CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba koordinatörlüğündeki CHP Emek Bürosu, 17 yıllık AKP iktidarının emek karşıtı uygulamalarını mercek altına aldı. ‘AKP İktidarının 17 Yıllık Dönemde Emek ve Çalışma Hayatı’ isimli bir rapor kaleme alan Emek Bürosu, işçilerin AKP’nin emek karşıtı politikaları ile kâr ve rant hırsı nedeniyle yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
Birgün'ün haberine göre, raporda AKP’nin, iktidarı boyunca, işçi ve emekçiler üzerindeki baskıyı ve sömürüyü günden güne artırdığı, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları ile siyasal baskıları temel politika haline getirdiği vurgulandı.
EMEKÇİLER ÖLÜME TERK EDİLDİ
Raporda öne çıkan tespitler şöyle:
AKP iktidarı döneminde oluşturulan baskıya dayalı çalışma yaşamı rejimi, işyerlerinde işçilere uygulanan faşizmin 21’nci yüzyıldaki uzantısı oldu. Emekçiler 17 yıl boyunca daha fazla yoksullaştı, güvencesizliğe terk edildi. Emekçiler, ‘geçinemiyoruz’ feryatları ile yaşamlarına son vermeye, aileleri ile birlikte toplu bir şekilde intihar etmeye başladı.
Saldırının boyutları 2 yıllık OHAL sürecinde daha da artarken, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile çalışanların hakları iyiden iyiye hedef tahtasına oturtuldu. AKP iktidarı, 2003 yılında İş Kanunu’nu değiştirerek güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına yol açtı.
17 yılda en az 22 bin işçi, işyerlerinde çalışırken göz göre göre ölüme terk edildi. Erkek, kadın ve çocuk en az 22 bin işçi, AKP’nin daha fazla rant ve kâr hırsının bedelini canlarıyla ödedi.
AKP iktidarında işçilerin sendikalaşma hakkına ağır saldırılar gerçekleşti. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) raporlarına göre Türkiye, sendikal hak ve özgürlükler noktasında dünyanın en kötü 10 ülkesi arasında yer aldı.
7’si OHAL sürecinde olmak üzere toplam 16 grev, AKP iktidarı döneminde ‘’erteleme’ ’adı altında yasaklandı. 200 binden fazla işçinin grev hakkı elinden alındı.
Taşeron çalışma uygulaması arttı. ‘Kadro vereceğiz’ yalanı ile yıllarca oyalanan işçiler, maaş ve özlük haklarından yoksun şekilde ‘sözde’ kadro ile kandırıldı.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emekli olabilme yaşı yükseltildi, emekli aylıkları düşmeye başladı.
Türkiye’de şimdiye kadar yapılan 70,3 milyar dolarlık özelleştirmenin yüzde 90’ı (62,1 milyar dolar) AKP iktidarında gerçekleşti.
Cumhuriyet tarihimizin en büyük işsizlik oranına AKP iktidarı döneminde ulaşıldı. Ülkemizde geniş tanımlı işsiz sayısı Lübnan nüfusunu geride bırakarak 8 milyona dayandı. İşsiz sayımız 95 ülke nüfusunu geçti.
Kıdem tazminatının fona devredilerek gasp edilme süreci tekrar gündeme getirildi.
Asgari ücret üzerinde vergi oranları artırıldı. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında asgari ücretin en düşük olduğu dördüncü ülke oldu.
CHP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), zorunlu arabuluculuk, kiralık işçilik ve İşsizlik Sigortası Fonu’nun yağmaya açılması gibi emek düşmanı uygulamalara da dikkat çekilen raporda, çözüm önerileri de sıralandı. Bu önerilerden bazıları şöyle:
Asgari ücret vergi kapsamı dışında bırakılmalıdır. Asgari ücrete yılda bir defa değil, altı ayda bir zam yapılmalıdır.
İş Kanunu’nda esnek çalışma modellerine, kiralık işçilik uygulamasına son verilmelidir.
696 Sayılı KHK ile kadroya geçirilen taşeron işçiler için özgür toplu sözleşme hakkı tanınmalıdır. Kamuda taşeron işçilerin kadroya geçişlerinde kapsam dışı bırakılan tüm işçiler kadroya alınmalıdır.
İşçilerin hak aramaları önünde engel teşkil eden zorunlu arabuluculuk uygulamasına son verilmelidir.
Çalışma hayatında ve ücretlerin belirlenmesinde cinsiyet, etnik kimlik, din, dil, ırk ayrımlarına son verilmelidir.
Kayıt dışı çalışmanın ortadan kaldırılması için gerekli tüm tedbirler alınmalıdır.
HAFTALIK ÇALIŞMA SÜRESİ DÜŞÜRÜLMELİ
Haftalık çalışma süresi ücrette azalma olmaksızın 40 saate düşürülmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı dışında kullanılmasına son verilmelidir.
İş cinayetlerine karşı etkin mücadele programları hayata geçirilmelidir. İşyerlerinde denetimsiz ve güvencesiz çalışma koşullarına son verilmelidir.
Kıdem tazminatının fona devrinden vazgeçilmelidir. Kıdem hakkını elde edebilme şartları ilerletilmeli, işverenin iflası halinde kıdem tazminatı hakkı, tüm diğer işçi haklarıyla birlikte öncelikli alacak durumuna getirilmelidir.
Zorunlu BES kaldırılmalıdır. Emekli aylıklarının artışında sadece enflasyon değil, milli gelir artışı da hesaba katılmalıdır.
Devlet ve iktidar güdümlü sendikacılık anlayışına son verilmelidir. Sendikal barajlar kaldırılmalıdır. Sendikaya üyelik, toplu sözleşme ve grev hakkı bir bütün olarak kabul edilmeli, bu hakların kullanılması ILO sözleşmelerine uygun hale getirilmelidir.