Salgında artan vaka sayıları, kevgire dönen sınırlar ve göçmenler, ekonomide sinyalleri alınan yeni kredi genişlemesi, bütün bu olaylar vatandaşı nasıl etkileyecek? CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak güncel olayları CHP Ekonomi Masası TV’de değerlendirdi.
Ekonomist Evren Devrim Zelyut, CHP Sözcüsü’ne 4 Temmuz’da 4,4 bin olan vaka sayısının 26 Temmuz’da 16,8 bine çıktığını söyleyerek konu hakkındaki görüşünü sordu.
Öztrak, işin başından beri salgının hükümet tarafından kötü yönetildiğini, hükümetin salgını unutarak millete de unutturduğunu söyledi. Öztrak açılma ile belki esnafın yüzü biraz güldü ama tedbirlerin unutulması vaka sayılarını artırdı, salgında hükümetin esnafa destek değil borç verdiğini, artan vaka sayıları ile tekrar bir kapanmanın bu noktadan sonra bir yıkım olacağını belirtti. CHP sözcüsü esnafın elinde avucunda ne varsa satarak açılmaya kadar kendisini getirdiğinin altını çizdi.
CHP Sözcüsü Öztrak’a sorulan ikinci soru ise son zamanlarda sınırlarımızdan giren binlerce Afganlı göçmenin durumu oldu.
Türkiye’ye büyük sosyal ve ekonomik maliyetler getirmesi beklenen göçmenlerle ilgili olarak Öztrak "Türkiye artık ucuz emek ülkesi, kalitesiz ve kayıt dışı işgücünün olduğu bir ekonomi olmak durumundan çıkmak zorunda" diyerek, "Türkiye AB üyesi olmak, lojistikteki eşsiz konumunu kullanarak, bölgesindeki önemli bir sanayi gücü olmak istiyorsa bu göçmen sorununu çözmelidir" dedi.
Öztrak gelen göçmenlerle oluşan ucuz emeğin ekonomiyi düşük teknoloji mal içeren üretime ittiğini oysa ülkenin ihtiyacının katma değeri yüksek malların üretimi olduğunun altını çizdi.
Göçmen konusunda Avrupa’nın Türkiye’yi bir ‘göçmen gettosu’ yapmaya çalıştığını gördüklerini söyleyerek, "CHP olarak biz bu rolü kabul edemeyiz, Türkiye AB üyesi olacak, sanayi ve teknolojide ileri gidecek bir ülke olmalıdır, bunu da CHP ile başaracaktır" dedi.
Göçmen meselesinin AB ile bir masada görüşülmesi gerektiğini de belirten Öztrak bütün yükün Türkiye tarafından üstlenilmesinin yanlış olacağını vurguladı.
Öztrak’a Zelyut tarafından yöneltilen son soru ise ekonomide geçtiğimiz dönemde yaşanan kredi genişlemesinin bir benzerin tekrar gündeme gelmeye başlaması hakkında oldu. Kredi genişlemeleri ile üretimin arttığı ancak dışa bağlı üretimle cari açık ve kurun da yükseldiğini söyleyen Zelyut, Öztrak’a Türk Lirası’nın tekrar uçurumdan aşağı düşme ihtimalini ve 2023’e kadar ekonomik tabloyu nasıl değerlendirdiğini sordu.
Öztrak geçmişteki kredi büyümesi ile oluşan borçların an itibari ile ödenme kapasitesinin olmadığının altını çizdi. Görülen büyümenin yerini tekrar bir durgunluğun alacağını işte o noktada kredi genişlemesinin gündeme geleceğini, bunun da cari açık ve kuru tekrar yukarı çekeceğini belirtti. Sürekli aynı hataların yapıldığını vurgulayan Öztrak, rekabetçi bir ekonomiden başka çıkış yolu olmadığını, bunun için de reformların yapılması gerektiğini söyledi. Tarım ve hizmet sektöründe insanların kredi ile ayakta durmaya çalıştığını, sanayide ise düşük değerli Lira ile çarkların zar zor döndüğünü belirtti.
Öztrak çözüm için ‘yeni kurallara, yeni kurumlara, ve yeni kadrolara’ ihtiyaç olduğunu söyleyerek adalet sisteminin, hukuk devletinin ayağa kaldırılması gerektiğini, eğitimin de iyileştirilmesinin gerekli olduğunu belirtti. Bu tedbirlerin tek başına yetmeyeceğini ülkede bölüşümün de düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
"Bütün bunları alt alta sıraladığımızda, bugün bu iktidarda bunları yapabilecek kabiliyet, yetenek ve gücü görmüyorum. Açıkçası iktidarın başı televizyonlarda konuşurken uyuyacak konuma gelmiştir. Buradan baktığınızda Türkiye’nin içler acısı hali gözüküyor" diyen Öztrak, 2013 yılından sonra küresel sistemin değiştiğini, sermayenin bu tarihten sonra doğru işleri yapan ülkelere gittiğini söyleyerek AKP’nin bu değişimi okuyamadığını, AKP’nin sermayenin doğru işleri yapan ülkelere gidişini ise kendisine bir komplo olarak yorumladığını belirtti.
AKP’nin doğruları yapmak yerine yanlışlarda ısrar ettiğini söyleyen Öztrak sözlerini, "Bu iktidar artık milletin sırtında çok ciddi bir yüktür. Milletimiz de bunu görmüştür. Milletimiz bunların notunu vermiştir, biran önce bunları evlerine göndermek, tasdiknameyi ellerine vermek için de sandığın önlerine gelmesini beklemektedir." diye bitirdi.
