li Tezcan: YSK tasdiknameyi hak etmiştir

CHP'li Bülent Tezcan, YSK'nın referandumun iptaline yönelik başvuruları reddetmesine ilişkin gerekçeli kararı konusunda, "Bu mühürsüz seçimde YSK, sadece sınıfta kalmamıştır. Bir  tane üyesi hariç, diğer üyeleri tasdiknameyi de hak etmiştir" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) halk oylamasının iptaline yönelik başvuruları reddetmesine ilişkin gerekçeli kararı konusunda, "Çabamız 49 milyonun hukukunu, hakkını koruma çabasıdır. Bu çabayı birileri anlamayabilir, Sayın YSK Başkanı da anlamayabilir. Bu mesele çay toplama meselesi değildir. Çay toplama, oy toplamayla aynı şey değildir. Oy toplama, çay toplamaya benzemez. YSK millet adına görev yapar, kendilerini elinden tutup, çay toplamaya götürenler adına görev yapmazlar." dedi.

Tezcan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, YSK'nın, 16 Nisan'daki halk oylamasının iptal başvurularını reddetmesine ilişkin açıkladığı gerekçeli kararını değerlendirdi.

YSK'nın, sayfalarca gerekçe uydurmaya çalıştığını belirten Tezcan, kurulun, "Mühürsüz seçimin bahanesini nasıl yazarız?" diye düşünüp bulamadığını, gerekçe uydurmaya çalıştığını, kanun maddelerini tekrarladığını ifade etti.

Gerekçenin ilk 8 sayfasına bakıldığında, YSK'nın seçimin iptaline karar vereceğinin sanıldığını anlatan Bülent Tezcan, "Yasa koyucu, TBMM bir bütün halinde seçimlerin nasıl güvenli yapılacağını düzenlemiş. O maddelerin içinden bir maddesini çekerseniz, duvarın içinden bir tuğlayı çekmiş gibi olursunuz ve duvar yıkılır. Yani seçim güvenliği yıkılır. Ne yazık ki 98 ve 101. maddelerdeki mühürsüz zarfların ve mühürsüz oy pusulalarının geçersiz olacağına ilişkin hükmü yok sayarak, aslında TBMM'nin, milletin iradesini yok sayarak, duvarın temelinden iki tuğlayı çekmiş, duvarın yıkılmasına neden olmuştur. Yani seçim güvenliğini ortadan kaldırmış ve seçimin meşruiyetini yok etmiştir." diye konuştu.

"Laf kalabalığı"

Gerekçeli karar hakkında  "Laf kalabalığı" değerlendirmesinde bulunan Tezcan, YSK üyesi Cengiz Topaktaş'ın karşı oy yazısını ayrı tutarak, bunun bir hukuk metni olmadığını öne sürdü.

Tarihe hukuk dersi olarak geçecek bir karşı oy yazısının ortada olduğunu vurgulayan Tezcan, bir siyasetçi olarak değil, bir hukukçu olarak Topaktaş'a teşekkürlerini iletti ve bu üyenin,  tarihin kara sayfasının içine "Ak leke" olarak muhalefet şerhini düşürdüğünü kaydetti.

Bülent Tezcan, YSK Başkanı Sadi Güven'in, "Seçimleri partiler yapıyor, biz yapmıyoruz, sandık kurulları yapıyor." dediğini aktararak, seçimleri partiler yaparken, YSK'nın bozduğunu belirtti.

Mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli saymanın, sandık kurulundaki parti temsilcilerini, sandık kurulunu işlevsiz hale getirmek, sandık kurulu denetimini yok etmek anlamına geldiğini ve YSK'nın bunu yaptığını savunan Tezcan, YSK'nın seçimin meşruiyetini ortadan kaldırdığını, kendi pozisyonunu da tartışılır hale getirdiğini bildirdi.

"Tasdiknameyi hak ettiler"

Karşı oy kullanan Topaktaş'ın hakkını teslim etmek gerektiğine işaret eden Tezcan, "Bu mühürsüz seçimde YSK, sadece sınıfta kalmamıştır. Bir  tane üyesi hariç, diğer üyeleri tasdiknameyi de hak etmiştir. Bu kararla, hukuk mektebinden çıkarılmayı içerecek tasdiknameyi hak etmişlerdir." diye konuştu.

Tezcan, sadece hayır oyu verenlerin değil, evet oyu verenlerin de hakkını koruma mücadelesi ve çabası içinde bulunduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu mühürsüz oy skandalı, evet oyu verenlerin oylarını da mundar etmiş, lekelemiştir. Çabamız 49 milyonun hukukunu, hakkını koruma çabasıdır. Bu çabayı birileri anlamayabilir, Sayın YSK Başkanı da anlamayabilir. Bu mesele çay toplama meselesi değildir. Çay toplama, oy toplamayla aynı şey değildir. Oy toplama, çay toplamaya benzemez. Sayın Başkan'ın bunu bir kez daha hatırlamasında yarar var. Yargısal niteliği olan bir kurum olan YSK, çay bahçesi değil. Herkes görevini yaparken nerede, nasıl ve kim adına bulunduğunu bilecektir."

"YSK millet adına görev yapar, kendilerini elinden tutup çay toplamaya götürenler adına görev yapmazlar. " ifadesini kullanan Bülent Tezcan,  "Muhalif üye hariç, YSK'nın, kanunu bilmediği için tam kanunsuzluğun anlamını da bilmediğini görüyoruz. Hukuk yollarının tümünü deneyeceğiz, gidebileceğimiz bütün alanlara gideceğiz. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi çerçevesinde de başvuru imkanımızın olduğu düşünceleri var. Bunları da değerlendiriyoruz. Bu meseleyi bütün meşru hukuk alanlarında takip edeceğiz. " değerlendirmesini yaptı.

İlgili Haberler