CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Zeytin Dalı Harekatına ilişkin, "Harekatı günlük siyasetin bir parçası haline getirmek, harekata, millete ihanettir. Siyasi iktidarı hata yapmamaya ve başta eski Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ olmak üzere, bu konudaki sağduyu çağrılarına olumlu yaklaşmaya davet ediyorum." dedi.
Çiçek, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) Afrin Bölgesi'nde terör örgütlerine yönelik yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Harekatın biraz yavaş seyrettiğinin söylenebileceğini, ancak Türkiye'nin bir acelesi bulunmadığını belirten Çiçek, önemli olanın en az zaiyatla harekatı tamamlamak olduğuna ifade etti.
TBMM Milli Savunma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri olarak yarın Hatay'a bir ziyaret gerçekleştirileceklerini bildiren Çiçek, amaçlarının harekata katılan birliklere ve bölgede yaşayan vatandaşlara moral vermek olduğunu kaydetti.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin değerlendirmeleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın buna verdiği karşılığa da değinen Çiçek, "Günlük siyasetin malzemesi yapılmasını, harekatın her safhasının tartışılmasını eski bir asker olarak uygun bulmuyoruz. Bunu, bu ülkede 40 yıla yakın hizmet vermiş Sayın İlker Başbuğ da vurguluyor. Ama bunu söyledi diye 'vatan hainliği' dahil her türlü suçlamaya maruz kaldı. Bu yaklaşımlar Türkiye'de siyaseti gerginleştiren, yanlışların kapısını açan yaklaşımlardır." diye konuştu.
Siyasi iktidarın hatalarının oluşturduğu koşulların Türkiye'yi bu harekat noktasına getirdiğini ileri süren Çiçek, konuya ilişkin yapılan sağduyulu açıklamaların eleştirilmesinin doğru olmadığını kaydetti.
Çiçek, "Harekatı günlük siyasetin bir parçası haline getirmek, buradan oy devşirmek bu harekata, bu millete ihanettir. Daha fazla şehitlerimizin ve gazilerimizin gelmesine yol açmaktır. Bırakalım bunu cephedeki komutanlar, ilgililer planlasınlar. Bu konuda siyasi iktidarı hata yapmamaya ve başta eski Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ olmak üzere, bu konudaki sağduyu çağrılarına olumlu yaklaşmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
"PARTİ İÇİ DEMOKRASİDE ÖRNEK OLMALIYIZ"
Konuşmasında, partisinin cezaevinde bulunan İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu'nun serbest kalması gerektiğini savunan Çiçek, Anayasa Mahkemesini, Berberoğlu'nun haksız tutukluluğuna son vermesi için göreve çağırdı.
Çiçek, CHP'nin 9-10 Mart tarihlerinde yapılması planlanan Tüzük Kurultayı'na ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Parti içi demokrasi olmazsa Türkiye'de gerçek bir demokrasinin yaşanamayacağını belirten Çiçek, CHP'nin tüzük düzeltmeleriyle parti içi demokraside diğer partilere örnek olması gerektiğini anlattı.
Parti Meclisi'nin 400-450 kişiye çıkarılması, Merkez Yönetim Kurulu'nun gölge kabine niteliğine kavuşturulması gibi tüzük değişikliği önerileri bulunduğunu kaydeden Çiçek, bu değişikliklerin daha demokratik bir yönetimin önünü açacağını belirtti.
Çiçek, delegelere yönelik yazdığı ve içinde tüzük değişikliğine yönelik önerilerinin bulunduğu mektubu da gazetecilere dağıttı.
"MİLLETİMİZ İÇİN BU BEDELİ BİR KEZ DAHA ÖDERİZ"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiçek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Doğruları söylemek tekrar kumpaslarla cezaevine gitmek ise milletimiz için bu bedeli bir kez daha öderiz." ifadesini kullandı.
"KOLTUKTA KALMAK İÇİN ÖNCE HDP SONRA MHP İLE ORTAK OLDULAR"
AKP ile MHP arasındaki ittifak çalışmalarının da sorulduğu Çiçek, şu görüşlerini paylaştı:
"Geçmişte bu kadar hata yapmış, Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta başını belaya sokmuş, Barzani'yi referanduma kadar götürecek şekilde cesaretlendirmiş, kumpas davalarında Genelkurmay Başkanı 'terörist' diye yargılanırken, Şemdin Sakık tanık olurken, bu ülkeyi yöneten bir iradeyi, 'bundan sonra yanlış yapmayacak, doğru yapacak' diye savunmak bir hata. Şu an siyasi iktidarın veya liderlerinin esas amacı, iktidarda kalmak, geçmişte işlediği suçların yargıya hesabını vermemektir. Çünkü iktidardan düştüğünde bu hesabın sorulacağını biliyor. Onların önceliği iktidarda kalmaktır. Bunun için de geçmişte HDP ile bu işbirliğini götürdüler, şimdi MHP ile götürüyorlar. İnşallah HDP'nin başına gelenler MHP'nin başına gelmez."