CHP’den son rapor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı adaylığı, Tansu Çiller’in 1993’deki DYP Genel Başkanlığı adaylığı günlerini çağrıştırıyor.
Adaylık ilanı ile Kılıçdaroğlu büyük bir ilgi görüyor ve destek
alıyor.
Kuşkusuz henüz her şey tamam değil, zira Deniz Bey’in alacağı tutum önemli.
Tam burada bir parantez açalım ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açık bir operasyon olduğunu belirtelim.
Operasyonun merkezinde ise Doğan Medya ile Önder Sav var.
Operasyon diyorum, zira hatırlayın Kılıçdaroğlu, Baykal’a kurulan kaset komplosundan sonra defalarca aday değilim açıklamasını yapmıştı.
Durum bu iken Kemal Bey, bir sabah ansızın adayım diye ortaya çıktı!
Peki bu nasıl mı oldu?
Doğan Medya Grubundan Kılıçdaroğlu’na aday olması telkini ve hatta baskısı yapıldı.
Bitmedi, en önemlisi Önder Sav’ın kendisine omuz vereceği ifade edildi.
Derken hafta sonu, Kılıçdaroğlu ile Sav bir araya getirildi .
Kemal Bey’in il başkanlarını beklemeden adaylık ilanı ise Önder Sav’ın teklifi!
Önder Bey, Kılıçdaroğlu’na, inisiyatifin örgüte bırakılması durumunda öne çıkamayacağını ve rüzgar alamayacağını söyledi.
Doğan Grubunun hadiseye bu kadar aleni müdahil olmasının sebebine gelince...
Doğan’ın birinci gerekçesi, yaralı Baykal’ın geri dönmesi durumunda CHP’yi yukarılara taşıyamayacağı bakışıdır. Böyle bir şey, bir dönem daha AKP’nin iktidarı demektir ki Doğan’ın buna tahammülü yok!
İkinci gerekçe ise Türkiye’de siyaseti yeniden kurgulamak isteyen Küresel Egemenlerin Doğan’a verdiği görevdir. Buna göre 1 Mart tezkeresinde, Kürt-Ermenistan açılımı ve mayınlı arazi gibi konularda emperyalizme açık tavır alan Deniz Baykal’ın planlanan yeni Türkiye siyasetinde yeri olsun istenmemiş ve tasfiye görevi de Doğan Medyaya verilmiştir.
Kurultay öncesindeki son görünüme gelince:
Milletvekillerinde bariz bir şekilde Kılıçdaroğlu ağırlığı var.
Ağırlıklı il örgütlerinden Ankara; Kılıçdaroğlu gelsin, İzmir; Baykal dönsün diyor. İstanbul ise hâlâ meçhul... Kulis fısıltılarına göre, Deniz Baykal Gürsel Tekin’e ikinci adamlık teklif edebilir deniliyor ama bir başka haber de Gürsel Bey’in Kemal Kılıçdaroğlu ile madende göçük olayının yaşandığı Zonguldak’a gideceği ki bu fotoğrafı Kılıçdaroğlu’na desteğin işareti olarak sunanlar var!
Hülasa CHP, fiili olarak adeta iki parçaya bölündü.
Dileriz tırmanma sürecinde olan CHP, bundan zarar görmesin, zira böyle bir şey bir dönem daha AKP demek!
HATIRNAZ...
Arınç’ın çorapları!
Fotoğrafları gördünüz mü bilmiyorum, Arınç’ın giydiği çoraplarda Bülent Arınç yazıyor. Breh breh breh, buna sonradan görme mi yoksa başka bir şey mi demek lazım onu size bırakıyoruz. Çoraplara bile ismini damgalatmak herhalde alçak gönüllülüğün ya da tevazunun değil, kibrin ve şımarıklığın göstergesi olsa gerek. Ayinesi işdir kişinin lafa bakılmaz sözünden hareketle, Arınç hakkında gerçek hükmü verebilirsiniz! Muhtemelen Arınç diyecektir ki, canım benim haberim olmadan, bir çorap fabrikası yaptı ve gönderdi. İyi de bu gönderilme işi neden bugüne kadar yapılmadı da şimdi yapılıyor? Diyelim ki dediği gibi olsun, ne yani Arınç her gönderileni hatırları kırılmasın diye giyiyor mu? Birileri Ermenistan bayrağından bir elbise dikip gönderirse yine giyecek mi?
CİDDİ...
Çiller hazırlanıyor!
Hakkını teslim edelim, Mesut Yılmaz’ın yapamadığını Tansu Çiller yaptı ve çevresinde bir sevgi halkası oluşturdu. Mesela Çorum’dan bir Abdullah Kıyak örneği var ki şapka çıkarılacak bir lidere bağlılık ve sevgi örneğidir. Hayır Abdullah Bey profesyonel ve çıkarcı bir siyasetçi tipi değil, çarıklı bir Anadolu Bey’i ve gönül adamı, durmadan yorulmadan günler, haftalar ve aylarca Çiller için il il, ilçe ilçe gezip nabız tutuyor ve mesaj taşıyor. Sadece Kıyak da değil, Çiller’in çevresinde bu tür epey isim var ki bu Tansu Hanımın artısı ve Süleyman Demirel’e benzeyen yanıdır... Tabii insanın etrafında bu tür gönül dostları olunca bir şekilde mesafe alabiliyor. Gelinen son süreçte Tansu Hanım en azından parti tabanında tek kurtarıcı olarak öne çıkmaya başladı. Bilgilerime göre Çiller’in de dönüş için ciddi bir hazırlığı varmış. İlgilenenlere duyurulur.
IŞIK...
Çevik Bir, AKP’nin kefili!
Olmayan darbeler için havada uçan kuşlara bile soruşturma ve dava açtıran AKP’nin, olan post modern darbe, yani 28 Şubat için neden kılını bile kıpırdatmadığı ortaya çıktı. Meğer Çevik Bir, AKP için ABD’ye (Pentagon’a) kefaletini sunmuş! Hayır bu iddia sıradan birine değil, AKP’nin kuruluş günlerinde o safta yer alan ve Tayyip Erdoğan’ın bütün sırlarını bilen bugünün MHP Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Meral Akşener’e ait. Belli ki Meral Hanım geçmişte tanık olduklarından bir demet sundu ve tarihe ışık tuttu. Bu beyanın gerçekliği tartışılamaz, zira tablo fiili olarak zaten ortada, yani AKP’nin 28 Şubat ve Çevik Bir’i koruma altına aldığı ve kılına bile dokundurtmadığı gözler önünde...