Eski CHP milletvekili ve eski başsavcı İlhan Cihaner, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuk oldu.
"Gelecek için Biz" hareketinin de kurucusu olan Cihaner, seçimlerde alınan sonuç nedeniyle CHP’de yükselen itirazları yorumladı.
Cihaner, “Bir arkadaşım, 'ŞYZD ideolojisi gündeme gelecek herhalde yerel seçimler nedeniyle' dedi ve ben de harflere anlam vermeye çalıştım. ŞYZD, yani ‘şimdi yeri ve zamanı değil’. Bu CHP’de çok kullanılır ve yine o tartışmaların yapılmasının önüne geçilmeye çalışıyor" dedi.
İlhan Cihaner’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“KİMSENİN TAHAMMÜLÜ KALMAMIŞ”
“Sürekli yenilgileri yaşatan temel nedenlerin sorgulanmaması hatta sadece sorgulanıp tartışılması da değil oradan bir sonuç çıkartılıp o sonucun hataya geçirilmesi konusunda sadece beyin jimnastiğinden de bahsetmiyoruz. Tartışma dediğimiz şey aynı zamanda bilinç oluşturur, aynı zamanda sizin kitlenize de bir bilgi olur. Maalesef bu son 10-15 yıl içerisinde yaşadığımız seçim fırtınaları nedeniyle bir türlü yapılamadı. Zaman zaman bizler de eleştiri dozumuzu kısmak zorunda kaldık çünkü vatandaşların eleştiri ve tartışmaya tahammülü kalmamış. Parti içi kavga gibi ve bu tartışmaya da kimsenin tahammülü yoktu. Umarım bu tartışma zemini oluşur.
“YÜKSELEN BİR MİLLİYETÇİLİK YOK”
Neden bu noktaya geldik? CHP ve muhalefet, ağırlıklı olarak iktidarın ve Türkiye’de bugünkü tabloyu oluşturan liberal, sağ muhafazakar kesimin kodlarına göre kendilerini kodladılar. Onların kendilerine çizdikleri alanda siyaset yapmaya çalıştılar. CHP, maalesef bu alanı değiştirip, dönüştürüp toplumu buna göre ikna etmek yerine -üstelik çoğu da olgusal karşılığı olmayan yanlış algılardı- onun üzerinden siyaset yapmayı tercih etti. Türkiye toplumuna muayyen bir sağcılık ve muhafazakarlık atfedildi ve bunun hiçbir şekilde dönüştürülemeyeceği kabul edildi. İktidarı elde etmek için söylemsel düzeyde öyle davranmayı bırakın, giderek öyle olmaya varan bir yol izlendi. En temel yanlışın bu olduğunu düşünüyorum. Burada dünyada yükselen milliyetçilik deniliyor ama öyle bir şey de yok, hele ki Türkiye’de yükselen bir milliyetçilik olduğu kanaatinde değilim. Milliyetçi partilerin oyları 5 yıl önceki seçime göre dramatik bir artış göstermediği gibi siz onun karşısına, onunla yarışacak bir ideoloji koyarsınız, o ona nispetle yükselirse bir yükselişten bahsedersiniz ama onun yerine sürekli onun söylemlerini, onun dünya görüşünü yeniden üretirseniz orada bir yükselişten de bahsedemezsiniz çünkü mukayese edeceğiniz bir referans noktanız olmamış olur.
“İKTİDARA TESLİM OLUNDU”
İktidarın kendinden menkul bir millilik ve yerlilik anlayışına teslim olundu. Yoksullukla ilişkilendirilebilecek bazı temel yanlışlar bile kurban edildi. Listelere dikkat edilmedi. Belediyelerin yaptıkları işler partiye mal edilmedi. Adalet yürüyüşünden bu yana gelen rumuzsuz, sembolsüz ve siyasetsiz bir siyasi akterilasyon gibi tarz izlenmeye başlandı. Dünya siyaset tarihine geçecek bir iş yapıyorsunuz ve orada bunu size, sizin düşüncenize ve partinize mal edecek tek bir şey yok. Bu birçok insanın hoşuna gidebilir ama sandığa gittiğiniz zaman bir fayda getirmediğini bir şekilde görüyoruz. Belediyelerimiz de bu furyaya kendilerini biraz kaptırdılar. Seçildim ve geldim artık halkın belediyesiyim... Doğrudur ama aynı zamanda dünya görüşünüze de insanları ikna edecek ince çizgide tutmanız lazım. Bunun çok büyük kayıp olduğunu düşünüyorum. İttifak masası bence baştan itibaren yanlış kurgulandı. İttifak masasının birleşenleri dolayısıyla AKP’ye karşı kullanılabilecek argümanlar nezdinde, sahada çalışacak ya da politik dil kullanabilecek insanlar bir çeşit silahsızlandırıldı.”