(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ticaret Bakanlığı'nın limon ihracatına ilişkin kararına tepki göstererek, "'İşin özü yanlışın bedelini bir yerde limonu üreten de vatandaş da ödüyor. Çünkü sistem artık aracıların daha çok kazandığı, üretenin para kazanamadığı, tüketicinin de fahiş fiyatla ürün almaya bırakıldığı bir döneme evrildi. Yurt dışı ihracatı bahane edilerek yurt içi fiyatı arttırılıyor. Siz üreticinin elindeyken 5 TL’ye kadar limon düşünce o ağacın sökülmesini seyredersiniz, sonra depoda da ürün varken ürün fiyat artışını bahane ederek ihracı yasaklarsanız, gelen tepkiler üzerine ondan vazgeçip ertelemeye giderseniz sizin yönetim anlayışınızdaki boşluk, yetersizlik, öngörüsüzlük ortaya çıkar'" dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Ticaret Bakanlığı'nın don olayından etkilendiği gerekçesiyle limon iharacatını yasaklaması ve ardından kararın 15 Mayıs'a ertelenmesine ilişkin konuştu.
Gürer, 15 Mayıs'tan sonra ihracat talebinin kısılacağına değinerek şunları söyledi:
''Limonla ilgili 48 saatte yaşananlar ülkemizde tarım kesiminin sorunlarının farklı bir yansıması oldu. Çünkü önce Ticaret Bakanlığı, yurt dışı satışına yasaklama getirdi. Sonra birliklerden gelen talepler doğrultusunda bu yasak 15 Mayıs'a ertelendi. 15 Mayıs'a ertelenmesinin nedeni dünyada limon üreten ülkelerin taze limonun çıktığı döneme denk geliyor ki ondan sonra zaten ihracat talepleri de önemli ölçüde kısılıyor. Arjantin ve Güney Afrika'da 15 Mayıs'tan sonra taze limon çıkmış olacağı için dünya piyasalarına bu ülkelerden limon girişi de hızlanacak.
564 bin toplu meyvelik alanında limon üretimi gerçekleşiyor ve kişi başına da ülkemizde 7,5 kilo civarında limon tüketimi var. 2023 yılında 63 ülkeye, 2024 yılında 69 ülkeye ihracat yapmışız. 2025 yılının ilk iki ayında da 49 ülkeye ihracat gerçekleşmiş. Ülkemiz limonu ihraç eden ve bu anlamda pazar olan bir ülke. 2023 yılında 658 bin 198 ton limon ihracatından 357 milyon 761 bin dolar gelir sağlanmış. 2024 yılında 576 bin 841 ton limon ihracatından 361 milyon 38 bin dolar gelir sağlamışız. 2025 yılının ilk iki ayında 116 bin 837 ton limon ihracatından 95 milyon 130 bin dolar gelir sağlanmış.
Özellikle de geçtiğimiz yıl limonun üretici de para etmemesi, bu yıl da dondan etkilenmesi nedeniyle limonda bir fiyat artışı olacağı hale gittiğinizde size anlatılan bir durumdu. Ama bu artış üreticiden ürün çıktıktan sonra depodaki ürünün sahipleri tarafından da yani aracıların da bu işte rol aldığı bir işleyiş var. Türkiye'de ne yazık ki yanlış tarım politikaları ve planlamanın olmaması her alanda probleme dönüşüyor. Türkiye'nin yurt dışı satışına rağmen limonda açığı yok ve fiyatın bu kadar artmaması gerekiyor. Limonda fiyat artınca Ticaret Bakanlığı ne yapıyor, "Limon fiyatları artıyor, yurt dışı satışını durduralım" diyor. Ticaret Bakanlığının, yurt dışı pazarını kaybettiğiniz zaman yeniden o pazarın oluşturulmasının zor olduğunu öngörmesi lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, bununla ilgili odalar, birlikler bir araya gelip doğru politika oluşturarak karar almalı. Bunlar kararı alıyor, "Yurt dışına ihracat yasakladık'. "15 Mayıs'a kadar erteledik" diyorlar. 15 Mayıs'tan sonra zaten limon farklı dünya ülkelerinden çıkınca, pazarın o konudaki doygunluğu ulaşınca Türkiye'nin yurt dışı pazarında da daralma oluşuyor.
İşin özü yanlışın bedelini bir yerde limonu üreten de vatandaş da ödüyor. Çünkü sistem artık aracıların daha çok kazandığı, üretenin para kazanamadığı, tüketicinin de fahiş fiyatla ürün almaya bırakıldığı bir döneme evrildi. Yurt dışı ihracatı bahane edilerek yurt içi fiyatı arttırılıyor. Siyasi iktidar ürünün oluşumundan, pazarlamasına kadar süreci doğru yönetemediğinden geçtiğimiz yıl çoğu ürün çöpe gitti. Ama siz üreticinin elindeyken 5 TL’ye kadar limon düşünce o ağacın sökülmesini seyredersiniz, sonra depoda da ürün varken ürün fiyat artışını bahane ederek ihracı yasaklarsanız, gelen tepkiler üzerine ondan vazgeçip ertelemeye giderseniz sizin yönetim anlayışınızdaki boşluk, yetersizlik, öngörüsüzlük ortaya çıkar. Tarımın en büyük sorunu planlı bir üretim anlayışı, öngörülebilir bir politika ve işin sürdürülebilirliğindeki düzen ve akışın doğru olarak yönetilmemesinden kaynaklanıyor.''